ZÜBEYDE HANIM’DA MİSAFİRİM..H.Çiçeksever’den

Ne yöne gidersen git, her yolculuğun içine doğru bir seyahate dönüşüyor. Son yıllarda yer değiştirmelerim nedeniyle kendime ait bir toplulukta bulunmamıştım. Bugün 24 Kasım olduğunun farkında bile olmadan Ortaköy’e inmişken Zübeyde Hanım Kız Teknik ve Meslek Lisesi’ne Müdürlük görevine atanan Sinop’tan çocukluk arkadaşım sevgili Özge Albayrak Erhan’a hoş geldin demek için uğramak istedim. Okuldaki hareket, Öğretmenler Günü ve öğretmen olduğumu hatırlattı.
İnsan denilen varlığı ve hayatı tanımak için yolculuklardan , gezme, görme merakından daha öte fırsat mı olur? Göçmen kuşlar uzak memleketlere göç etmek üzere sürüden ayrılıyor sonra gittiği yerde yine kendine benzer kuşlarla bir araya geliyor. Bugün ben tıpkı göçmen kuşlar gibi kendi grubumu bulmanın, ait olmanın sürprizini yaşıyorum.
Hiç beklemediği zamanda beni gören Özge ve ben, bu özel günde karşılaşmanın heyecanıyla bir sarıldık. Kız Meslek lisesine yakışır, misafirleri bekleyen pasta çöreklerle donatılmış masasıyla, güne özel çiçeklerle süslü idare odasına geçtik. Davet edilen emekli öğretmenler tek tek heyecanla gelmeye başladılar. Manşallah emeklilerin enerjisi hiç eksilmemiş. Hatırlamak ve hatırlanmak sağlık ve güzel bir vefa örneği.
Daha sonra Ayşe Erdin Parlak öğretmenin hazırlamış olduğu programı izlemek üzere Afife -Jale Sahnesine geçildi. Merdiven başında öğrenciler bizi karşılayarak hepimize hediye paketleri armağan ettiler.
İstanbul; Andolu’nun her köşesinden açmaya gelmiş çiçeklerle dolu. Sahneye çıkan Edebiyat Öğretmeni Berrin Taşcıoğlu duygulu sesiyle; Ceyhun Atıf Kansu’nun çok uzun bir şiiri olan “Dünyanın Bütün Çiçeklerini” okuyordu:
“Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum. Bütün çiçekleri getirin buraya.
Öğrencilerimi getirin buraya, getirin buraya
Kaya diplerinde açmış çiçeklere benzer, Bütün köy çocuklarını getirin buraya.
Son bir ders vereceğim onlara. Son şarkımı söyleyeceğim,
Getirin, getirin…Ve sonra öleceğim..”
İşte böyleydi öğretmenlik, ana gibi olmak.! Bütün okulda adeta bayram havası esiyor, tüm öğretmenlerin yüzünden sevgi ve tebessüm akıyordu. Öğretmen-veli ilişkisini anlatan skeç hepimizi çok güldürdü. Bizleri medeniyete hazırlayan hayat, kendimizle alay edebilmek ve hatalardan ders çıkarmak olmalı.
Anasınıfı öğrencilerinin gösterisi, dans gösterilerini zevkle izledik. Öğrencilerden, Şima Kırkgöz ve Sinem Hilal Karaaslan’ın birlikte okuduğu “Öğretmene Mektup” şiiriyle kapanırken salon alkıştan inliyordu.
“Adınızı pek söyleyemedim ama , Öğretmenin demek hoş geliyordu..
Öğrenebildik öğretmenin… Türk olup, Türk yaşamayı,
Atatürk olup, hür yaşatmayı, gülmeyi, ağlamayı, belki yine evlat olmayı,
Öğrenmeyi ve öğretmeyi sizden öğrendim…”diyerek devam eden şiirle birlikte sahne fonunda geçen Başöğretmen Atatürk’ümüzden karelerle çok daha büyük anlam kazanıyor, daha duygulu bir hale bürünüyordu.
Öğretmenler Günü nedeniyle, okulun hemen yanındaki Prenses Otelin vereceği akşam yemeğinde buluşmak üzere dağıldık.
İnsanın ilacı insan.Yaşam bir akış.Hayatın bizim ona verebildiğimizden başka anlamı yok..

Hakkımda Nilgun

blank
Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

HOŞGELDİN 2013..H.Çiçeksever’den

Üç haftadır Londra”da Christmas kutlamaları nedeniyle torunlarla partiden partiye koşturup duruyoruz.. Okullar, bazı iş yerleri …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.