Söyleme sırrını……

Ne çabuk geçiyor günler, haftalar, aylar… Bugün 12 Kasım olduğuna inanmak zor vallahi. Ne zaman geçti 2011…Aman Allah’ım ya, bu kadar çabuk mu geçer yıllar…Şaka maka 1, 5 ay kaldı 2012 yılına girmeye…

Yılların bu kadar çabuk geçmesini özellikle büyüyen çocuklardan daha çabuk anlıyoruz. Daha dün elinizde büyüyen çocuk bugün koca bir adam olmuş karşınızda duruyor.)))

Neyse her işin başı sağlık. Geçen yılları durdurmak mümkün değil, ama yeter ki sağlıklı ve huzurlu geçsin.

Geçen gün Hürriyet gazetesinde, Prof.Dr. Osman Müftüoğlu’nun bir yazısı dikkatimi çekti.Yazısın da Çinli bir doktor, Dr.Maoshing Ni’nin görüşlerine yer vermiş.100Yıl yaşamanın sırları diye bir kitaptan bahsediyor. Ben de, buradaki bazı görüşleri sizlerle paylaşmak istiyorum.

Dr. Ni, uzun yaşamak istiyorsanız, her zaman doğruyu söyleyin diyor. Yeryüzünde daha uzun süre var olmayı değil, uzun yıllar ve çok çok daha mutlu var olmayı hedeflemenizi öneriyor. Duyguların iç organlara müthiş etkisi olduğunu, aşırı yaşanan duyguların organ sistem dengelerini bozduğunu belirtiyor. Ona göre öfke  karaciğeri, üzüntü kalın bağırsakları, karamsarlık mideyi, korku ve güvensizlik böbrek ve mesaneyi hasta ediyormuş.

Bunların doğruluğunu birçoğumuz biliyor olmalıyız. Hani bazı insanlar heyecanlanır veya üzülürlerse hemen bağırsakları bozulup ishal olur ya, veya bir şeye üzülürlerse mideleri şişer, gaz yapar onun gibi bir şey demek ki.

Bu arada Dr. Ni’ye göre, sağlıklı ve uzun ömür için, Ginkgo yapraklarının belleği güçlendirici etkilerinden, Alfa Lipoik Asit’in antioksidan gücünden, Omega-3 yağlarının damarları,enginarın karaciğeri,ıspanağın gözleri güçlendirici faydalarından da yaralanmamızı öneriyor.Omega-3 hapını kayınpederim yutuyor ve gerçektende gözle görünür faydası oldu gerçekten.Hafızası şimdi çok daha iyi.

Bu arada müzik dinlemek ömrü uzatıyormuş, ‘hayır’ demek ruh sağlığına iyi geliyormuş, mutlu bir evlilik gençleştirici etki blankyapıyormuş.. Yazı bu tür şeylerle devam ediyor.

Şimdi düşünün bakalım bunların kaçını yapabiliyorsunuz? Veya bunların kaçının size etkilerini gördünüz. Bence düşünceyle çok ilintili bu yazılanlar. Şu anda yanımda bir kitap var, ilk fırsatta okuyup sizlerle paylaşacağım. Louıse L. Hay’ın ‘’Tüm Hastalıkların Zihinsel Nedenleri’’.

Biraz eskiyi düşündüğümde başımdan stresle ilgili ne çok şey geçtiğini görüyorum.

Mesela hemen aklıma geliveren.))))

