İnsan dünyanın temel taşı. Aileyi meydana getiren bireyler insan. İnsan dünyaya sorumluluk göreviyle gelen, düşünen, aklı olan tek canlı. İnsan önemli. Et ve kemikten yaratılan değil, aklını çalıştıran insan çok önemli.
Medeniyetin son gayesi insan şahsiyetini geliştirmek olmalı diyen Nobel ödüllü yazarA.Carrel gibi, temel konu insanın şahsiyet , kimlik, kişilik, görgü, erdem, adalet, kavram gelişiminin eğitimidir.
Her ağzı olan konuşur, her duyan, bir şeyler öğrenen konuşur durur. Konuşmak teyp gibi olmaktır. Bize konuşmak değil, konuşurken hissetmek, tartmak,anlamak ve çözüm yaratmak, bakışına bir küçük pencere aralamak becerisi gerekir. Fakat almak ve vermek alıcı ile verici gerektiriyor. Az bilen, ego kilitli insan; karşıdan öğrenmek istemiyor, kaçıyor.Yeni fikirlere, daha çok bilene hazır değil.O halde önce;Pencereleri açacağız.
“ Pencereleri ne kadar çok açarsanız içeriye o kadar güneş girer.”Güneş giren eve doktor girmeyeceği gibi, insanın güneşi de bilgidir. Ne kadar çok bilgi alırsanız o kadar cahil olduğunuzu hiçbir şey bilmediğinizi ve hayatı boşa geçirdiğinizi görürsünüz.
“Okumak cehli giderir, eşeklik bakidir. Bakın çevrenize; Eşek Kabe’ye gitmekle hacı olmaz” derdi annem. Bu sözlerin altında çok büyük bilgelik ve hayat gerçeği yatıyor. Adam olmanın okulu yok kısacası.
İnsan ilişkilerini, kadın-erkek kimliklerini, iletişimsizliği, bağlılık ve özgürlük sorunlarını çok sade bir dille anlattığı romanlarıyla ünlü İnci Aral , kitaplarından birinde alıntıyla ön söz yapmış: “Marco Polo, tek tek her taşıyla bir köprüyü anlatıyor. Peki, köprüyü taşıyan taş hangisi diye sorar Kubilay Han.Köprüyü taşıyan şu taş ya da bu taş değil, taşların oluşturduğu kemerin kavsidir der Marco Polo.
Kubilay Han sessiz kalır bir süre, düşünür: Sonra ekler: “neden taşları anlatıp duruyorsun bana? Beni ilgilendiren tek şey var, o da kemer.Marco Polo cevap verir: Taşlar yoksa kemer de yoktur.
Koskoca apartmanlar, evler yapıyorsunuz küçük tuğlalarla örülüyor. Küçük zannettiğiniz her şey büyük parçayı meydana getiren şeyler, onlar olmasa büyük te olmaz. Bizde elimizden geldiğince taşları anlatıp duruyoruz. Öğretmenlik birikimlerim, on yaşından başladığım hala devam eden dünya mektup arkadaşlığım, dünya gezilerim ve oralardaki insanlarla kurduğum dostluklar, ülkemizdeki köklerinden koparak oluşan hatalı değişimin yarattığı insan kitleleri, yarınları görebilen anlayışla anlatıp duruyoruz.
Kim dinler veya kim alır diyeceksiniz değil mi? İçinde varsa, pencereleri açmışsa, almaya hazır bekliyorsa onlar alacak. Kapalı, egosunda kilitli insanların almasını beklemiyoruz.. İnsanı iyi tanıyan Kur’an bile diyor ki; “Siz bidiklerinizi, doğruları söylemekle görevlisiniz. Fakat ben istersem o alır”. Yani biz yazdıklarımız ille de insanlar teşekkür edecek diye yazmıyoruz.Öğrenmek isteyenleri çeşitli bilgi vitaminleriyle beslemeye çalışıyoruz. Bir tohum atıyoruz, göle maya çalıyoruz.
İşte dünya evinin taşları, dünya kemerinin gök kubbesinin ayakta kalmasının küçük parçaları insandır. Kur’anın kalbi Yasin demek aynı şey. Altıbinaltıyüzaltmışaltı ayetin kalbi Yasin=İnsan.
İnsan ve insan ilişkileri o kadar önemli ki; çocuk ailede yetişiyor, sonra aile kuruyor, sonra çocuk yetiştiriyor. İnsan beyin, akıl, bilinç, düşünce etrafında kendini geliştirmezse sadece hayvani sıfatlarıyla kaldığında geçimsizlikler başlıyor.
Öğrenmek o kadar güzel şey ki ruhunuza ışıklar saçıyor. Bu kadar yıl denizdeyim, deniz kumuyla piling yapmayı hiç bilmiyordum. Cildim için bir sürü pahallı kremler al, sür, hiç faydası yok. Arkadaşlarım gibi kumla piling yaptım ücretsiz sorunu çözdük.
Nilgün arkadaşımın bloğundan, aşık olduğu Sinop hayatına bakıyorum, ben bu Sinop’u göremiyorum. Birinci temel insan. “İnsan, geniş anlamıyla dost” yoksa güzel yok. İnsan insanın avusunu alırmış derler. Yıllarca aynı yere kök salmak, orada dost çevresi kurmak kurumayan bir ağaç gibi.Sevdiklerinden ayrı kalmak ise çölde ağaç olmaya benziyor.
Hala dostluğumuz devam eden ,1974’te Sinop’ta kalan Amerikalı bayan, bizlerin dostluklarına bakarak derdi ki; biz arkadaş istemiyoruz. Niçin; çünkü çok yer değişiyoruz, sonra ayrılık psikolojimizi bozuyor. Şimdi ne demek istediğini anlıyorum. Pembe gözlük de taksan faydası yok..
“ İnsan var insanların nakşıdır, insan var, hayvan ondan yahşidir.”