Madrid….Ebruli Sayfalar….

Merhaba Sevgili Nilgün’ün Günlüğü Okurları,

Madrid!!! Tam 8 metro hattıyla, Avrupa’nın Londra ve Berlin’den sonra gelen en büyük 3üncü başkenti. 6 buçuk milyon nüfusu olan bizim Ankara kadar bir metropol.
Madrid’de kendi imkanlarınızla gezecekseniz 8 Avroluk ekonomik metro biletinden alın ve bir gün boyunca Madrid’de istediğiniz yere istediğiniz kadar gidin. Madrid’de gezmek için öncelikle 2 tane haritanızın olması gerekir. Teki normal turist haritası, diğeri ise metro haritası. Metroyla Madrid’de bir yerden bir yere yolculuk yapmak, bulmaca çözmek gibi. 8 tane hattın olduğu düşünülürse, bu hiç de yanlış olmaz. Örneğin havaalanından şehir merkezine gitmek için sadece 4 hat değiştirmeniz gerekiyor.
Vitrinleri son derece şık ve pahalı kıyafetlerle süslü dükkanların oluşturduğu caddelerde yürüyeceksiniz Madrid’e gittiğinizde. O vitrinlere bakarken karşınıza hemen dilenciler çıkacaktır. O kadar acıklı bakacaklardır ki, siz de dayanamayıp bir kaç cent vereceksiniz. Sonra onların ne kadar çok olduğunu gördükten sonra, dilencilere para verme huyunuzdan vazgeçeceksiniz. Hatta Türkçe konuşan bir dilenciye bile rastlayabilirsiniz!
Madrid’e geldiğinizde ilk görülmesi gereken yer, 12 ve 19uncu y.y.lar arasında yapılmış olan Avrupa’nın en kıymetli koleksiyonlarının bulunduğu Prado Müzesi olmalıdır. İçlerinde Goya, Valezques gibi ünlü ressamların ve ünlü heykeltıraşların eserlerinden oluşan 20.000 civarında dev bir koleksiyonu görmeden durmayın. Giriş ücreti 12 Avro.
Diğer bir görülmesi gereken yer ise Madrid Kraliyet Sarayı’dır. Bir kaç odasının halka açık olan sarayın gerçek sahipleri Kral Juan Carlos ve ailesi aslında Madrid’in dışında daha mütevazi bir sarayda yaşamaktadırlar. Madrid Kraliyet Sarayı 135bin metre kare alanla ve 3418 odasıyla Louvre Müzesi’nden sonra Avrupa’nın ikinci büyük sarayıdır.
Bu sarayın tam karşısında ise Madrid’in Toledo’dan sonra başkent oluşuna istinaden yapılmış olan bir Katolik Katedrali bulunmaktadır. İçinde şapellerin bulunduğu ve modern sanatçıların yapmış olduğu heykellerle süslü olan bu katedrali muhakkak gezin.
Madrid sokaklarında gezerken karşınıza eski makinelerle fotoğraf çektiren insanlara rastlayacaksınız. Harcamaya paranız varsa, bir daha elinize geçmeyecek bu fırsatı kaçırmayın ve gidin çektirin. 20 Avro vereceksiniz yalnız.

Ben1 (2)isp3
Futbol tutkunuysanız, şu anda neden bahsedeceğimi çok iyi biliyorsunuzdur. Tabi ki Real Madrid. Benim futbolla hiç alakam yok fakat limitsiz kullanacağınız bir metro bilet inizle Real Madrid stadına gidip, burada fotoğraf çektirip, stadın ücretsiz wi-fi imkanından yararlanıp, anında çektirdiğiniz fotoğrafınızı facebook sayfanıza koyup arkadaşlarınıza hava atabilirsiniz. Benden söylemesi.
Gelelim insanlarına, kimin yerli, kimin turist olduğunu anlamanın kolay yolunu söylüyorum sizlere şimdi sıkı durun. Süslü olanlar yerli, süssüz olanlar turist. Evet, Madridliler kesinlikle çok süslü, daha doğrusu bakımlı. Özellikle erkekleri. Eminim onlar kadınlar kadar ayna karşısında vakit geçiriyordur. Ayrıca havalarından da geçilmiyor. Size söyleyeyim.
Acıktığınız zaman her yerde yemek yiyebilirsiniz tabi. Ama ben size Mayor Meydanı’na gidip, Sangria eşliğinde güzel İspanyol paellasından yemenizi tavsiye ederim. Sangriayı bir önceki yazımda anlatmıştım. Ama beni takip edemeyenler için, Sangrianın ne olduğunu bir kez daha söyleyeyim. Sangria, meyve parçaları, tatlandırıcı ve brandyden oluşan soğuk bir şarap punch’ıdır. Paella ise içinde bir çok çeşitte malzemenin bulunduğu bir pilav türüdür. Etlisi, deniz ürünlüsü ve sebzeli olanları da vardır. Plaza Mayor yani Mayor Meydanı’na gittiğinizde, buranın tam turistlere göre bir yer olduğunu, hediyelik eşya satan dükkanlardan ve restoranlardan anlayabilirsiniz. Dükkanlardaki satıcılar ve restoranlardaki garsonların ne kadar az İngilizce bildiğini fark ettiğinizde çok şaşıracaksınız. Ben İngilizce vejetaryen olduğumu söylediğimde kesinlikle anlamadılar. Allahtan Riopar’dan ayrılmadan önce Albacete’li arkadaşlarım bana İspanyolca “Ben vejetaryenim.” demeyi öğretmişlerdi. Eğer siz de benim gibiyseniz bu önemli cümleyi ezberleyin. “Yo soy vegetariano.”

Ebru

Hakkımda Nilgun

blank
Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

İZLANDA HALK HİYAKELERİ..Ebruli Sayfalar

Merhaba Sevgili Nilgün’ün Günlüğü Okurları,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.