Wimbledon, haziran ayında çok renkli etkinliklerle dolu. Dünyaca meşhur Wimbledon Tenis Turnavasi için gelenlerle şehir çok hareketli. Geldiğim gün, Wimbledon büyük festivali vardı. Arkadan iki tane Türk festivali olacak, sonra okullardaki partiler, doğum günleri derken, oldukça yoğun bir ay gecireçeğim bu güzel yemyeşil kentte.
Türklerin nüfusu gün geçtikce artıyor.
Turkiyede en iyi okulları bitirdikten sonra Amerika ve Ingiltere’de master yapan pekçok genç ,enerjisini batı için harçamak zorunda kalıyor. Tahsilleriyle paralel sunulan adaletli iş ortamı, hakkıyla elde edilen, hak ettikleri konum itibariyle gençler ne yazik ki yurtdışındalar. Batı demek eşşek gibi çalışıp adam gibi yaşamak demek. Iste bu gençler adam gibi yaşıyorlar. Batının düzeni insan yaşamına uygun planlanmış şehirler nedeniyle, cazibe merkezi olmaya devem ediyor. Çünkü insan ruhu çalışmak ve düzenli dengeli yaşamak gibi sağlıklı ortama ,çabuk adapte olabiliyor. Iste ülkenin yarınlarını emanat edecegi gençlik , Londra da özellikle finans sektöründe görülüyor. Doğan çocuklar çift vatandaşlı. Hepsi mustakil evlerde oturuyor, evde bakıcılar disiplinli ve hayat standardı yüksek yaşam o,nları bir sekilde buraya topluyor.
Ingilterede okul yaşı 4. Çocuklar istedikleri okula gidebilmek icin doğar doğmaz okula kayıt yapılıyor ve ancak dört yılda sıra gelıyor. Kiliseye üye olursanız işlemler daha kolay ve okullar ücretsiz.
Wimbledon güvenli okullar bölgesi olduğu için, son yıllarda birçok aile, buraya taşınmışlar. Komşulukları dostlukları gerçekten imrenilecek düzeyde .Kendinizi Istanbulda sanıyorsunuz.
Bu hafta torunum Selin’in doğum günü nedeniyle bizde büyük parti vardı.Özelliği ise sadece Türk arkadaşlarının davetli olmasıydı.
Shirley evi ve bahçeyi temizledi. Oğlum hem çocuklar hem arkadaslarına göre bahçede ve salonda oturma ve eğlence durumuna uygun yerleşim şeklini ayarladı. Harıl harıl zevkli bir calışma insani mutlu ediyor.
Günlerdir hazırlanıldı. Pastalar yiyecekler, hediyler hazırlandı. Doğum günleri nişan töreni kadar teferruatlı burada. Gelenler hediye getiriyor, giderken ev sahibi de çocuklara minik hediye paketleri veriyor. Çocuklar küçük yaşta hediyeleşmeyi öğreniyor,`hediyelesiniz` diyen Muhammed ahlakı burada yaşama geçmiş.
Çocukları eğlendirmek için animasyoncu bir kız geliyor topluca şarkılar, gösteriler, oyunlar çocuklar kardeşce eğleniyorlar.
Emekli bir öğretmen olarak tabloyu, yeni jenerasyonun evrensel bir kültürle yetiştiği farkını düşünerek seyrediyorum. Birlikteliğin rengi ve anlamının değiştiği görülüyor.
Insanlar yer değişiyor, bir konup bir göçmek gibi..Dünyanin dönüşüne ayak uydurmuşcasına bir rüzgar insanları savuruyor.
Yeni nesiller yaşam standardı yüksek ortamlarda filizleniyor.
Dünya bir puzzle, parçalar yerlerine oturuyor, eksikler tamamlanıyor..
Dünya birliğe doğru gidiyor.
Gurbette birlik, daha anlamlı bir manzara meydana getiriyor.
İnsanda heves uyandıran bir yazı..keşke bizlerde böyle olabilsek, şehrimizde düzen sağlayabilsek. Daha dün bir düğün salonu önünde gelişigüzel arabaların park edilmesi ile trafiğin kilitlendiğine şahit oldum. Ne kadar düşüncesiz olmuşuz böyle?? ya bir hasta, bir yangın olsa o yollar nasıl açılacak? birde sizin anlattığınıza baktım halimize üzüldüm. NİYE BİZ ÖYLE OLAMIYORUZ?? Selin’in doğum gününü kutluyor, ailesiyle mutlu bir ömür diliyorum..Selamlar Hatice abla.
Tesekkurler Gul.
Duzenli olamadigimiz gibi gelecekte de olamayacagiz bu bozuk sehirlesme ve beyinlere atilan tohumlarla.. Uzulmemek duyarsizlik aptallik olur medeniyetin duzeni karsisinda..Gelecek nesillere kotu bir miras birakiliyor elbirligiyle..
sevgiler..