Prof. Dr. Özer Ozankaya’yı davet etmek kimin fikri ise önce o kişiye , sonra Ozankaya’ya şükranlarımızı halkımız adına sunmayı kişisel sorumluluk alanımda , vatandaşlık görevi sayıyorum.
İstanbul’da çok fazla bilimsel konferanslara gidiyorum, ADD’nin bugün düzenlediği konuşma kadar etkileyici, hiçbir sakat tarafı olmadan kültürümüzü birleştirici olağanüstü mesajlar içeren konuşmayı, inanın hiç duymadım.
Bu konferansta kimler olmalıydı?
Kavramlar hakkında kafası aydınlanmamış sabit fikirli olanlar, mütayitler, diyanet görevlileri, İmam Hatipliler, Ortaokullar, tarikatçılar, dinini tarif edemeyenler dinlemeliydi.
Rant uğruna bu şehrin yeşil alanlarını, tarihi dokusunu bozanlar,şehrin çirkinleşmesine imza atanlar,
Daha fazla kazanç uğruna şehri görüntü kirliliğine çevirenler, tarihi eserlerin üstünü örtenler, din ile dinsizliğin farkına varamayanlar, anlayış kıtlığı olanlar ve partizan tek yanlı bakanlar bu konuşmayı dinlemeliydi.
Dört yıldır Sinop gazetelerine hümanist ve bilgelik amaçlı yazdığım yazıların iki önemli konusu vardır:
1-Muhammed Mustafa ile Mustafa Kemal , 2 Mustafa’yı birleştirmek.
2-Aidiyet duygusunun hissedilmesi için, o şehre benim demek için, sevmek ve sevdiğine kıyamamak için, gelecek nesillerin sağlıklı ve kültürel mirasla birlikte yaşamı için, tüm ülkede Şehir Planları konusunun çok ciddi bir konu olduğunu vurgulamak.Sinop küçük bir yer, çarpık kentleşmeyi durdurmak mümkündü. Kafalar aydınlanmadan olmuyor!
Bu yaşıma kadar, ilk defa özellikle vurgulamak istediğim konuları bir bilim adamının üstüne basa basa söylemesi beni müthiş etkiledi, heyecanlandırdı, yalnız olmadığımı görmek mutlu etti.
Konuşma sonucunda şunlar ortaya çıkıyordu;
Vatikan dünya savaş siyasetinin din merkezidir. Batı iyi bir Atatürkçüyü ve hakiki müslümanı asla istemez. Çünkü menfaatine dokunuyor.
Yine bu konuşmalar gösterdi ki, dinciler bir partide, dinsizler başka partide diye bir insan sınıflaması asla olamaz. Din ve Atatürk kültürümüzün birer parçası olarak bütündür.
Atatürk’ün istediği ve miras bıraktığı iki şeyin nihayet yakınlaştığını gördüm:
Birincisi; düşünür ve din düşünürlerinin birleşmesi gereklidir.
İkincisi; Nur yüzlü bilgeler ordusunun çoğalmasıdır.
40 yıldır hayatımı adadığım bu iki konunun artık bilim adamlarınca açıklanması bu ülke adına bana ümit verdi, emeklerimin boşa gitmediğini gördüm.Çok geç kalmış bir uyanış ta olsa, yolun neresinden dönsek kardır diye düşünüyorum.
Fakat kaybettiğimiz şehirlerin maalesef geri dönüşü yok! İşte bu yoksa zemin yok, çünkü kültür zeminle orantılıdır!!!
Hatice abla, keşke konuşmanın özetini yazsaydın..sana eşlik etme olanağım olmadı ama yazılı olarak öğrenmek bizim için daha kolay oluyor. selamlar.