Quimper, Fransa..Ebruli Sayfalar..

Merhaba Sevgili Nilgün’ün Günlüğü Okurları

Bu yazımda sizlere sadece Fransa’nın değil Avrupa’nın en batı kıyısından, Quimper’den (Kemper olarak okuyunuz) bahsetmek istiyorum. Haziran ayında Paris’den kalkan küçük bir uçakla bir saatte geldiğim Quimper, beni karanlık ve yağmurlu bir gökyüzüyle karşıladı.  Çok yağmur aldığı, barındırdığı koyu yeşil bir bitki örtüsü ve alabildiğine ormanlık alandan belli oluyordu.

Britanny bölgesi denilen ve İngiltere’ye çok yakın olan Fransa’nın bu bölümü, tarihi ve kültürüyle kendine has bir doku sergiliyor. Kelt kültüründen de oldukça etkilenmiş şehirde onlarca kilise, katedral ve şapel bulunmaktadır. Gotik sanatı en iyi temsil eden, 13 ve 14üncü y.y.lara ait, St Corentin katedrali şehrin en önemli dini mekanlarından bir tanesidir.

quimper- fransaquimper-fransaquimper market fransaSt Corentin-fransa

Quimper’e geldiğinizde gözünüze çarpan en ilginç şey, bütün şehri kaplayan rengarenk çiçekler olacaktır. Her yerden fışkıran bu bakımlı ve açmış çiçekler size görsel bir şölen sunarlar bu şehirde.

“Toprağın Bittiği Yer” de denilen ve engin Atlas Okyanusu’na kollarını açmış bu şehir, Fransa’nın en büyük balıkçılık limanını barındırmaktadır. Bu şirin sahil şehrini uzun kumlu plajlar, deniz fenerleri ve tekneler süslemektedir.

Engellilerle katıldığım bir proje sayesinde gittiğim Quimper şehri insanları yabancılara karşı oldukça sıcak kanlı ve misafirperverdir. Burada yaşayan yerli halka Bretonlar denilmektedir. Bretonlar, çalışkanlıkları ve Fransa’nın merkezinden uzak kaldıkları için biraz da sessiz ve esrarengiz bir topluluk olarak ün salmışlar tarih boyunca. Ama şu anki durum geçmişin tam tersini gösteriyor.

Quimper’de aynı zamanda Türkler de yaşamaktadır. Projede tanışmış olduğum birkaç Türk ailesi proje ekibimize oldukça sıcak ve sevgi dolu yaklaşmışlardır. Özellikle evinde kaldığım Kamer Tas hanımefendiye bana gösterdiği samimi dostluğundan ötürü çok teşekkür ediyorum. Birlikte evde kahvaltı yaptığımız sırada Quimper belediye başkan yardımcısı Laurence Le Moigne  hanımefendinin Kamer Hanım’ın evine gelerek, bana ve proje ekibime hediyeler getirmesi beni çok etkiledi. Kamer Hanım’ın dediğine göre, Quimper’de büyük nüfuslu insanların halkın evine gelerek, onları ziyaret etmesi gayet doğal bir davranışmış. Kendisi giderken Kamer Hanım’ın oğlunu okula götürerek, ona büyük bir yardımda da bulundu.

Proje çalışmalarında şehirde yapılan bir faaliyet için küçük gruplara ayrıldık. Bu faaliyette, şehirdeki mekanların tekerlekli sandalye kullananlar için uygun olup olmadığını öğrenmek, hangi mekanlar uygun ise bunları not etmek idi. Eğer tekerlekli sandalye kullanan insanlara uygun bir mekan ise organizasyonun bir çıkartmasını verip, bunu vitrinine ya da görünen bir yere yapıştırmasını istedik. Çok eğlenceli ve çok yararlı bir faaliyet olduğunu burada söylemeden geçemeyeceğim. Bu faaliyette benim daha fazla ilgimi çeken şey ise Fransa’daki mahkemelerin işleyişi idi. Faaliyetimiz alanında Quimper adliye binası da bulunmaktaydı ve o anda bir duruşma vardı. Bar çıkışında iki sarhoş gencin kavga etmesinden ötürü birinin diğerini bıçaklaması ile sonuçlanan bir cinayet duruşması idi. Bir tarafta kurbanın ailesi, diğer tarafta da sanığın ailesi oturuyordu. İki tarafın da avukatları peruk ve kostümleriyle mahkeme salonunda göz dolduruyorlardı. Fransızcam çok iyi olmadığı için ne dediklerini tam olarak anlamadım. Ama anladığım ve gördüğüm davanın aylarca devam etmesiydi. Çünkü sanığın avukatı benim mahkeme salonunda olduğum sürece sürekli konuştu. Kendisi aynı zamanda sanki bir aktör gibi salonda geziyor, heyecanlı ve etkili bir şekilde konuşuyor ve salondaki insanların gözlerinin içine bakarak herkesi etkiliyordu. Mahkemelerin burada aylarca sürmesi elbette normaldi. Çünkü avukatın sözü hiçbir şekilde kesilmiyor ve sessiz bir şekilde dinleniyordu. Ayrıca mahkemede birden fazla yargıç bulunması da gözümden kaçmadı.

Gelelim daha zevkli konulara, burada insanların hafta sonları pikniklerde pişirip yedikleri ünlü krepleri var. Kreplerin içindeki soslar çok farklı türlerden oluşabiliyor. İsterseniz deniz ürünlerinden oluşmuş içinde karides, midye bulunan sosu krepinize sürebiliyor, isterseniz marmelatlı kreplerden de alabiliyorsunuz. Tercih size kalmış. Tabi bu krepleri ev yapımı hafif alkollü elma şurubuyla da zevklendirebilirsiniz.

Yazları ise plaja gelerek, sörf yapabilirsiniz ya da teknenizle derin maviliklere yelken açabilirsiniz. Yemekleri oldukça lezzetli ve şarapları çok güzel. Fiyatları ise Paris’e göre çok çok ucuz.  Buraya geldiğinizde ünlü Bélon İstiridyesi ve Baye Andouille (bumbar sosisi)’ni yemelisiniz.

quimper -fransa

Dünyanın başka bir yerinden görüşmek dileğiyle …

Hakkımda Nilgun

blank
Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

İZLANDA HALK HİYAKELERİ..Ebruli Sayfalar

Merhaba Sevgili Nilgün’ün Günlüğü Okurları,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.