Merhaba…
Balboa Adasında çok güzel bir hafta sonu geçirdik. Sonra ki hafta Christmas zamanıydı. Evde yeni olduğu için yapılacak çok işler vardı, Eşim hafta içi boya işleriyle meşgul olurken bende yemek işlerine baktım.
Haftanın 5 günü Türk Yemekleri yapıyordum, 2 günde ya Amerikan veya Asya yemekleri yiyorduk. Maşallah Karen’da harika yemekler yaptı bize. Bazen tarif aldım ama koyduğu bazı baharatları hiç duymadığım için, tam detaylı tarif alamadım.Market alışverişine çıktığımızda gördüğüm meyve , balık çeşitleri çok şaşırttı beni.
Chirtmas ağacımızı 1 hafta önceden kurmuştuk, aldığımız hediyeleri altına koyduk. Christmas sabahı uyanan ağacın yanına gelip üzerinde ismi yazan kutuları alıp açtı.Hepimiz sabahın erken saatinde pijamalarımızla hediyelerimizi açtık. Güzel şeyler almışlar bana çocuklarım.Merak edersiniz ne aldılar diye ben kendi hediyemi yazayım size,bir tane North Face su geçirmeyen spor ayakkabısı, birde nike spor ayakkabısı. İkisindende almayı düşünüyordum. Hatta şunu almak istiyorum diye söylemiştim, ama hemen sipariş edecekleri hiç aklıma gelmemişti, sürpriz oldu benim için. Sağolsunlar, varolsunlar.
Sonra kahvaltı yaptık, alışverişe gittik.Hemen hemen Tansu ne zaman işten gelse, hemen alışverişe çıkıyorduk. Evin ihtiyaçları da gerçekten bitmiyor.Ben ençok Costco ve Old Navy mağazalarını ve Ross’u sevdim.Kendime hitap eden birçok şey buldum orada.Yalnız çok enteresandır. Özellikle Uniqlo mont ve yelek almak istemiştim. Ama 1 tane medium, vardı, 1 de large, koca mağazada sadece küçük bedenler vardı.Christmas öncesi, insanlar yağmalar gibi alışveriş yapıyorlardı.Çok şaşırdım. Halbuki çoğu büyük beden, ama hep küçük beden kalmıştı ellerinde.Aradığım bedeni bulmak için o mağazaya 5 kere gitmişimdir. Sonra buldum neyse.O da bir tane.
Costco ya kartla giriliyor. Çok çok büyük bir mağaza, her şey var içinde ama hep büyük boy.Yani mesela çikolata alacaksınız, 3,5 kiloluk,Kahveler kocaman,ilkkez en pahallı içkiyi orada gördüm.Çok harika kızarmış tavuk satılıyor, fiyatı 5 dolar, ama mağazanın en sonunda ve köşede. Tavuk almak için giriyorsunuz, sepetinizi doldurup çıkıyorsunuz.
Akşam christmas yemeğimizi yedik, öbür günde Karen’ın çok samimi aile dostları bizi San Gabriel’de bulunan, Sun Nong Dan , Kore Lokantasına davet ettiler.
Bayağı kalabalıktı , ama yerimiz köşede güzel bir yerdi, girişte aşı karnemize bakıp öyle aldılar içeri.
Sofrayı Kore’nin yemeklerinden,bizim mezemize benzer şeylerle donattılar önce.Masa da 2 tane ocak var, alttan yakılıyor, üstüne çorba dedikleri içinde bol miktarda sebze ve et olan bir kap geldi ve ateşe koydular, kısa sürede pişti diğer ocağın üstüne de peynir kaplı et geldi, o pişmiş bir etti, üstü peynirle kaplıydı, Garson geldi ve elinde büyük çakmağa benzer bir şeyi ateşledi ve etlerin üstüne tuttu. 30 cm kadar alev yükseldi, peynir eridi ve yemeğe hazır hale geldi. O gece ilk kez çatal kullanmadan çubuklarla yemek yemeğe çalıştık ben ve eşim. Bayağıda başarılı olduk. Kırmızı pilav vardı. Zaten ekmek kullanmıyorlar, onun yerine hep yağsız ve tuzsuz pirinç yiyorlar.O gecemizde de, Jessica ve oğlu Eeran’la, Karen için erken doğum günü kutladık.Güzel bir geceydi, çok teşekkür ederiz.
Bu hafta sonu da Santa Barbara’ya gittik. Orası da sahilde bir yerdi,yine tahta iskelesi vardı. Üstünde resturantlar, alışveriş yapabileceğin birkaç dükkan vardı.Hava güneşliydi ama çok soğuktu. Gezdik, dolaştık, hamburger yedik, akşama da eve döndük.
Ve nihayet Karen’nın doğum günü geldi. Karen bu akşam için güzel bir lokanta da yer ayırttı.Ve yine bugün birlikte,” Van Gogh’ un sürükleyici sanat sergisine” gittik. Benim resme merakım olduğunu bildiği için, daha önce gitmemiş ve beni beklemişti. Birlikte gittik. Müthiş bir görsel şölendi. Kocaman 2 bölüm bir mekan, tüm duvarlarda Van Gogh’un resimleri üç boyutlu olarak geçiyordu. Büyük bir heyecanla izledik. Sanırım 45 dakika filan sürdü.
Sonra belim ağrıdığı için, akapuntur ve masaja götürdü beni.
Oradan Ross Mağazasına ve Old Navy’e gidip alışveriş yaptık ve eve geldik, akşam için hazırlandık ve yemeğe gittik.
Güzel, şık bir resturandı, değişik bir et yemeği yedim. Çok kalın bir etti. Ama pamuk gibi pişmişti. Nasıl pişirdiler ki…İyi ki doğdun Karencığım.
Öbür sabah bende söz verdiğim doğum günü pastasını hazırladım. Gelin kayınvalidesine çekermiş, 3 gündür Karen’ın doğum gününü kutluyoruz , tıpkı benim doğum günlerime benzedi, bir gün değil, birkaç gün sürüyor bizim doğum günleri.))
O akşam bu defa ben Türk yemekleri yaparak Jessica ve Eeran’ı yemeğe davet ettik, hemde benim yaptığım doğum günü pastasını kestik.
Bir sonra ki gece yakın arkadaşı Ellison geldi, o da hem yeni yıl hediyesi ve hem de doğum günü hediyesi getirdi, tekrar kutlama yaptık. Karen seviyor diye birsürü dondurma getirmiş, hepsi değişik tatta, afiyetle hepsinden tattık,yedik.
Ve nihayet 31 aralık geldi, bu defada yeni yılı kutladık, saat tam 24.00de dışarı çıkıp şampanya patlattık, fotoğraf çektik.
İşte bir yeni yıla daha, eşim, oğlum ve gelinimle Amerika da girdik. Allah, sağlık sıhhat içinde, mutlulukla, nice seneler geçirmek nasip etsin.AMİN.
İyi günler…