RÜYALARIMIZ VE BİLİNÇ..H.Çiçeksever’den….

Rüya yorumculuğu da rüya kadar eskidir. İnsanlığın yaşadıklarını anlama çabası rüya yorumculuğunu ortaya koymuştur. Rüya yorumculuğunda da değişik, pek çok bilimsel ya da mistik ekol bulmak mümkündür. Oysa kişinin rüyalarını anlayabilmesi için bilincini anlaması gerekir.
Kendini bilmek allahı bilmektir diye buna denir aslında. Beyin çağı, insanın kendini anlaması, ve tanıması çağı olarak hız alıyor. Bu hızı yakalamak zorundayız.

Bir arkadaşım diyor ki; Hatice kendini nereye ait hissediyorsun?
Ailenizden birinci derece yakınlarınızın olduğu yer yani baba ocağınız tütüyorsa hala oralısınızdır. Eğer bu yoksa, aynı düşünce seviyenizde insan kalmamışsa artık oralı değilsiniz. Hatta kültürümüzde bir söz vardır; doğduğun yer değil, doyduğun yer derler ki bu sözde geçim anlamındadır.

Hayatınızın önemli bir bölümünü birlikte paylaştığınız dostlarınızın çok olduğu, sevdiklerinizle birlikte olduğunuz yere ait hissedersiniz kendinizi. Artık dünyanın bilimsel sonuçlarına göre kan bağı olanlar değil, aynı realite seviyesinde düşünenler akraba sayılıyor. Chelsea’de yürürken kapıdan uğrayıp merhaba diyecek dostlarım olduğu sürece kendimi oraya ait hissediyorum. Daha önce benim evimde misafir kalan, sonra ben onun misafiri olduğum Robin’den bir mail aldım.Rüyasıyla ilgili benden acele yorum istiyordu. Gecenin bir saatinde yazmış. Amerika Seatle ve Grand Canyon’da evleri var, Chelsea’de eşinin işi nedeniyle çok hoş bir evde oturuyor. Eşi Rüzgar Santralleriyle ilgili çalışıyor, inşallah Sinop’a da nasip olur diye konuştuk.

Yahudilerin peygamberinin rüya ile ilgisi olduğu için galiba bunların böyle bir inancı var. İnternet üzerinden Rüya Grubu kurmuşlar, paylaşıyorlar. Sonra öğrendim ki, onların peygamberi rüyalarla, Hz. İsa mucizelerle Muhammed ise miraçla ünlü.

Rüya, mucize ve miraç ruh-i yükselişle alakalı, kişinin zihinsel gelişim realitesiyle alakalı seviyelerdir. Bizim kültürümüzde bu olaya “ruhsal tekamül” diyoruz. Dinlerin geliş sırası da toplumların insan tekamülüyle orantılıdır. “Hakikat” denilen yüksek realiteye ulaşmaya çalıştığınızda bunlar fal, büyü, rüya, okuma-üfleme çok çok gerilerde kalan realite haline geliyor.

Gençliğimde gördüğüm ve 35 yıl sonra gerçekleştiğinde şok yaşadığım rüyalarım oldu. Mucizevi sürprizlerle karşılaştım hayatımda.İnsan bir kez yola çıkınca su üstünde bile yürüyor. Büyük Önder’in çizdiği eğitim yolu, Kur’anın ilk emri “İkra” dan amaç yine Atatürk’ün ifadesiyle; “Ruh-u cihetteki yükseliş” ve “Yüksek ideal yolcuları” ve “medeniyet demek; adam olmak demek” sözlerinde saklıdır.

Arkadaşım rüyasında yılanlar, kobralar görmüş, sıkılarak uyanmış ve İngilizlere göre yılan; dost gibi görünen sinsi bir düşmandan zarar görmek demek, lütfen sen bilgece düşünen bir insansın bana yorumunu yaz diyor. Peygamberimize, rüyasında yılan gördüğünü anlatmaya gelen bir adamın hikayesi vardır onu anlattım arkadaşıma ve zengin olmaya delalet ediyor dedim, çok sevinmiş ve inanamıyor tabi..

