NİLGÜN'ÜN GÜNLÜĞÜ – SİNOP AŞIĞI 
Değerli Nilgün’ün Günlüğü Okurları,
Sizlerle bu sefer bir rapor hazırlarken karşıma çıkan ve önemli bulduğum Türkiye’nin bazı gerçeklerini paylaşmayı düşündüm.
75 milyon olan Türkiye nüfusunun %49,8’ini kadınlar, %50,2’sini erkekler oluşturmaktadır. Ekonomide yükselmeye doğru bir eğim gösteren ülkemiz, 2011 yılının verilerine göre 10,522 Amerikan Dolarıyla kişi başına düşen gayri safi milli hasıla sıralamasında dünya 16 cısıdır.
Gelelim kadınların buradaki payına. Ne yazık ki ülkemiz, kadınlarımızın iş gücüne katılım sıralamasında dünyada 131 inci sırada. Çalışan kadınların %42’si tarım alanında boy gösterirken, %12’si sanayi sektöründe ve geriye kalan %43 ‘lük bölümün ise diğer hizmetlerde olduğu görülmektedir. Kadınlarımızın %12,9’u işveren, %51,6’sı işçi/memur, %35,5’i ise işsizdir. Kabinede sadece 1 tane bayan bakan varken, hiç bayan müsteşar bulunmamaktadır. Meclisimizdeki 554 milletvekilinden sadece 48’i bayandır. 81 ilimizde görev yapan valilerin içinde sadece bir tane bayan vali bulunmaktadır. O bayan vali Yalova Valisidir. Türkiye’de toplam 162 tane üniversite bulunmaktadır ve sadece 10’unun rektörü bayandır. Devlet kademelerinde üst düzey yöneticilerinin sadece %13’ü bayandır. Türkiye genelinde belediye başkanlarının sadece %0,9’u bayandır. Erkeklerin sadece %4’ü okuma yazma bilmezken, kadınların %19,6’sı okuma yazma bilmemektedir.
Türkiye’de yaşayan her üç kadından biri fiziksel şiddete maruz kalıyor. Şiddete maruz kalan kadınlardan %93,6’sı kocasından, birlikte yaşadığı erkekten, babasından ve ağabeyinden şiddet görüyor. %4,6’sı ise aile dışındaki kişilerden şiddet görüyor. %1,8’i ise namus ya da töre cinayetlerine kurban gidiyor.
Bu konuyla ilgili daha birçok istatistiklerle karşılaşmamız mümkün. Kadına verilen değer işte ortada. Şimdi soruyorum. Nerede kapıdan ya da herhangi bir yerden geçerken önünüze çıkan bir bayana kapıyı tutan veya yol veren erkekler? Nerede hava soğuduğunda ceketini yanındaki bayana veren erkekler? Çok centilmen olduğunuzu sadece onlara kur yaparken değil, toplumun her biriminde her yerinde gösterin. Centilmenliği de geçtim. Biraz daha bilinçli olalım lütfen. Madem ekonomide dünyanın 16’ıncı sırasındayız kadın olmadan, bunun içinde kadınların da olduğunu farz etsek, o zaman bir dünya devi olabiliriz. Gücünüzü kadınları fiziksel olarak ya da otoritenizle değil, akıl ve mantık gücünüzle gösterirseniz daha memnun olacağız biz kadınlar. Ben bu yazımı istatistiklere göre yazıyorum. Türkiye’de erkek egemenliğine dayalı olan bu tabloyu göz ardı edemeyiz. Amacım burada bir feminist ayaklanma yaratmak değil. Amacım kadın ve erkeğin mutlu beraberliği ve bu beraberlikten doğacak çocukların mutlu olması ve toplumumuzda mutlu bir gelecek yaratabilmek.
Biz kadınlar sizin bir tek tatlı sözünüzü duymak için can atarız ama siz bunu hiç bilmezsiniz. Ya da önemli günlerimizin hatırlanması, bir şefkat, bir sarılma, moral desteği, her zaman yanımızda olduğunuzu bilmek bizim için paha biçilmez değerlerdir. Bunları kadınlara vermek bu kadar zor değildir sanıyorum.
Haydi bayanlar baylar şu işsizlik oranlarının arasındaki farkı en aza indirelim. Kadınlarımızın iş hayatına atılmalarına destek olalım. Aile içi şiddete bir son verelim. Hayat çok zor. Bunun farkındayım. Ama problemleri çözmede şiddet bir araç olmamalı.
Ülkemiz hem batının hem de doğunun tam ortasında bulunduğundan çok şanslı bir konumdadır aslında. Her iki kültürü de içinde barındırmaktadır. Bunu fırsat bilerek, hem batının hem de doğunun güzel değerlerini ortaya çıkarabiliriz ama hiç birini özentiye dönüştürmemeliyiz. Cumhuriyeti yaşayan bir İslam ülkesi olarak, bunların değerlerini bilelim.
Haydi şimdi her kim bu yazıyı okuyorsa, gitsin, karısına, kız arkadaşına, annesine, kız kardeşine, büyükannesine, ya da her hangi yakın bulduğu bir bayana tatlı bir söz söylesin. Kalbini kırdıysa, – direkt özür dilemesine de gerek yok, biz anlarız – gönlünü alsın.
Daha güzel günlere bayanlar ve baylarla erişmek dileğiyle …
