Rüya gibi uçan yıllar…..

Yıllaaar ,ah yıllaaaaaaar…Nasılda geçtiniz göz açıp kapayıncaya kadar..
Daha dün gibi çocukluğum, genç kızlığım, evliliğim, çoluk çocuk derken, geldik bu yaşlara.
Şimdi diyeceksiniz ki, bu da nereden çıktı Nilgün?
Dün akşam elime lise yıllarından resimlerim geçti, bende 2 tanesini Facebook’ ta ki, ‘’Sinop&Sinop’’ grubuna yükledim. Maksadım resimlere bakanlara eskiyi anımsatmaktı. Bu arada sabah bir baktım, bir sürü mesaj gelmiş, resimdeki arkadaşların isimlerini de yazar mısınız diye. Hatırlayabildiklerimi yazdım. İsimleri yazarken baktım, o kadar çok kaybettiğimiz arkadaşlarımız var ki.Hayat dedim….. Çoğu da genç yaşında hayatını kaybetti(((
Bir başka kişide Nilgün Hanım, hangi yıla ait diye soruyor.))))Bir düşündüm aman tanrım, ne kadar sene geçmiş aradan.
Offf offff. İyisiyle, kötüsüyle ne kadar çok yılı geride bırakmışız.
Sonra aklıma birden, rahmetli babam geldi. Babamı, annemden 7 ay sonra kaybetmiştik. Ben bakıyordum ona. Her gün evine gider ihtiyaçlarını karşılar, bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sorardım. Çok sevinirdi beni gördüğünde. Bol bol sohbet ederdik. Belki de gençliğindekinden daha çok. Önceden vakit yokmuş demek sohbete. Hepimiz ayrı telden çalıyormuşuz. İşler güçler, çocuk telaşı derken vakit geçip gitmiş. İyi ki yaşlılığında yakalamışız konuşmayı. Aslında, gençken de ölünebilirdi bu sefer bakmışsın konuşmaya vakit bulamadan kaybetmişiz birbirimizi. Neden hep yaş baz alırız ölümlerde? Halbuki belli mi, kimin ne zaman gideceği. İşte lisedeki arkadaşlarım, bazıları daha evlenmemişti, bazılarının, çocukları küçüktü, göçüp gittiklerinde.blank
Babam ölmeden önce onda bir şey gözlemledim. Hayata bağlılığı gitmişti son zamanları. Biliyorsunuz biri ölünce arkasından selâ verilir. Sinop’ta malum küçük olduğu için her gün o selâyı ve kimin öldüğünü duyarsınız mutlaka. Hele yaş daha da ilerleyince kulak kesilirsiniz selâdan sonraki anonslara. Babamda, kızım bugün şu öldü, bugün bu öldü diye söylerdi. Sonra bir gün baktım, kızım arkadaşlarım birer birer gittiler, artık sıra bende dedi. Ve gerçektende gözlerinde bir an önce gitme isteğini görmüştüm. Sanki bir an önce annemin ve arkadaşlarının yanına gitmek isteği vardı, sanki özlüyordu öbür dünyayı. Ve öylede oldu, kurban bayramı arifesinde kaybettik babamı.
Eşime telefon açmış, kendimi iyi hissetmiyorum diye, eşim bana açtı, ben ağabeyime açtım, babam iyi değilmiş diye ve koşturmaca eve gittik. Baktım babam pardüsüsü ile sokak kapısının eşiğinde yatıyor. Ben eğildim hemen üstüne, aldım başını kollarımın arasına, baba baba diye bağırdım.Gözünü sanki araladı,gülümsedi bana.Ağabeyim suni tenefüs yapmaya başladı.Ama hiç kıpırdamadı.Önce arkadaşımız olan bir çocuk doktoru geldi,öldü dedi.İnanmadım,inanamadım. Sonra başka bir cerrah arkadaşı getirdiler, o da öldü dedi, o zaman inanmak zorunda kalmıştım(((((((((
Şimdi nereden açtım bu konuyu.
Yıllar dedim, uçup giden yıllar dedim. Kim bilir ne zaman, nasıl, bizde gideceğiz.((((
Ne ise ben yazmayı bırakayım artık, çünkü eskiyi anımsatmak üzdü beni.
Ben, hepimize sağlıklı uzun ömürler diliyorum.
Haaa birde vakit çok geç olmadan sevdiklerinize vakit ayırın..Zaman uçup gidiyor, yakalayın bir yerinden olur mu?
Hepinize iyi hafta sonları.Sizleri üzdüysem kusura bakmayın..

Hakkımda Nilgun

blank
Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

Sinop özlemi çekenler…..

Merhaba sevgili okuyucularım..Nasılsınız?Ben iyiyim çok şükür. Corona günlerinde yürüyüş yaparak, ya da tekneyle balığa çıkarak …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.