“İnsanlığın, tarihin başından bu güne dek yarattığı tek ortak dil, sembol dilidir. Bunu çözmek, tüm insanları ve tarihi kavramak anlamına gelir. Masallar ve mitoslarda karşımıza çıkan bu sembol dili, rüyalar aracılığı ile de her gece bizlere seslenmektedir. Ömrümüzün yaklaşık üçte biri uykuda geçer. Ruhumuz ve bilincimiz uykuda boş durmaz, hatta uyanık halimize göre çok daha özgür ve akıllı bir faaliyet içine girerler. Böylece bize kişiliğimizin ve ruhumuzun gizli kalmış ya da bastırılmış yanları hakkında ip uçları verirler. Kendimizin diğer yanını (belki de gerçek yüzünü) tanımak ve bir “bütün” haline gelebilmek için rüyaları tanımalı ve onları yorumlamayı öğrenmeliyiz.”Erich Fromm (Rüyalar Masallar ve Mitoslar adlı kitabından)

Tabir (Yorum), Arapça kökünden alınmış olup, “geçmek, geçirmek, rüyayı tefsir etmek ve onun için en uygun izahı yapmak” manasına gelir.

Rüya tabiri, hem Kurân’da hem de hadislerle örneklerle anlatılmıştır. Dolayısıyla rüya tabiri için Kur’ân ve Hadislerde bir engel yoktur. Kur’ân-ı Kerim’de Hz. İbrahim, Hz. Yusuf, Hz. Muhammed, Peygamberlerin rüyaları ile Mısır meliki ve zindana atılan iki gencin rüya ve yorumları anlatılmaktadır.

Kişi, rüya yolu ile bazı doğruları öğrenebilir, fal ile öğrenmek isteyebilir. İslam inanç sistemine göre rüya ve fal ile sosyal hayat tanzim edilmez.Babam; “bizim dinimiz hurafe dini değildir. Gaipten peygamberimiz bile haber vermemiş.” Diyordu.

Rüyaların bir kısmı anlamlıdır. Bir kısmı ise anlamsızdır. Anlamlı olan rüyaların ise, bir kısmı açık; bir kısmı ise rumuzludur. Yani rüya görenin kendini açığa vurmasında ve rüyasını anlatmasında sakınca olabilir. Rumuzlu rüya yorumlatılacaksa uzmanına yorumlatılmalıdır. Herkesin rüya tabiri (yorumu) yapamayacağını aklımızdan çıkarmamalıyız.

Bu güne kadar rüyalar hakkında yapılan açıklamalarda ya bilinçaltının oyunu ya da astral yolculuk görüşleri yoğunluk kazanmıştır. Bununla birlikte şu bir gerçektir ki, insanlık henüz kendini çok az tanımaktadır. Tıpkı pek çok özelliğimiz gibi rüyalarımızda az tanıdığımız bir yönümüzdür.

İnsan Bilinci sanıldığı gibi yalnızca beynin takip edilebilen fonksiyonları değildir. Beyin varolan özün bu dünyaya yansımasını sağlayan son derece özel ve güçlü bir yansıtıcıdır. Bu aktarıcının en büyük özelliği yaşadıklarını depolayabilmesidir. Diğer bir deyişle beyin, bir tür üstün arşiv dairesine sahiptir. Bizler, bu arşiv dairesini kullanarak yaşadıklarımızı değerlendirip tecrübe sahibi oluyoruz. Bunun yanında bu gizli arşiv dairesi bizlere muazzam bir gizli dil veriyor.

Gizli dil herkesin kendi yaşadıkları sonucunda oluşturduğu ve hissettiklerini ifade eden sembolik bir dildir. Bilinçaltı işte bu sembolik dille kendini ifade eder. Ancak çoğu insan kendisini anlattığı bu dilin hiç farkına varmaz. Daha da ilginci bu dilin incelenmesinden de hoşlanmaz. Özellikle cahil toplumlarda zaten insan kendinden kaçan, eleştiriden kaçan bir yapıya sahip. Oysa bizler bu dil sayesinde yaşamımızın tamamını tarafsız bir gözle inceleyip, ifade edip, sürekli depolamayı başarabilmekteyiz. Ve yine bu bilgiler, bizlerin yaşadıklarımızı kendi kendimize anlatmamızı sağlar.

