Venedik…İ.Ebru Gursoy’dan…

Merhaba Sevgili Nilgün’ün Günlüğü Okurları,

Yurt dışına çıkmak, benim için çok büyük bir heyecan. Her seferinde içimde bir şeyler kıpır kıpır olur. Bende sanırım Evliya Çelebi ruhu var. Çünkü yerimde duramam. Dursam da ruhum o kadar gezgindir ki, ne hayaller kurarım oturduğum yerde. Valizim ve pasaportum bazan sanki bana “Hadi Ebru, bir yerlere gidelim.” der gibidirler. Gittiğim yerlerde yemekleri, içecekleri, gelenekleri, dilleri, tarihi vs. bir çok şeyi öğrenirim. Bunlarla ilgili bilgiler toplarım. Çünkü döndüğümde okul dergisinde makale olarak kullanırım.

Bugün sizlere İtalya’nın güzel kenti Venedik’ten bahsetmek istiyorum. Eminim bir çok kişi biliyordur. Ama belki benim bakış açımdan farklı bir boyut kazanır. Öncelikle ben kime Venedik’i çok seviyorum desem, hemen bana “Ay nasıl seviyorsun? İğrenç kokuyor.” diye cevap verirler. Arkadaşlar, o kokan şey kurumuş yosun kokusu. Çünkü yazın deniz çekilir ve yosunlar ortaya çıkar. Güneşin etkisiyle de yosunlar kurur ve kokar. Bunu ancak deniz kenarında yaşamış insanlar tahmin edebilir.

Bence bu kenti güzel yapan coğrafyası, tarihi ve kültürü. Venedik, kuzey İtalya’nın doğusunda, Adriyatik Denizi kıyısında, tam 118 adacığın üzerine kurulmuş, bir rüya şehirdir. Venedik’te adacıkları birbirinden ayıran 170 kanal ve birbirine bağlayan 400 köprü bulunmaktadır.

Venedik deyince akla gondollar gelir. Gondollar 19 y.y. a kadar birçok değişime uğramış ve Venediklilerin başlıca ulaşım aracı olmuştur. Motorlu deniz taşıtları çıkınca sadece turistler için bir gezinti aracı haline gelmiştir. Venedik geleneklerine göre gondola binen çiftler, sonsuz aşk için, her köprünün altından geçtiklerinde muhakkak öpüşmelilermiş.

Ayrıca Venedik’e feribotla 45 dk uzaklıkta bulunan Murano adasına gitmenizi şiddetle tavsiye ederim. Çünkü Murano rengarenk camlarıyla ünlü bir adadır. Her keseye göre cam yapımı hediyeler bulunmaktadır.

Venedik ayrıca karnavlı ile de ünlüdür.  Venedik karnavalı resmi olarak 26 Aralık’ta Aziz Stephen gününde başlar ve Af Salısında sona erer. Bu günlerde insanlar çeşitli kostümler giyerek, maskelerini takıp caddelerde yürüyerek, gösteri yaparlar. Daha sonra San Marco meydanında bu gösteriler çeşitli eğlencelerle devam eder. Bu festivallerin en görkemlisi ise Giovedi Grasso’dur. Venedik takvimine göre bu festival 1549 yılından bu yana değişime uğrayarak süre gelmiştir. Maskeler, bu festivallerin ayrılmaz bir parçasıdır. Maskeleri sokaklarda görebilirsiniz. 15 Euro’dan 30 Euro’ya kadar fiyatları vardır. Gittiğinizde bir tane alın ve evinizin bir köşesine koyun. Baktıkça da Venedik’i hatırlayın.

İrem Ebru Gürsoy

Hakkımda Nilgun

Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

İZLANDA HALK HİYAKELERİ..Ebruli Sayfalar

Merhaba Sevgili Nilgün’ün Günlüğü Okurları,

4 Yorum

  1. blank

    Venedik yazınızı çok beğendim.Başka ülkelerdeki deneyimlerinizi de bizlerle paylaşırsanız memnun oluruz.

  2. blank

    Merhaba Hocam öncelikle uzun zamandır içinizde var olan yazma arzunuzu gercekleştirdiğiniz için sizin adınıza çok sevindim ve bu yazılarınızı bizlerle paylaştığınız için tesekkur ediyorum..Anlattığınız kadar güzel olan venedik ve venedik gibi daha birçok yeri bizler de gezip görebilme fırsatı bulabilseydik keşke..Oraya gidip yaşamak ve o güzellikleri görmek daha bi heyecan verici olsa gerek..Çok güzel anlatmışsınız agzınıza sağlık..Umarım bende bir gün sizinle birlikte uzun yolculuklara çıkıp Dünyanın birçok yerini görebilme fırsatını bulabilirim..Bu ve bunun gibi bizimle paylaşacagınız daha birçok güzellik vardır eminim,bizi çok bekletmeyin olur mu sizi çok seviyorum..

  3. blank

    merhabalar sevgili Ebru Hocam , ilk olarak bu yeni maceranızda size hayırlı olsun demek istiyorum ve sizi kutluyorum.Biliyorum ki buradaki yazılarınızla insanların her günü farklı farklı renklere , amaçlara bürünecek.Ayrıca Venedik konulu yazınızı çok beğendim.Kesinlikle okurların akıllarında yer edicek.Çok güzel anlatmışsınız Venedik’i ve elbette ki dediğiniz gibi bende de muhteşem izler bıraktı , yüzünüzde her zaman böyle güller açsın , güzel yüzünüz ömür boyu gülsün , tekrar çok teşekkürleerr…

  4. blank
    Kamil Üstünkal

    Venedik’i hiç sevmedim. Dünyanın çoğu yerini 50 yıldır gezerim, Turistik olarak kimsenin gidemeyeceği en ücra yerlerine 40 yıllık bir kaptan olarak gittim. Türkiye dışında da yaşıyorum. Önce size şunu hatırlatayım hanımefendi, dediğiniz kokunun çürümüş yosunl kokusuyla hiç bir alakası yok. Düpedüz kanalizasyon kokusudur bu koku… Fazla turistik olmuş her yerin kaçınılmaz sorunudur bu. Yıllar önce Paris’e ilk gittiğimde de nefret ettim oradan.. Romantizmin şehri tıklım tıklım afrikalı, asyalı dolu.. Kaotik ve kriminal şehirler olmuşlar… Hakeza Londra da öyle… Herkesin gittiği o koca şehrin iki saat batısında Cotswolds bölgesine gidin.. üç beş gününüzü geçirin oralarda… Sonra bu yazımı bir kez daha okuyun… O zaman yorumunuzu beklerim işte… Bu berbat, kokulu ve kaotik Venedik olduğu yerde kalsın.. Orada bulunmak benim için zaman ve para kaybıydı.. Alternatif yerler vermem gerekirse Avrupa’nın en güzel şehirleri, Barcelona, Floransa, Budapeşte, Prag, Elbette İstanbul… Saygılar…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.