İstanbul Hatırası…

Bu defa da eşimle gittik İstanbul’a. Eşim belkide 2 senedir gitmemişti çocukların yanına.En büyük etkende malum uçağın seferden kalkmasıydı. Neyse ki kavuştuk uçağımıza da, çocuklarımıza da. Bu defa İstanbul’da eski aile dostlarımız ve aynı zamanda, Yunan Adaları’na giderken bizlere eşlik eden tur arkadaşlarımızla da buluştuk. Onlar Antalya’dan , biz Sinop’tan geldik. Kızım ilk gece için Taksim’de Yakup 2 ‘nin yerinde 2 hafta önceden bizlere yer ayırtmıştı.Çok büyük bir mekan , bahçesi olan 2 katlı büyük bir mekan.Saat 19.30 da buluştuk arkadaşlarla ve ilerleyen saatlerden boş bir tek masa yoktu.

Eşiminde hem mahalle, hem de çocukluk arkadaşı olan Aydan’da o gece bize ilerleyen saatlerde eşlik etti. 40 yıl olmuş görüşmeyeli eşimle, çok samimi ve mutlu bir şekilde gecemiz devam etti. Yemekleri ,mezeleri çok güzeldi.Saat 24.00 e gelirken kalktık ve o mekanda oturan, eşimin çocukluk arkadaşının daveti üzerine, ona kahve içmeye gittik. Eve geldiğimizde saat 2.00 olmuştu. Günün yorgunluğuna rağmen ilk gece uyuyamadım.

 

Sabah güzel bir tatil kahvaltısı yaptık, çocuklar ve arkadaşlarımızla birlikte. Sonra da Feriköy’deki Bitpazarı’na götürdü bizi kızım.Ben Allah biliyorken içimden gitmek istemedim. Ama gittiğimde gördüm ki, çok enteresan şeyler var. Çocukken minik lastik bebekler vardı benim zamanımda. Satıcı 40 tl dedi.))) Önceden, evde elime geçipde bu da nereden çıktı diye attığım şeylerin hepsi vardı bitpazarında. 45lik plaklardan, yağlıboya tablolardan, eski takılardan…Aklınıza gelen herşey…Epey bir zaman geçirdik orada. Sonrada doğruça Eminönü, mısır çarşısı ve kapalıçarşıya gittik.Sultan Ahmet’de dolaştık. Sultan Ahmet Camısinin içinide gezerek, o güzellikleri bir kez daha baktık. Bu arada hem alışveriş yaptık, hem fotoğraf çektik,hem de gezdik. Arkadaşım ve kızım biraz rahatsızdılar, İstinye Devlet hastanesine uğradık. Onlara o gün nöbetçi olan doktor ilaç yazdı. Bu arada sohbet imkanıda bulduk. Dr. Mustafa Ümit Köroğlu isimli doktor o kadar sempatik, o kadar ilgili biriydi ki, acilde olup da, bu kadar ilgi gösteren ve şen bir doktorla ilk kez karşılaştım desem doğru söylemiş olurum. Doktoru gören 2 hastamızda ilaçlarını ve doktordan aldıkları moralle hemen iyileştiler ve gezimize Telli Baba türbesinin karşısında çayımızı içerek son verdik. Eve geldiğimizde biraz dinlendik ve güzel bir çilingir sofrası kurduk tekrar.))) Yine geceyi yarıladık.

 

Pazar sabahı sadece kuş sütü yoktu masamızda. Ee malum mahallede öyle çok kedi vardı ki, kuş kalmamıştı.))) Öğlen saatinde bu defa da evden çıkıp Pierre Lotti’ye gittik.Orada manzaraya karşı çayımızı yudumladık. Oradanda İKEA’ya gittik. Arkadaşlarımız bizden ayrıldılar o akşam.. ( Ben bu defa ki seyahatimi size topdan yazacağım. Sonra fırsat olmuyor çünkü.) Pazartesi günü vaktimin çoğunu Sarıyerde geçirdim, yapacağım işler ve alacağım şeyler vardı. İşim bittiğinde de eşimle ve yine başka bir arkadaşımızla İstinye Park’da buluştuk. Yemek yedik, alışveriş yaptık. Akşamda iş dönüşü kızım aldı bizi eve geldik.

Salı sabahı oğlumda işden izin aldı, sabah erkenden kızım bizi arabayla tekrar Eminönüde bıraktı.Saray Resturanda kahvaltı yaptık,ardından da alışveriş için dolaştık. Budefa da ben yağlıboya ,fırça gibi şeyler aldım. Malum resim çalıştığım sürece bu malzemelere hep ihtiyacım olacak. Öğlen saatinde yine ANtalya’dan gelen arkadaşlarımızla buluşup bu defada Emirgan Korusuna gittik. Çok kalabalıktı. Hertarafda rengarenk laleler vardı. Poz poz fotoğraf çektim. Denemeler yaptım kendimce. Emirgan dönüşünde Çınar altında ki, Sütiş ‘de yemek yedik.

Eve geldiğimizde yorgunlukdan canım çıkıyordu. Tam 15bin adım atmışız. E yani…. Akşam bir arkadaşımıza çaya gittik. Geldiğimiz de de valizimizi hazırladık. Bu sabah uçakla geldik İstanbul’dan. Ve şu anda günlüğümü yazıyorum. Ardından da fotoğraflarımı düzenleyip sizlere sunacağım.Şimdilik iyi geceler.