Bunun en açık örneği ise rüyalardır. Ancak dikkat etmek gerekir ki, rüyalar başka bir boyuttaki kendimizin ifadesi de olabilir. Şöyle ki zaman zaman rüyalar günlük hayatımızın bizde bıraktığı izlerin sembolik dilde bir tekrarı olur. Böyle bir anda kişi kendi kendine dünya seviyesindeki aynadan bakıyor demektir.

Her rüya aynı özelliklere sahip değildir. Bir rüyanın görülmesine sebep varlığın bilincinin ihtiyaçlarıdır. Ancak varlıklar arasındaki bilinç farklılıkları dolayısiyle rüyalar da farklı olacaktır. Diğer bir deyişle rüyalar arasında bilinçaltı boşalmaları ya da astral yolculuklar olduğu gibi özle irtibatlarda mümkündür. Rüyaları nitelendirmek ve sınıflandırmak da bu yüzden ancak genel çizgileriyle olabilmektedir.

Bütün rüyaları tek bir çizgide toplamak ise insanlığın bilinç düzeyini, düşüncelerini tek bir düzeye düşürmeye çalışmak olur. İnsanlığın ihtiyaçları doğrultusunda farklı algıları olur. Zaman zaman rüyalar da bir algı vesilesi olabilirler. Ancak unutulmamalıdır ki her rüya, rüyayı görenin bilinç düzeyinin dolaylı ifadesidir.

Tarikat öğretisindeki insanlar gördükleri korkunç, terletici rüyalar anlatırlar.Örneğin bilincin sıkıştırılması, baskı altına alınmaya çalışılması yüzünden bilincin kendi kendini koruma çabası sonucu görülen rüyalardır bunlar. Bunlarda genellikle sembolik dil çok ağır ve karmaşıktır. Bu sebeple bu rüyalar genellikle sıkıntı uyandıran niteliklere sahip kabul edilmişlerdir. Üzerinde ne kadar durulsa da bu rüyalar kişiye pek bir değişiklik, gelişim kazandıramazlar. Bilinçaltının yansıması olduklarından daha çok, kişinin günlük hayatta ifade edemediklerinin farklı bir dilde ifadesi yani ruhsal boşalma halidir.

Kızım anasınıfındayken rüyasında şöyle sayıklıyordu; “nüfüs cüzdanını unutma” okul bunu tembih etmiş demek ki. Bu rüyaların yanında bilincin doğrudan kendi kendini tanımak için yaptığı hatırlama rüyaları vardır. Kapalı bilinç olarak tanımlanabilecek dünya bilincinde insanların pek çoğu bu hatırlama rüyalarını görürler.

Kişi gündelik yaşamın kurallarından ve enerji seviyesi de dünyanın zincirlerinden kurtulduğu sırada bilinç kendi kendini hatırlar. Ancak bu hatırlama sırasında pek çok yardımcı öğe kullanır. Bu öğelerin başında da kişinin kendine has olan sembolik dilde sabit bazı şifreler oluşturması gelir. Böylelikle kişi kendi kendisine, ifade etmek istediklerini daha basit ve nispeten daha açık bir dille anlatabilir. Bu durumda asıl önemli adım kişinin kendi kendine güvenmeyi öğrenmesidir.

Çünkü bilinç aslında herşeyi bilmektedir ve kapasitesi sonsuzdur. Bu yüzden, kişi yaşamın kabullenilmiş kurallarından kurtulduğunda kurtarıcı çözüm yollarını bulabilir.Nasıl vücudumuzun görünen kısmı; el-kol ve bacaklar, baş-gövde’den oluşuyorsa, beyninde bilinmesi gereken kısımları vardır. Sadece hayvan gibi, beslenme, barınma ve doğurma görevini yapan insanlar beynini çalıştırmadığı için toplumlar medeniyete yetişmekte zorlanmaktadır. Oysaki uygarlık, insan bilincine çok şey katmıştır.

