Merhaba Sevgili Nilgün’ün Günlüğü Okurları!!!
Diyeceksiniz noluyor bu Ebru’ya böyle. Hiç durmuyor, adeta koşuyor. 17 Ekim’de İstanbul’da olup da bu yıl 32ncisi düzenlenen Kıtalararası Avrasya Maratonu’na katılmamak bana yakışır mıydı? Tabi ki 100 bini aşkın İstanbullu gibi ben de bu koşuda yerimi aldım.
İlki 1979’da düzenlenen ve günümüze dek aralıksız devam eden bir heyecan Avrasya Maratonu. 1978 yılında, bir grup Alman turistin gelecek yıl İstanbul’a gelerek, bir koşu yapacakları haberi gelmişti. Bu turistler daha önceden Mısır’da Nil Maratonu yapmışlardı. Zamanın Türk atletlerinin de davet edilmesiyle bir Avrasya Maratonu organize edilmiş oldu.
Şehr-i İstanbul, Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yapmış, tarihiyle, kültürüyle ve güzelliğiyle Türkiye’nin en önemli bir şehridir. İki kıtada yer alan dünyadaki tek şehir özelliğindedir. Avrasya kelimesi İstanbul’u anlatır. Bu özellikten dolayı bu maraton çok önemlidir. Çünkü her yıl “Sevgiye, dostluğa ve barışa” koşulur.
Ben bu maratonun 8km olan halk koşusuna kardeşim Ediz ve eşi Almila ile birlikte katıldım. Saat 9:30’da start verilen koşuda adeta adım atacak yer yoktu. Birçok insan bu koşu için Boğaziçi Köprü’sünün Asya kıyısında yerini almıştı. 8 kmlik parkur, İnönü Stadı’nın önündeki finish çizgisinde sona eriyordu. Yol boyunca güzel Türkiyemden insan manzaraları seyrettim. Bu maraton, çocuğunu alan, sloganını alan, takım tutan, kulübünü armasını alan insanlar, feminist akımlarının temsilcileri, evlenme teklifi edenler (evet evlenme teklifi edenler!!!), ya da sadece bizim gibi gelip, koşmak isteyenler insanlardan oluşuyordu.
Köprünün ortalarına geldiğimizde, köprünün sallandığını hissettik. O kadar çok insan aynı anda yürüyünce meğer bizim köprümüz bir salıncak gibi sallanıyormuş. Bunu da bu şekilde öğrenmiş olduk.
15 kmlik olan parkurda ise ödülleri Afrikalılar götürmüş. Onları bu başarılarından ötürü tebrik ediyorum. Çünkü bu hiç de kolay olmayan bir maraton. Ödüller de azımsanmayacak ölçüde. Toplam bu maraton için 1 Milyon Dolar para ödülü dağıtılmış.
Beşiktaş’ta bulunan İnönü Stadı’ndan madalyamızı aldıktan sonra, deniz kenarıda güzel bir tost ve çayla bu başarımızı kutladık. İstanbul’da güzel bir pazar sabahı geçirmiş olduk.