NİLGÜN'ÜN GÜNLÜĞÜ – SİNOP AŞIĞI 
AŞK’a inancınız kalmadıysa
AŞK’a kalbinizi kapadıysanız
AŞK yok diyenlerdenseniz
AŞK acısı çekiyorsanız
Ey AŞK nerdesin seni istiyorum diyorsanız lütfen okuyun!
Hiç aklımda yoktu ama akışta geleni kabul etme niyetim hep vardı. Ansızın sabahın erken saatinde arkadaşım Esin aradı. Hadi Hande Thassos Adası’na gidiyoruz diye… Vize başvurusu yapmak için ona verilen randevu tarihinden bir gün önce gelmişti (yanlışlıkla!) Harbiye’deki başvuru merkezine… Öğleden sonra başvuru yapma şansım belki olabilirmiş bekleyeceğim. Senin için de randevu alayım mı? deyince; Ümraniye’de toplantım olmasına rağmen hiç düşünmeden bir çırpıda al öğleden sonraya yetişirim dedim. Biliyordum o anda Thassos Adası bizi bekliyor, vizeyi kesinlikle alacağız. Ve her zaman olduğu üzere ilahi plana akacağız.
İşte Thassos’a gidiş hikayem böyle başladı. Başvuru merkezinde 30 yıllık çocukluk arkadaşım Alen’i görmem ve o güne randevum olmamasına, 3 gün sonraya randevum olmasına rağmen onun pasaportlarımızı yetkiliye iletmesi ve vize alışımızın hızlanması elbette tesadüf değildi. Hep söylüyorum; “Tesadüf; Tanrı’nın elinin değmesi! demek… O gün Esin’in randevusundan bir gün önce gelmesi de yanlışlık değildi elbette, sadece tesadüftü! Ben de randevum 3 gün sonra, bugün gitmeyeyim demedim tabi ki…
O yüzden boş yere yanlışlık oldu, geç kaldık, erken gittik, daha zamanı gelmedi, randevum yok, bir şeyi kaçırdık diye hiiiiiiiiçççç düşünmeyin Sadece teslim olun ve sizin için güzellikle işleyen plana direnmeyin. Akışta kalın.
Gelelim yazının başlığına ilham olan çifte…
Kuzenimin Thassos hakkında bilgi olarak gönderdiği mailde yazıyordu Aliki Beach’i mutlaka görün ve yol üzerindeki Archodissa restorantta yemek yiyin diye… Restoranın tavsiye edilmesi; sadece yemeklerinin güzel olmasından kaynaklanmıyordu. İstanbul’da doğmuş büyümüş Karolin ile Tasso’nun aşkıydı daha çok cezbeden ve bizi oraya çeken… Tavsiyede bulunan kişi bu çiftin çok hoş sohbet olduğunu belirtmiş, belki de şimdiye kadar evlenmişlerdir diye yazmıştı.
Manzarası müthiş, yemekleri leziz, hizmeti güler yüzlü mekana gelince ve ortada sallanan beşiği görünce; evlenmişler hatta bebekleri bile olmuş dedik. Ermeni asıllı İstanbullu Karolin’e selam vermek istedik. Karolin bebekle ilgilendiği için ortalıkta yoktu ama eşi Tasso masamıza kadar gelip hoş geldiniz diyerek Karolin’in birazdan geleceğini söyledi. Yemeğimizi yiyerek anın tadını çıkarırken gözleri ışıl ışıl parlayan çok hoş sarışın bir kadın cana yakınlığıyla oturdu yanımıza… Selamlaştık. Meraklı bir kovayım ya hemen sordum Karolin buraya geliş hikayen nedir? diye…
İşte esas hikaye şimdi başlıyor. Karolin üniversitede dillere destan bir aşk yaşıyor (o zamanlar öyle zannediyor) ve bu aşkın tek taraflı bitmesi, onun kalbini aşka kapamasının ve inancını kaybetmesinin sebebi. Öyle ki acısını bastırmak için ülke değiştiriyor. Cebinde çok az bir parayla tek başına kimseyi tanımadığı, kimsesinin olmadığı Los Angles’a gidiyor. Ermeni camiasının yegane işlerinden kuyumculukta, pırlanta satışında çalışmaya başlıyor. Altı ayın sonunda sıkılıp İstanbul’a dönmeye karar verdiğinde çalışmasından çok memnun olan patronu maaşını iki katına çıkarıyor. Belki de henüz yarası iyileşmediğinden Amerika’da