Ah şu gemide bende olsaydım…

Ah şu gemide bende olsaydım…

Açık denizlere yol alsaydım…

Vız gelirdi inan her şey bana

Yeter ki ben sana varsaydım….

Diye devam eder şarkı. Bugün yine hava sıcak hem de ne sıcak.Öyle olunca da insan şöyle bir tekneye binip uzak denizlere yol almak istiyor,püfür püfür))))

Ama nerdeee…Bir o kadarda gündoğusu esiyordu.Deniz sabahtan köpük köpüktü..Madem tekneyle gidemeyeceğiz o zaman piknik,yapalım dedik ve Akliman’a gittik.Saat 11.30da buluştuk arkadaşlarla. Akliman’a yaklaştığımızda sahilin ana baba günü olduğunu gördük.Ya her ağacın altında bir araba ve piknik yapan insanlar, kumsalda şemsiyeler altında oturanlar,deniz de yüzenler..Allah Allah  dedik.Burası böyleyse, acaba Akliman nasıl diye de düşünmeden edemedik.

Ve en nihayet piknik alanına geldiğimizde, hayatımda ilk kez rastladığım bir kalabalıkla karşılaştım. Saat 12.00 idi. Kıyı şeridini ve piknik yapılan ağaç altları bölümünü iplerle bölüp arabaların sadece yol kenarında park etmesini sağlamışlardı. Arabalar çift sıra ,3 sıra halindeydi. Masa aramaya başladık. Ormanın derinliklerine de girsek yer yoktu. Yalnız maalesef bazı piknikçiler bir masayı yemek yemek, diğerini de yiyeceklerini koymak için tutmuşlardı. Ayıp etmişler ama. Çünkü zaten yer yok birde fazladan niye masa tutuyorsun(((

Ne ise bir arkadaş masa verdi. Lokantadan da sandalye aldık. Böylece yer sorunumuzu hallettik. Sonrası güzeldi. Semaver  faslından sonra, yüzmeye gittik. Geçen sene iskelesini düzenleyip plaj şekline çevirmişlerdi. Bugün gitmek kısmet oldu ama, yine çok kalabalıktı. Bir denize girdik, suyun sıcaklığı belki 26-27 dereceydi. Serinleyeyim diye denize girdik ama nerdeeee. Duşu var, kabini var. Sıcak soğuk içeçekleri var. Fast food var, lokantasında ızgarası var. Deniz bisikleti, kano, gezi teknesi her şey vardı.Hatta mescidi bile var))

Birazda fiyat söyleyeyim size,içeri arabayla giriş5.500tl,1kişi piknik alanına giriş 1.750,deniz bisikletinin yarım saati,20tl.,Hamsilosa gezi teknesiyle gidiş geliş 70 tl(pahallı geldi)üstelik,25 dakika sürüyormuş,gidip gelmesi.Semaver 20tl.Fiyatlar böyle işte.

Bu kadarda kalabalık olmasa çok daha iyi olacaktı. Daha önceleri gittiğimizde hep inekler ve köpekler olurdu, bu seferde tavuklar ve kaz vardı epeyce.Artık evcilleşmişler,insanlardan hiç kaçmıyorlardı.

Deniz bisikletine binecektik ama maalesef beklememiz gerekiyordu,onun içinde binmedik.Bir ara Kalyon teknesi geldi.Özel tutulmuştu sanırım.Akşam üzeri rüzgar durdu.Bizde 18.00de dönüşe geçtik.Ama hala çok kalabalıktı her yer.Sinop’a girişte yine trafik tıkandı.Sıcak bir yandan,trafik bir yandan..Aman  Allah bir ara İMDAAAAAAAAAAAAT diye bağırasım geldi)))))

Birde dönüşte bir şey dikkatimi çekti.Şu pet şişelerde içtiğimiz suların, özellikle sıcakta kalmamasını söylüyor uzmanlar.Kanstrolojen madde üretiyormuş.Çok tanınmış bir markanın suları maalesef o sıcakta koli koli güneşin altında duruyordu.(((Resimleri var elimde.Yani biz ne kadar dikkat edersek edelim,bize ulaşana kadar ,onlar zaten güneş altında bekletiliyorlar. Canımız Allah’a emanet.

Birde size özellikle Sinope ürünlerinden bahsetmek istiyorum.Harika doğal ürünler.Pekmezi,sirkesi,suları var.Dün kara üzüm suyu aldım tamamen organik ve elma sirkesi harika,tavsiye ederim.Asitli meşrubat içeçeğinize doğal ve Sinop’un meyvelerinden yapılan ,katkısız SİNOPE ürünleri alıp için..Hem sağlığınıza ve hem de Sinope’ye katkınız olsun.))

Şimdi biraz dinlendim, saat 22.50 olmuş ben günlüğümü yazıyorum ve Sinope  kara üzüm suyumu içiyorum.

Şu anda inanın şıpır şıpır ter akıyor. Yani iyi ki su var, bizde ördek gibi devamlı suya girip çıkıyoruz.

Durum şunu gösteriyor: önceleri kışın soba kullanırken nasıl kalorifere döndüysek, şimdide klima almak elzem olmuş…Yoksa böyle ördek gibi her yarım saatte bir suya gireriz))))İyi yüzmeler))))))))