Müdürümüz kursa, yurt dışı veya şehir dışı toplantılara gittiğinde, mağazaya (PX) ben bakardım. Sorumluluğu bana verir ve gelince her şeyi noktası virgülüne bilmek istiyorum derdi.

blankBen de günlük olarak her şeyi not alırdım. Bu arada gün içinde telefonlaşırdık da.1 hafta sonra geldiğinde sabah mağazaya girerken günaydınlaştık, hoş geldiniz dedim. Daha sonrada yazdığım notları alıp 10 dakika sonra odasına girdiğimde sesim gitmişti..Eveet.. sesim çıkmıyordu. Nilgün Hanım ne oldu, biraz önce konuşuyordunuz diye soruyor, ben kısık sesle çıkmıyor, bilmiyorum diyorum.))))Gitti sesim yok oldu birden bire. Tabii hemen K.B. B. Ya gittim doktora durumu anlattım, doktor dilini çıkar dedi, peçeteyle tuttu, çekti, ses tellerin çok temiz neden sesin çıkmıyor ki dedi. Konuş tekrar dedi. Sesim çıkmaya başladı.)))))))

Yani stresten yarım saat içinde sesim gitti geldi.))))))

Birde kesik kesik öksürüğüm vardı. Sebebini bilmiyordum. Sonra fark ettim ki, müdürümüz etrafımda olunca öksürüyordum kesikblank kesik..

Bir gün yine müdürümüz toplantıya yurt dışına gitti. 1 hafta sonra geleceğim dedi. 5 gün geçmişti ki ben de aniden kesik kesik öksürmeye başladım. Allah Allah ne oldu ki şimdi dedim. 1 dakika olmadan müdür sütunun arkasından bana bakıyordu…))))Meğer mağazaya girmiş, koku alma duyum onu fark edip öksürmeye başlamışım.)))))))))

Şimdi gülüyorum, ama o zaman hiç komik gelmiyordu. Kulakları çınlasın çok çektirmişti…

O zamanlar migrenim vardı mesela, emekli olunca geçti.))

blankEvet biraz önce bahsettiğim ‘Tüm Hastalıkların Zihinsel Nedenleri ‘kitabına gelirsek tekrar, kitapta hangi hastalığın, hangi zihinsel düşünceden geldiğini teker teker açıklıyor.

Mesela kızımda uçağa binme korkusu vardı, bu ve benzer 2 kitabı okuyarak korkusunun sebebini bulmuş, üstüne gitmiş ve uçak korkusunu yenmişti. Bu kitapları okuyarak bazı şeyleri çözümleyeceğime ben de inanıyorum. Hatta yazar önsözünde bahsediyordu, düşünce gücüyle kanseri yenmiş. Düşünün yani etkisini…

Sevgili okuyucularım;  Çevrenizde huzurunuzu bozan, sizi sıkıntıya koyan, yalan konuşup onun bunun dedikodusunu yapan kişilere yer vermeyiniz. İnanın size kim birinin dedikodusunu yapıyor veya bir başkası için kötü bir söz söylüyorsa, bilin ki arkanızı döndüğünde aynısını sizin içinde yapacaktır. Bundan emin olun.Zaten çevrenize bir bakın böyle insanlar her toplumda mevcuttur,onlardan uzak durun..

Hepimizi Allah düzgün, dürüst, akıl sağlığı yerinde, işi gücü, meşguliyeti olan, kalbinde sevgi ve merhamet taşıyan kişilerle blankkarşılaştırsın.

Hepinize iyi hafta sonları diliyorum. Sevgiyle kalın..)))

Bu arada şu atasözünü de yazmadan geçemeyeceğim..

Söyleme sırrını dostuna,dostunun da dostu vardır, o da söyler dostuna..)))))

Not:Arkadaşımın çektiği Sinop resimleriyle bu yazımı süslemek istedim.))Teşekkürler Sami…Çektiğin güzel resimleri kıskanıyorum bilmiş ol.))))Darısı başıma.

 

 

 

Hakkımda Nilgun

blank
Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

Sinop özlemi çekenler…..

Merhaba sevgili okuyucularım..Nasılsınız?Ben iyiyim çok şükür. Corona günlerinde yürüyüş yaparak, ya da tekneyle balığa çıkarak …

2 Yorum

  1. blank

    Çok faydalı bir paylaşım olmuş..Teşekkür ederim ablacım..Duana da “Amin” diyorum. 😀

  2. blank

    Teşekkürler Gül.))

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.