Ayrıca bilinç için zaman da söz konusu değildir. Yani rüyalar zamandan bağımsızdırlar. Rüya esnasında bilinç zaman ötesi yaşar ve beyin de ona ayak uydurur. Rüyada saatler olarak algılanan zaman birimi gerçekte birkaç saniye hatta daha da azı olarak tespit edilebilmiştir. Bilimsel değerlendirmeler sırasında kişinin rüyadan önceki ve sonraki psikolojisi incelenmiştir. Rüya görülürken ise uyku hali yüzünden sadece fizyolojik durumu incelenebilmiştir. Diğer bir deyişle rüya sırasında kişinin nasıl bir psikolojisi olduğu hala anlaşılamamakta ve bilim adamlarınca asıl sorunun buradan kaynaklandığı ifade edilmektedir. Bu yüzden yüksek bilinç rüyaları hep anlaşılmaz olarak kabul edilmesine rağmen; Türk kültürüne özgü olan tasavvuf sahipleri, gönül erleri işin farkındadır.

Öze yolculuk insan tekamülünün en zor bölümüdür. Herkes öze kavuşamaz.Kendini hatırlama rüyalarından sonra özün gösterdiği rüyalar başlar. Ancak bundan önce belirtmek gerekir ki bütün haberci rüyalar; astral, mental, bedenle yapılan yolculukların hepsi bilincin kendini hatırlaması sonucunda oluşur. Çoğu zaman insanlar inançları doğrultusunda ve farkına varmadan bir sisteme, bir plana bağlı olurlar. Böylelikle özleriyle dolaylı da olsa bir iletişim bağı kurmuş olurlar. Zaman zaman varlığın ihtiyacı olduğunda özü rüyalar aracılığıyla seslenir ve çıkış yolları gösterir. Özün gösterdiği rüyalar ise, manevi bebeğin doğuşuyla başlar. Artık manevi bazı yaşamlar rüyalar olarak hatırlanmaya başlanmıştır. Hatta bazı yüksek manevi yaşayışlar rüya olarak hatırlanabilir. Ermişlerin, evliyaların, üstü kapalı bilgelerin eriştiği seviyedir.

Zamanla, bilinç güçlendikçe bu rüyalar seyrekleşecek hatta gerçek yaşanmış olduğundan tamamen kaybolacaktır.

Zaman zaman öz, rüyalar vasıtasıyla varlığın dürüstlüğünü, cesaretini ve genellikle kendine olan güvenini denetler. Ancak bunların hepsi sembolik bir dille anlatıldığından, dünya bilincinde yaşayan insan anlayamaz. İşte bu yüzden kendini tanıma yolculuğuna çıkan insanların ilk etapta rüyaları önemli bir rol oynar. Ancak asıl önemli olan rüyaların da üstünde çok oyalanmamaktır.

Çünkü aslında onlar da birer araçtır. Hakikatin farkına varan, kendini tanıyan insanın araçlara ihtiyacı kalmadığından bu yolda ilerledikçe rüyalar da azalacaktır.
Uzamanlar rüyalar hakkında; rüyalar özümüzün bize hem bilgi aktarmak hem de sınav uygulamak için kullandığı araçlardır diye tanımlıyorlar.

Rüya ve uyanıklık halindeki zaman diliminde görülebilen,özellikle üçüncü gözü açık insanlara has rüyalardır. Bunlar gök ile iletişimin habercisidir, önemlidir. İlham, sır denilen kazanımların, hak edişlerin geliş yoludur.

Allah idrakinizi açsın, ruh-u cihette yükselişle ödüllendirsin.İnsanlığın özellikle geri kalmış toplumların ve Müslümanların buna o kadar çok ihtiyacı olduğunu görüyorum ki anlatamam..

Hakkımda Nilgun

Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

HOŞGELDİN 2013..H.Çiçeksever’den

Üç haftadır Londra”da Christmas kutlamaları nedeniyle torunlarla partiden partiye koşturup duruyoruz.. Okullar, bazı iş yerleri …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.