hayat

Hu huuu ben geldiiim.)))))

MERHABA….
Saat 14.30 olmuş bile.Yine akşam oluyor.Bir bakıyorsunuz akşam ,bir bakıyorsunuz sabah olmuş.
Ne çabuk geçiyor günler değil mi?Hele meşgulseniz,bir şeylerle uğraşıyorsanız vaktin nasıl uçup
gittiğini anlamıyorsunuz.
Şöyle bir gerilere gidin….Durun hele…. Ne kadar gerilere gitsem ki?….)))))Yok yok öyle bebekliğe filan değil,
zaten hatırlamıyorum ben ilk okuldaki günlerimi pek fazla..Sadece aklımda ,bazı tenefüsler öğretmenler beni,
öğretmenler odasına çağırıp şiir okuturlardı.))Ben de okur çıkardım.)))Sonra İlk Okul öğretmenim ,
Şaban Çakmak(Allah Rahmet eylesin)beni koroyo almıştı,o saz çalar biz türkü söylerdik.
Sonra güzel yakan top oynardım,okul takımındaydım.)))
Daha sonra ortaokul çağlarına geldik,bir dindersi hocamız vardı.Emin Cansız…
Aman Allah’ım en çok ondan ve kimya öğretmenimiz Nazik Görgün’den korkardım.Ama ne korkma…
Öyle az buz değil,karnıma sancılar girer,din dersinin olduğu gün hastalanırdım.Öyle iri yarıydı ki hocamız,
şimdiki Sinop Öğretmen evinde okuyorduk o zaman.yerler tahta.Adam sınıfa girdiğinde yerlerden gacır gucur
sesler gelirdi.Sanki Gulyabani gibiydi…Bizlere dualar ezberletir,okuyamadık mı kafamıza arkadan elini yumruk
yapar indirirdi.Erkeklere sıra üzerinde namaz kıldırırdı.Kızlara kıldırmazdı,mazeretleri olabilir düşüncesiyle.
Onun sayesinde tüm sureleri öğrenmiş,hafız gibi okuyor olmuştum.Hatta hiç unutmuyorum,orta 2 deyim o
zamanlar annem köye götürmüştü,bir gece kalmıştık,o zaman köydeki tüm akrabalar bir eve doluşmuş ve
ben hepsine, bildiğim tüm sureleri okumuştum.Hepside mevlüt yapıyorum gibi dinlemişlerdi.))))
Sonra o yıl mahallemizde kuran okuyan ve eski türkçe bilen bir ablamız vardı, tüm mahallenin çocuklara yaz
tatilinde ona kur’an öğrenmeye gitmiştik.Ben tüm sureleri ezbere bildiğimden,elif ,be ,te,se  …yi öğrendikten sonra
duanın ismini soruyordum,başlıyordum tersten okumaya.))))Hocamızda safmış demek,aferin Nilgün hemen
söktün Eski Türkçeyi demiş ve ben ilk cüz’ü bitirivermiştim.))))))
Sonra Lise yılları,gençlik yılları…Güzeldi beee..))))
Sonra bir dönem bunalımlı yıllarım..Sorun arkadaşımın olmayışı,kazandığım halde okutulmamam…
Ve en nihayetinde iyi bir iş..Bol para…Ama yine okuma arzusu,sınavlara hazırlanış,kazanış ve yine engeller..
Sonra evlilik,sonra çoçuklar,sonra emeklilik,sonra üniversite (emekli olduktan sonra bitirdim) ve sonra yine şimdiki hayat…
Kaç yılı birden özetleyiverdim işte…Ne çabuk geçti kağıt üzerinde değil mi.??
Nasıl geçti diye sorarsam kendime…????Tuzuda vardı ,şekeride…Ama çok şükür genelde iyi.
Şimdi bazen ,yaşadığım kötü şeyleri düşünmek istemiyorum sanki beynime format attımda tüm kötü şeyler gitti gibi.
Güzellikler aklımda ve öylede kalacak.
Ya hakikaten ben neden bunları yazdım ki????Haaa tamam baştaki resim vardı ya,
ondan etkilendim.))))
İnsan oğlu doğduğu günden beri bir telaş içinde.Hep birşeyleri yapmak bitirmek,sonrada rahatlarım
düşüncesi içinde, ama olmuyor,olamazda..Ta ki ölünceye kadar….Ya da karikatürdeki gibi sırat köprüsünü geçinceye kadar))))
Aklıma bir yazı geldi ama şimdi imkansız bulamam.Size aklımda kaldığı kadarını yazayım.
Güneyde ,sahil kasabasında,bir karı koca yaşarmış.Sahildeki barakalarının yanında da büyük bir otel varmış, oraya tatile gelen
zengin bir iş adamı her gün onları izlemeye başlamış.Adam her sabah erkenden uyanıyor ufak kayığı ile denize
açılıyor balık tutuyor ve geliyormuş.Karısı onu karşılıyor yemeklerini hazırlayıp yiyorlarmış.
1haftanın sonunda zengin iş adamı dayanamayıp bir akşam üzeri yanlarına gitmiş.Kendini tanıtmış ve demiş ki:
Sizi günlerdir izliyorum her sabah balığa çıkıyorsun ,doyacağın kadar yakaladığında dönüyor,onaları pişirip yiyorsunuz
demiş.Ama demiş eğer sen daha fazla kalıp,çok balık tutsan onaları satsan,para kazanırsın,sonra kayığını büyütürsün.
Kayık büyüyünce daha çok balık tutar daha çok satarsın,daha çok kazanırsın,kazandıklarını değerlendirip bir balık
fabrikası bile kurabilirsin artık gelsin paralar….Sonrada, artık emekli olup,bir sahil kasabasına yerleşip orada kendine ufak bir kayık alıp,
istediğinde balığa çıkar,emekliliğin tadını,eşinle birlikte sürersin demiş.
Balıkçı biraz şaşırarak yüzüne bakmış, ama ben zaten şimdi dediğiniz gibi bir hayat sürüyorum,sonunda yapmam gerektiğini şimdi yapıyorum demiş..)))))
Eveeet artık bundan ne ders çıkarırsanız….))))Size iyi iftarlar…Sahi ne var bu akşam yemekte?????Ben söylemiycem ,canınız çeker belki.)))))))))
Allah korusun içinizde hamileler filanda vardır bakarsın))))))))))))))

Hakkımda Nilgun

Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

Calista Otelde 2. Gün

Merhaba tekrar, Calista Otel’de tatilimizin 2. Gününü anlatmaya devam edeyim. Rahat bir uykudan sonra sabah …

2 Yorum

  1. blank
    Irem Ebru Gursoy

    Hala,

    Gerçekten çok espirilisin. Köydekilerin seni mevlüt dinler gibi dinlemeleri olayında gerçeten koptum. Çok yaşa, hala!!!

  2. blank

    Ebru’cuğum gerçekten dün gibi aklımda,onlar öyle hûşu içinde dinledikçe,bende kendimi hafız sanmıştım:)))

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.