BİZ NEYLE UĞRAŞIYORUZ? Ebruli Sayfalar.

Merhaba Sevgili Nilgün’ün Günlüğü Okurları,

Öncelikle herkesin yeni yılını kutlar, mutlu ve sağlık dolu günler dilerim.

Umarım yeni yılda insanlardaki öfke, bencillik duygusu ve cehalet yok olur ve çevremize daha duyarlı, nazik, hoşgörülü ve barışçıl bir toplum olma yolunda ilerleriz. Haberleri sonuna kadar seyretmek mümkün olmadı benim için bu sene. Ne kadar geri kalmışlık örneği varsa hepsi haberlerde gösterildi. Avrupa’nın seneler önce aşmış olduğu konuların Türkiye’de gündeme gelmesi, ayrıca buna cahilliğin de eklenmesi beni oldukça üzüyor. Aynı zamanda Avrupa Birliği projeleri de yaptığım için birçok yabancı arkadaşım, ortağım ve katılımcım oluyor ve geri kalmışlığa ve cahilliğe karşı verdiğim savaşları sosyal medyadan görüyorlar. Ülkem adına inanın çok üzülüyorum. İnsanların %77’sinin mutluyum dediği Sinop’ta yaşıyorum fakat ben bu %77’nin içinde değilim. Nedenlerine gelince…

Aktif olarak çalıştığım, Sahipsiz Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği için 2014, çok zor bir yıldı. İmkânsızlıklar içinde çalışarak, hayvanlara karşı son derece duyarsız ve acımasız topluma karşı savaş verdik ve vermeye devam ediyoruz. Yeni yılın bu son gününde Erfelek’ten gelen bir köpek katliamı ihbarı ne yazık ki benim gelecek ile ilgili tüm umutlarımı yıktı. İki gün önce gece yarısı bir yığın köpeğin kanlar içinde vahşice katledilmiş olduğu söylenildi.

Sahipsiz Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği’yle irtibata geçilip, çözüm yolları aramak varken, insanoğlu nasıl böyle bir yola başvurabilir anlamak mümkün değil. Bir barınak yapmaktan aciz fakat köpek öldürecek kadar gözü dönmüş bir millet haline geldik. Köpeklerin çoğalmasından sıkıntı duyan insanlar bizim kısırlaştırma projemizle ilgilenseler, destek verseler, bizi arasalar olmaz mı? Biz neyle uğraşıyoruz? İnsanlar neyle uğraşıyorlar?

Bu suçu işleyen ne yazık ki, sadece Erfelek değil, bu sene bize gelen ihbarlar Gerze, Ayancık ve Boyabat’tan da oldu.  Ayancık’ın Çangal Ormanlarına bırakılmış ve birçoğu açlıktan geceleri korkunç bir şekilde uluyan hayvanlar için hiç kimse bir şey yapmadı bizden başka.

Mayıs 2014’de buraya kurtarma operasyonu düzenledik. Çalıştığım okulun temizlik görevlisi, canlı hayvan taşıma aracının şoförü ve ben kaburgaları çıkmış, gelen geçen arabadan biri ekmek atar diye yollara dizilmiş tam 12 köpeği öyle sandığınız gibi gerekli hiçbir profesyonel donanım olmadan kurtardım. Bu bölgeden sorumlu Milli Parklar, buradaki köpeklerin durumundan haberi olmasına rağmen, hiçbir şey yapmamışlardı. Aç köpekler bu bölgede vahşileşip, yavru ceylanlara saldırmışlar, hatta hamile bir ceylanı katletmişlerdi.

Eylül 2014: Gerze’den Dranaz Açkapa Tüneli mevkiine atılmış 10larca köpek yavrusu son sürat geçen arabaların altında kalmışlar fakat bu yavruların imdadına bizden başka hiç kimse gitmemişti. Dernek başkanımız Işıl Oktay ile birlikte sadece en küçüklerini kurtarabildik. Buradan 17 yavruyu alabildik ve benim bahçemde annemle birlikte ben baktım. Çünkü onların tamamına bakabilecek ne yerimiz ne de imkânımız vardı. Bu yavruları sosyal medyanın aracılığıyla sahiplendirdik fakat son iki tanesi gençlik hastalığına yakalanarak kollarımızda can verdi.

Biz Dranaz’daki köpek yavrularını kurtarmaya çalışırken Boyabat’ta bir köpek katliamı yapıldığı ihbarı geldi. Ayrıca Durağan’dan da bir anne ve yavrularının ortada kaldığı ve kimsenin onlarla ilgilenmediği ihbarı da geldi fakat o dönemde derneğimizin hiç parası olmadığından Durağan’a hiç gidemedik.

