VEDA.. AYŞE KULİN……

Ne diyeceğimi bilemiyorum inanın, ben çok, ama çok beğendim.492 Sayfalık kitabı 7 günde okumuşum. İnanın geceleri 23.30 gibi yatağa yattığımda ,elime kitap alınca hemen uykum gelir uyurdum,bu kitapta ise, saat 1.30 lara kadar uyumadan okudum.Hem sonunu çok merak ettim,hem bitmesin istedim.İşte öyle güzel bir kitaptı ‘’Bin Muhteşem Güneş’’.Hepinize ve özelliklede bayanlara, kesinlikle okumalarını öneriyorum.Bazı geceler ise devamını merak edip 3.00de 4.00 de uyanıp okudum,anlayın artık. Afganistan’da, savaş sırasında 2 kadının kesişen yaşamlarını konu almış. Şimdi sırada hangi kitap mı var? Hemen yazayım. Ayşe Kulin’nin VEDA’sı. Kaç yıl oluyor bu kitabı alalı, bilmiyorum ,ancak okumaya fırsatım oldu.Aslında yanlış bir kelime yazdım, bilerek ve isteyerek. ‘’Fırsatım’’ dedim..Evet fırsatım dedim..Bu kelimede sizlere karşı kendimi korudum.Yani aslında okuyacaktım da çok meşguldüm,işlerden vakit bulamadım anlamına geliyor.Ama yalan..Evet itiraf ediyorum.Çünkü insan istedikten sonra,zamanı kendi yaratır.Benim yine işlerim var, ama kitap okumak için vakit ayırıyorum veya yaratıyorum.Çünkü, insanın öncelikleri ne ise, o sıralamada yerini alır.Benim daha önce önceliklerim farklıydı demek ki,ben kitap okumaya vakit ayıramadım,canım istemedi açıkçası(((Çok üzgünüm,ama insan bazen dönem dönem bir şeylerden geçiyor demek ki.Benim de öyle oldu.Ne ise inşallah bundan sonra bu okuma aşkım hiç gitmez de, bende sizlerle okuduğum kitapları paylaşırım. Bakın bugünkü, Haber Türk Gazetesinde yazıyor, MEB’’okuma alışkanlığı araştırması’’ yapmış. Bu araştırmaya göre ilköğretim ve lise çağındaki öğrencilerin %92 si kitap okumuyormuş. Uzmanlar,’Türkiye’nin en tehlikeli hastalığının okumamak ‘’olduğu görüşünde. Bir Japon yılda 25,İsveçli 10,Fransız 7 kitap okuyor. Türkiye’de ise yılda 6 kişiye,1 kitap düşüyormuş. Artık yorumu size bırakıyorum. Ve bugünü anlatıyoruuum))))

Bugün sabahtan, bir yağmur, bir yağmur göz gözü görmüyordu. Eşimde erkenden balığa çıkmış, elinde 1 çinekop’la geldi.))) Kahvaltıdan sonra güneş yüzünü gösterince, bu seferde beraber çıkalım dedik. Çıktığımızda saat 11.00 gibiydi. Bizden başka birçok teknede sanırım istavrit tutuyordu uzakta. Biz yine sargan’a dolaştık. Epey de tuttuk. Bizi gören başka teknelerde geldiler yanımıza. Bu arada Sayk ve Sky’ın optimistçileri denizde eğitim alıyorlardı. Deniz üzerinde sanki,kelebek gibi süzülüyorlardı.Rüzgar yok,deniz süt liman,rıhtımda geçen haftadan daha küçük bir yolcu gemisi….Bahçeler önündeki o kayalıklarda ,güneşlenen karabataklar,ormanlık alanda piknik yapan insanlar…Nasıl anlatsam sizlere bu güzelliği bilmem ki? Birden içimden, mayomu giyip hemen atlamak geldi suya))))Ahh ahh geçen sene 18 Ekim de kapatmıştık deniz faslını. Öğleden sonra 15.00 gibi gündoğrusu esmeye başladı, eee zamanı, buna da şükretmek lazım, en azından bizlere güzel bir tatil geçirtti.Teşekkürler Allah’ım verdiğin tüm güzellikler için.)))

İşte böyle sevgili günlük. Nilgün’ün günü böyle geçti. Sizin gününüz nasıl geçti? Haydi anlatın bakiyim, anlatın anlatın, sizi duyuyorum))))))))) İyi geceleeeeeeeeeeeeer))))Sevgiler Sinop’tan ve bol bol kitap okumalar diliyorum.