TÜRKİYE’DE ÇOCUK OLMAK …!Cam Patikler.

 

Merhaba sevgili Nilgün’ün Gülüğü okurları,
Uzun zamandır yazamamıştım. Aslında baharı anlatan bir yazı yazmak istedim. Şöyle içimizi ısıtacak kanımızı kaynatacak. Ancak gündemde bu kadar çocuk ölümü varken elim gitmedi. Son zamanlarda yaşananlar hepimizi derinden etkiledi. Eskiden de çocuk istismarları, ensest ilişkiler, çocuk işçiler yok muydu?… Vardı tabi… Geçen yıl 89 çocuk iş cinayetlerinde ölmüş. Bu iş yerlerine ceza kesildi mi?… Hangisi ya da kaç tanesi medyaya yansıtıldı?… 2013’te 41 çocuğun aile içi şiddetten hayatını kaybettiğini kaçımız biliyoruz?… Peki; devletimiz ailelere şiddet eğitimi vermeyi gündeme aldı mı?… Cinsel sağlık Eğitimi okullarda müfredata alındı mı?… Alınır mı sizce?… Cinselliği toplumca ayıplıyoruz.
Şu sıra üst üste çocuk cinayetlerini okudukça, duydukça bu ülkenin çocuklar için ne kadar tehlikeli olduğunu gözümüzle gördük. Şimdi gündeme ‘idam’ getirildi. Başbakanımızda bunu destekleyip, katillerin bunu hak ettiğini savunuyor. Ama… Çocuk ölümlerinin bir çoğunun devlet ihmali nedeniyle olduğunu ya görmüyorlar ya da farkında değiller…! Ben ceza artırılmasın gibi bir düşünceyi savunmuyorum. Cezalar tabi artırılsın ama müebbet hapisle, idamla çocuklara yapılan şiddetin ve cinayetlerin engellenmesi bu şekilde mümkün değil. Her şeyden önce şiddeti tek başına ele almalıyız. Eğitimin aileden başladığını hepimiz biliyoruz. O zaman tartışmamız gereken konu çocuklarımızın yaşam haklarına ailenin, çevrenin, toplumun ve devletin nasıl sahip çıkması gerektiğidir. Devletimiz çocuklarımıza sahip çıkacaksa, öncelikle kendi sebep olduğu ölümleri engellemekle işe başlayabilir. Mesela, alınan raporda devlet eliyle ya da ihmalden 633 çocuk ölmüş. Bu rakam 2012 yılında 609. Geçen senede Berkin Elvan ve 8 çocuk biber gazından hayatını kaybetti. 146 çocuk ise, ölümün kıyısını da olsa gördü. Bu çocukların isimlerini bile bilmiyoruz. Belki bu rakamları bile bilmiyorduk. Bende dahil!… Berkin Elvan’ın ölümünü de bazı gruplar siyasete alet etmedi mi?… O BİR ÇOCUK… Bunu göremeyip, meydanlarda yuhlatmadılar mı?… Oysa O BİR ÇOCUKTU…!
Türkiye, 1990 yılında imzalanan Çocuk Hakları Sözleşmesini yerine getirmeli eğer getirmezse daha çok çocuğumuzu kaybedeceğiz.
Dünya Sağlık Örgütü’nün çocuklara kötü muameleleri engellemek için hazırladığı rapor;
Çocukları istismardan korumak için her şeyden önce ‘önlem’lere ağırlık verilmeli. RİSK GRUBUNDAKİ AİLELER tespit edilip, çocuğun hayatındaki ilk yıllarında anne-babalık desteği verilmesi, şiddetin azalmasına ve engellenmesine yardımcı oluyor.
Araştırmalar, ancak sürdürülebilir ve sistematik yaklaşımlarla çocuk istismarının önlenebileceğini gösteriyor. Sağlık, eğitim, sosyal güvenlik, yargı ve yerel yönetimlerin birlikte çalışacağı bir ulusal politika mutlaka geliştirilmeli.
Sağlık sistemleri, çocuk istismarının önlem ve rehabilitasyonu için güçlendirilmeli. Tespit, kayıt, tedavi, destek konusunda sağlık görevlileri, anaokulu ve okulların sağlık birimleriyle birlikte çalışmalı.
Pek çok ülkede ölüm, hastalık, sosyal ve ekonomik faktörler, sosyal faaliyet gibi veriler eksik veya güvenilir değil. Önlem alabilmek için sağlıklı veri toplamak şart.
Uzun zaman yazmayınca iç açıcı yazı yazmak istesem de olmadı, sevgili okurlar ama bu da maalesef ülkemiz gerçeği. Sevgiyle kalın…
Nalan Hak Durmaz

Hakkımda Nilgun

Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

 GÜZEL GÜNLER BİZİ BEKLER… Cam Patikler…

Tekrardan yazabilmek çok güzel, sevgili Nilgün’ün Günlüğü okurları. Zor günlerden geçiyoruz. Bizde evimizde oturuyoruz. Pansiyonumuzu …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.