Sinop’un ünlü yılkı atlarından bahsetmeden de geçemeyeceğim ne yazık ki. O kadar ürkek olan ve en ufacık bir seste hemen gözden kaybolan bu yılkı atlarını nasıl yakalayıp, katlettiniz ey insanoğlu? Yakaladığınız bu atın etini kimlere, ne diye sattınız? Bu paralar size ne kazandırdı?

Ormanda yiyecek bulamayıp, köylerde insanların çiftliklerine gelip, tavuklarını yedikleri için ayılar Sinop’un ormanlarında tüfekle öldürülüyor. Aynı şekilde tarlalara saldıran yaban domuzları da azalıyor. Bunları biliyor muydunuz? Ayıların ve yaban domuzların neslinin tükenmemesi için sadece ormana orman meyvelerinden ekilse yetecek. Ama doğal hayatı koruma gibi faaliyetler ve böyle girişimler olmadığı için yakında ormanlarımızda ne ayı kalacak ne de yaban domuzu.

Derneğimiz sadece yardımlarla ayakta kalabilmektedir. Siyasi bir otorite, zengin bir iş adamı/kadını ya da ünlü bir marka bize sponsor olmuş değil. Diğer derneklere baktığımızda arkalarında gerçekten güçlü kişiler ve kurumlar olduğunu görüyoruz fakat sıra bizim derneğimize geldiğinde hiçbir yardım yapılmıyor. Neden? Yani uğraştığımız iş kayda değer bir iş değil mi? Kedi, köpekle uğraşmak çocukça mı? Siz bize bağışta bulunsanız arkadaşlarınız size gülerler mi? – Çünkü böyle bir yorum da almıştım bir keresinde.

Şimdi soruyorum size ben nasıl mutlu olayım? Böyle bir toplumda bu işi yaparken mutlu olunur mu? İnsanlar hiçbir şey olmamış gibi kendilerini mutlu hissedebilirler, ancak ben mutlu olamıyorum ne yazık ki.

Diğer derneğim olan Eğitim Programları ve Evrensel ve Kültürel Aktiviteler Derneği, 27, 28, 29, 30, 31 Aralık 2014 tarihlerinde sahipsiz hayvanlar için kermes düzenledi. Kermese ilgi o kadar az oldu ki, size anlatamam. Bütün umutlarımızı yitirdiğimiz bir anda İstiklal Ortaokulu’ndaki öğrenciler biriktirdikleri harçlıklarını kermesimize hediye ettiler. Gözlerimden yaş geldi. Bu organizasyonu yapan Şener Peker öğretmenimize buradan bir kere daha çok teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız sayın öğretmenim. Keşke tüm öğretmenler sizin gibi olsalar.

Bu arada derneğimize bağış yapan güzel insanları unutmak istemiyorum. Yeşim Dizdaroğlu, Eylem Demir Altun, Yeliz Demir, Özgem Gümüş, Nilgün’ün Günlüğü yazarlarından Gül Ustabaş Genç, başta Melih Görgün olmak üzere Sinopale – Sinop Bienal Ekibi’ne, mama yardımı yapan Turhan Yaşar’a, Konya’dan Selva Makarnası fabrikasından 5 çuval makarna gönderen Kemal Erdem’e, bu makarnaların Konya’dan Sinop’a gelmesini sağlayan Metro Otobüs firmasına, isimlerinin açıklanmasını istemeyen hayırsever vatandaşlara ve şu anda ismini unutmuş olabileceğim bize yardım etmiş herkese çok teşekkür ediyorum. Ayrıca Avrupa Birliği Bakanlığı, Türkiye Ulusal Ajansı’na şimdiye kadar tam 4 projemizi desteklediği için çok teşekkür ediyorum. Çünkü bu bakanlık dışındaki hiçbir resmi kurumdan ne yardım alabildik, ne de projelerimiz için bir destek. Sizlerin varlığı bizler için çok önemli ve değerli.

Şimdi sizleri derneğimizin 2014 filmiyle baş başa bırakıyor ve yeni yılınızı tekrar kutluyorum.

http://www.youtube.com/watch?v=A7s-7aFl1kM&list=UU6nZxNVVPHTrwYM96OhePzA
Faaliyetlerimizi yakından takip etmek isteyenler için Facebook’ta Sahipsiz Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği yazmaları yeterlidir.

Ebru

Hakkımda Nilgun

Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

İZLANDA HALK HİYAKELERİ..Ebruli Sayfalar

Merhaba Sevgili Nilgün’ün Günlüğü Okurları,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.