Kendini gerçekleştirmek…Hande Akın..Ben Zamanı..

Küçük yaştan itibaren kendimizi gerçekleştirmemeyi öğreniyoruz. Daha bebekken etrafımızda olanı biteni hissederek, görerek, duyarak yani kopyalayarak öğrendiğimizin bilincinde olmayan ebeveyn ve toplum ile şekilleniyoruz. Her şey bilinçaltımıza kayıt edilirken o kadar masumuz ki yetişkin olduğumuzda davranışlarımızın sebebi, kaynağı, kökü olan duygularımızın, korkularımızın, inançlarımızın farkında bile değiliz. Çünkü hayatın koşturması için de bir şeylere yetişmeye çalışıyoruz. Yaşamda Var Olma mücadelesi veriyoruz. Ama ne mücadele… durup hiç düşünmeden hiç sorgulamadan geçen mücadeleli yıllar…

Mücadele neyle geçiyor?

Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde olduğu gibi fizyolojik temel ihtiyaçlar bir kenara; (nefes alma, yeme, içme, uyuma, sevişme) kendini güvende hissedeceğin şeyleri temin etmekle (evim olsun, arabam olsun, param olsun param olursa ancak; emniyette ve güvende olurum yani mutlu olurum koşulu ile) sevgi ihtiyacıyla (bir yere ait olmak, birine ait olmak, eşim/sevgilim olsun, bir yere kabul edileyim evleneyim, barklanayım, çocuk yapayım çabasıyla) değer ihtiyacıyla (aldığımız titirlerle kendimizi değerli zannettiğimiz zamanlar öz değerimizin farkında olmayıp aldığımız sıfatlarla kendimizi VAR etmekle) geçiyor. Kısacası; yaşam kendimizi gerçekleştirmeden geçiyor, ellerimizin arasından kayıp gidiyor.

 

Yaş biraz ilerledikçe kadınlar genelde 30’lara erkekler genelde 40’lara geldiğinde bir şeyler sorgulanmaya başlanıyor… Ya bir hastalık çıkıyor, ya bir yakının ani kaybı, ya iflaslar, ya işten çıkarılmalar, ya aldatılmalar, terk edilmeler, boşanmalar… Bir şey dank ediyor o zaman ve insan işte o zaman sorguluyor yaşamını… Ne kadar mutlu olduğunu ve hayattan tatmin olduğunu… Benim savım şu; illa da başa bir şey gelmesi mi gerekiyor? Yaşamımızın muhasebesini yaparken daha bilinçli olamaz mıyız? Gerçekten aklımızı kullanamaz mıyız? Yoksa hep bilinçaltımıza zamanında kayıt ettiklerimizin kumandasında yaşamaya mahkum muyuz? Siz bu soruları kendinize sormaya durun ben de birkaç örnekle basitçe kendimizi gerçekleştirmemize engel olan durumları anlatayım. Daha doğrusu bir iki gözlemimi…

Geçenlerde metroya biniyorum. Bir kadın ve iki çocuğu… Çocuklar turnikenin altından geçmeye çalışırken güvenlik görevlisi sordu; çocuklar kaç yaşındasınız? Çocuklardan biri heyecanla atıldı ben 11 yaşındayım. Diğeri de aynı heyecanla ben de 9 yaşındayım. Yani büyüğüm der gibi… Analarının yüzü ise buruldu. Çocuklar bedava geçecekken turnikeden, güvenlik görevlisine yani para engeline takıldılar. Artık çocukluktan çıktıklarını kabul etmek istemeyen anaları ise çaresiz bastı akbilini… Para dediğimiz kavram daha çocuk yaştayken kendimizi gerçekleştirmeye, yaşımızı bile söylemeye engel olabiliyor. Yani biz öyle zannediyoruz, çünkü yaşadıklarımızla böyle öğreniyoruz. Sonra da yıllarca para hep kendini gerçekleştirmeye engel olan büyük aşılmaz bir dağ gibi önümüzde duruyor. Sevgili anne babalar farkında olmadan yaşananlar işte bu basit örnek gibi hayatlarımıza damgasını vuruyor.

Bir küçük örnek daha aileye küçük kardeş gelince oluyor. Anne, baba sen artık abla oldun, ağabey oldun yüklemesini yapınca çocuk çocukluğuna veda ediyor. Abla/ağabey olmanın sorumluluğu yüklenince; ister istemez  kabul ediyor ama esas çatışma sonrasında… Abla/ağabey oldum yani büyüdüm. Ve büyüklerin yaptıklarını yaparım düşüncesine gelen çocuk; bir şey istediğinde olmaz sen daha çocuksun cevabını alıyor. Bir çocuk için güvensizliğin başladığı, çatışmanın yerleştiği noktalar bir bir şekilleniyor. Çocuk büyük müyüm çocuk muyum ikilemeni yaşaya dursun. Ebeveyn olarak zaten aynı ikilemleri yaşayan yetişkinler de çocuğa basit söylemlerin nasıl etki ettiğinden bihaber yaşamını sürdürüyor.

Yaşamdaki en büyük başarı kariyerinizde en tepe noktalara gelmiş ister üst düzey yönetici, ister patron olun fark etmez… Mutlu ve iyi hisseden insan olmak için kendini gerçekleştirmek. Ancak kendi gerçeğini yaşayan, yaratan insan ÖZünde mutludur.  Bu bilinçle; önce kendinizi gerçekleştirmenizi ardından kendini gerçekleştiren ve duygularını hisseden çocuklar yetiştirmenizi diliyorum.

Koşulsuz sevgim ve BİRlik bilinci ile…

Hande Akın
İletişim & İlişki Uzmanı
Kuantum Terapist

Hakkımda Nilgun

blank
Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

Mutluluk…Ben Zamanı

Sevgili arkadaşlar, Uzun zaman oldu yazmadım. Bir yakınımın ani vefatıyla zaman adeta durdu. Yaşam durdu. …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.