“HELESA” GELENEĞİ..H.Çiçeksever’den..

Milletler kendine özgü gelenek ve görenekleriyle farklılığını sürdürerek gelecek kuşaklara miras bırakmak suretiyle millet olma bilinciyle, yaşam sevinciyle ayakta kalma şansına sahiptirler. Beş yıldır döndüğüm şehrimin “insan-kültür manzaraları” el değiştirmiş görünüyor ve kalıcı kültürlere yaşam zemini bırakmasında pek ümit verici gelmiyor bana.
Siz geleneklerinizi çağa göre yorumlamazsanız çağın gerisinde kalırsınız.
Siz geleneklerinizi yeni kuşaklara sevdirecek boyuta getirmezseniz kaybedersiniz.
Siz yaptığınız işi gerçek bilenlere sormadan, beyin fırtınası yapmadan kendi kafanıza göre dostlar alışverişte görsün, bu işte bitsin gitsin gibilerden yaparsanız her yıl katılan insan sayısını kaybederseniz.
Toplum duyarsız, toplum ilgisiz, toplum görünmez bir parçalanma içinde. Helesa geçiyor bu ne diye soranlar var, bir şey mi oldu diyenler var. Ne kadar üzücü.
Helesa’yı bilen yaşlılardan ve Sinop’u gönülden sevenlerden kalan birkaç kişiyle bu işin yaşatılması imkansız görünüyor.
Mesele eleştirmek değil, katkıda bulunmak ise önerilerimi iki yıldır söylüyorum tekrar hatırlatmayı sorumluluk alanımda düşünüyorum.
Pazar torbası taşır gibi Helesa Gemisi taşınmaz. Eskiden olduğu gibi omuzlarda olmalıdır, herkes görmeli, Gemi, çocukların hoşuna gidecek sempatik hale gelmeli. Dilenci gibi toplamak yerine, insanların severek katkıda bulunması için ilgi çekici hale gelmeli. Bunu eskiler yaşatmazsa gelecek kuşaklar hiç gale almayacaktır. Çünkü siz kültürünüzü köklü hale getirme önlemleri alamıyorsanız baskın kültürler öne çıkacaktır. Doğum günü ve Yılbaşı kutlamalarında olduğu gibi.
Mahalle çocuğu gibi önde birisi canı çıktığı kadar bağırıyor, diğerleri sohbet ediyor böyle asla olmaz. Bu ilde müzik koroları çalışıyor. Her korodan en az 10 kişi yaklaşık otuz kişi ön sırada olmalı ve koro halinde bir disiplin dahilinde, ciddiye alınarak söylenmeli.
Daha önceden birlikte prova yapılarak sözler, katılım biçimi herkesçe bilinmeli. Bunlar zor işler değil. Korolardan ne kadar gönüllü arkadaşlar olduğunu gördüm ve söz geçiremediklerini söylüyorlar.
Londra Belediyesi ; “akıl grubuyla” her yıl beyin fırtınası yaparak bu şehrin hareketini nasıl muhafaza ederiz diye toplanıyormuş. Tenis Turnuvalarının 125. Yılı. Olimpiyatlardaki seyircileri TV’de görüyorsunuz. Güneşi ve denizi olmayan bu şehir her ay milyonlarca turist çekiyor, dünyanın kalbinin attığı bir yer ve hiç hayattan bıktırmıyor insanı.
“Bir ülkede keseler şişmiş, kafalar boşalmışsa o ülkede güneş batıyor demektir” sözü maalesef ülkemiz için söylenmiş gibi.
1985 yılında Yaşar Topçu’dan özellikle rica etmiştim, ne olur Sinop Türkiye’deki diğer şehirler gibi gelişmesin burası çok özel bir konuma sahip lütfen önlem alın..O zaman inşaat işleri henüz başlamamıştı. Üç beş kişinin çok zengin olma hırsıyla , üç beş yetersiz adamın imzasıyla tavuğun toprakta eşinmesi gibi şehri perişan ettiler. Bir nesil az para kazansaydı , ama geleceğimiz ve gelecek nesiller kurtulsaydı, daha doğru olmaz mıydı?

Hakkımda Nilgun

Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

HOŞGELDİN 2013..H.Çiçeksever’den

Üç haftadır Londra”da Christmas kutlamaları nedeniyle torunlarla partiden partiye koşturup duruyoruz.. Okullar, bazı iş yerleri …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.