kalmaya devam ediyor. Her İstanbul’a dönme kararı verdiğinde patronu maaşını iki katına çıkarıyor. Böylece; yıllar içinde Karolin’in Beverly Hills’te lüks bir yaşamı oluyor. Tam 13 yıl geçiyor ve bu sürede hiç aşık olmuyor. Binlerce dolar ödediği kıyafetleri, sarı porchesi bir zaman sonra anlamsız ve boş geliyor. Bu sefer; İstanbul tatilini sene de iki kere yazın ve kışın 10’ar gün yapmaktan bir aya çıkarıyor. Diyor ki; “Yıllar geçti her gittiğimde karşıma birileri çıktı ama 10 günde tekrar Los Angles’a dönünce tanıştıklarımla bir şeyler başlamadan bitti. Bu sefer bir ay gideyim belki biriyle aşk yaşarım.” Ve bir ayını İstanbul’da olmaya ayırıyor. Niyeti koymanın gücü ve vakti saati gelmiş olmasının etkisi, ilahi akış neticesi…
Bu arada Karolin’in annesi sirtaki öğrenmek üzere tüm kış kursa gitmiş. 55 yaş üstü kadınların çoğunlukta olduğu sirtaki grubuyla Yunanistan gezisine katılmak için plan yapmış. Karolin İstanbul’a gelmek üzere hazırlanırken annesinin sirtaki gezisi aynı tarihlere denk gelince; annesi ya sen de gel ya da geziyi iptal edeyim diyor. Annesini kırmayıp herkesin bildiği Mykanos, Santorini gibi bir ada beklerken haritada bile bulamadığı Thassos’a gelmesiyle Karolin ve Tasso aşkı başlıyor. Kaldıkları otelde Tasso bavulları taşırken ilk defa karşılaşıyorlar. Tasso, Karolin’i görünce centilmenliği ile Karolin’le ve tüm grupla fazlaca ilgileniyor. 3 günlük süreçte birbirlerinden oldukça etkilenen bu çift AŞK ile tutuşuyor. 3 günün sonunda dönüş yolunda buruklaşan, durgunlaşan Karolin’i turdaki teyzelerden biri, senin bu durgunluğun aşktan. Tasso’dan çok etkilendin ama aşka kapattığın kalbini açman gerekiyor diyor. Karolin de gecenin ikisinde otobüsten inip Thassos Adalı Tasso’ya dönmeye karar veriyor. Amerika’ya dönmeden, birkaç gün daha Thassos Adası’nda Tasso ile kalıyor. Yani oyuncu zihinlerin etkisiyle taktik yapmak, o beni arasın, o bana gelsin diye beklemiyor. Aşkın peşinden kalbini dinleyerek cesaretle yürüyor. Karolin’i karşısında gören Tasso; bu aşkın karşılıksız olmadığını, Karolin Amerika’ya dönmeden 2 gün önce İstanbul’a gelerek gösteriyor. Ardından 2 ay sonra Karolin’in yanına Los Angelas’a gelerek geçici bir heves yaşamadığını anlıyor. AŞK daha da güçleniyor ve yıllar önce kalbini tamamen aşka kapatan, aşka inanmayan Karolin aşkın her yerde her an yaşanabileceğini anlıyor.
Sonra ne mi oluyor? Bu sefer Karolin Thasos Adası’nın Pomos köyüne Beverly Hills hayatını sarı porchesini, işini, arkadaşlarını bırakarak geliyor. Tasso ile burada yaşayabilir miyim? diye daha doğrusu AŞK olunca her yerde yaşanabileceğini bizzat yaşayıp anlıyor. AŞK (Tasso) olunca zaman, mekan fark etmiyor. Bu ilham veren güzel aşk hiç beklemedikleri bir anda ilk meyvesini veriyor ve kızları oluyor ardından ikinci bir meyve daha geliyor biz gördüğümüzde henüz kırkı yeni çıkmış oğulları oluyor. Sadece bu hikayeyi dinlemek ve sizlerle paylaşmak için bile buraya gelmiş olabilirim.
Kısacası; arkadaşlar AŞK her yerde ve AŞK varsa her şey var !
Karolin’in dinlediği ve dilediği aşkın şarkısı ise Zeki Müren’den “Bir sevgi istiyorum.”
AŞK’a cesareti olan herkese gelsin.
http://www.izlesene.com/video/zeki-muren-bir-sevgi-istiyorum/7237289
Koşulsuz sevgim ve birlik bilinciyle…
22.07.2014 Thassos
