BANA ELİNİ VER (İkinci Bölüm)

Merhaba Sevgili Nilgün’ün Günlüğü Okurları,

Erasmus+ Avrupa Gönüllü Hizmeti projemiz “Bana Elini Ver”de yer alan gönüllülerimin hikayelerini kaldığım yerden anlatmaya devam ediyorum.

blank blank blankblank blank

Sıra bir sonraki gönüllüdeydi. Portekizli ortak ProAtlântico – Associação Juvenil, bana birkaç CV yollamıştı. Acaba hangisini seçsem diye düşünürken, son anda bir CV daha geldi. Okurken gözlerime inanamadım! Aman Tanrım! Bir veteriner! Engellilerle çalışmak istiyordu. Adı Maria Adelaide Kress Pinto Loureiro idi. Bu arada Portekiz ve İspanyollarda birden fazla isim ve soy isim doğaldır. Sakın şaşırmayın. Hemen ortağıma Maria’yı istiyorum dedim. Maria tabi ki de öncelikli olarak engellilerle çalışacaktı ama ona barınakta da çalışabileceğini söyledim. Aralık 2016 ve Şubat 2017 aralığında engellilerden arta kalan zamanda ondan veterinerlik yapmasını istedik. Maria, bizi kırmadı ve Carla’nın yanında veterinerlik yaptı. Maria, bu yoğun tempodan hiç sızlanmadı ve her iki işini de severek yaptı. Bizimle birlikte gönüllü olarak Sinop çevresindeki sahipsiz dostlarımızı beslemeye gitti. Benim bahçem engelsiz yaşam merkezinin hayvan versiyonu olduğundan, bahçemde barındırdığım, engelli, hasta ve bakımlık olan kedi ve köpeklerimin tedavisini yaptı. İğnelerini yaptı, haplarını yutturdu, hastalıklarını kontrol etti. Maria, Carla ile birlikte kalıyordu ve onların evi de benimkinden farksızdı. Sürekli yavru kedi ihbarı geliyordu. Soğuktan donmasınlar diye doğruca insanlar bana getiriyordu bu zavallıları ve ben de doğruca Maria ve Carla’ya veriyordum. Bir süre sonra ilanları gören talipler yavru kedileri alıyordu. Evlerinde sürekli bir kedi sirkülasyonu oluyordu. Maria, yılbaşını diğer projedeki gönüllülerimle birlikte Gürcistan’da geçirdi. Daha sonra Kapadokya’ya da gitti. Çalıştı, gezdi, gördü ve eğlendi. Maria’nın gitmesinden kısa bir süre sonra Sinop Valiliği adına yazdığım, Sinop’ta yapılacak olan Erasmus+ Gençlik Hareketliliği projesi olan “WHO/KİM” gerçekleşecekti ve Portekiz’den katılımcı arıyorduk. Maria’ya iki gün Portekiz’de kalıp, tekrar Sinop’a gelip, gelemeyeceğini sordum. Yani biraz yorucu olacaktı. Maria’nın proje şartları gereği buradaki projesini sonlandırması için memleketine gitmesi ve bir sonraki projeye katılması için ise iki gün sonra dönmesi gerekiyordu. Maria, hiç düşünmeden kabul etti ve gittikten iki gün sonra Maria yine Sinop’taydı. Bizlerle birlikte projemize katılımcı olarak katıldı. Dezavantajlı kadınların kişisel, sosyal ve mesleki  gelişimleri için bir çok yeni yeterlilik edindi. Proje kapsamında bizlerle birlikte Durağan Kadınları Kalkınma Derneği’ne ziyarete gitti ve küçücük bir kasabadaki kadınların sosyal teşebbüs çatısı altındaki çalışmalarını gördü ve bizden bir tane daha Youthpass sertifikası aldı. Ben Maria’nın bir daha Sinop’a geleceğine inanıyorum.

blank blankblank blank blankblank

Aylar öncesinden bu proje için Polonya’dan gönüllü bulmakta çok zorluk çekiyordum. Sonra Polonyalı ortağım Polska Fundacja Im. Roberta Schumana, bana bir CV gönderdi. Elimdeki tek şans dedim daha Cvyi okumadan. Sonra bir baktım ki, Katarzyna Lewińska bir performans sanatçısıymış! Hemen onunla iletişime geçtim. Aslında diploması gereği, Sinopale’nin kültür – sanat faaliyetlerine daha uygun olduğunu ve diğer projemde kültür-sanat faaliyeti yapıldığını söyledim. Ama o engellilerle çalışmak istediğini söyledi. Kendisine Kasia diyebileceğimizi söyleyen Katarzyna, “Bana Elini Ver” projemizin son gönüllüsü olarak Şubat – Nisan aralığında Sinop’taydı. Geldiği ilk gün “WHO/KİM” projesinin ilk günüydü ve ona projedeki Slovenyalı katılımcılarla aynı otobüste olacak şekilde İstanbul-Sinop bileti aldım. Sabah onu Slovenyalılar ile birlikte otogardan aldım ve doğruca projenin yapılacağı otele götürdüm. Ona ilk hafta faaliyetlere başlayamacağını çünkü bir hafta boyunca eğitim kursu için çok yoğun olacağımı ama isterse bu projeye katılıp, bana yardım edebileceğini söyledim. Kasia bu teklifimi kabul etti ve kendisinden bir önceki gönüllü Maria ile tanıştı. Normalde bu hiç olamazdı. Proje şartları gereği, bir gönüllü gider, diğer gönüllü gelir ve birbirlerini fiziksel olarak hiç görmezlerdi. Ama bu sefer durum değişti. Kasia projedeki diğer katılımcılarla birlikte dezavantajlı kadınların gelişmeleri için faaliyetlere katıldı ve bana proje boyunca hep yardımcı oldu. Bir hafta sonra  “WHO/KİM” bitti ve en nihayet Kasia engellilerle çalışmaya başladı. Hemen kolları sıvadı ve engelli çocuklarla çok çeşitli sanatsal faaliyetler yaptı. Onlara resim, oyun ve dans faaliyetleri uyguladı. Engelliler ve personel  Kasia’yı da çok sevdi. Ardından engelliler için yazdığım diğer projenin İspanyol gönüllüsü Alba geldi. Kasia artık Alba ile birlikte çalışmaya başladı. Kasia’nın da doğum günü proje faaliyetlerine denk geldi ve 18 Mart’ta Kasia’nın doğum gününü hep birlikte kutladık. O da diğer gönüllülerle birlikte Kapadokya’ya gitti. Sonra Ankara’ya gitti. Atamızı ziyaret etti. Kasia buradayken hiç olmayacak bir şey oldu. Ulusal Ajans ilk kez kısa dönem gönüllüler için Antalya’da bir Varış Sonrası eğitim düzenledi. Varış Sonrası eğitim normalde hep uzun dönem gelen gönüllüler içindir. Ama bu sefer bir değişlik yapmışlardı. Kasia bu eğitime katıldı ve Ulusal Ajans sayesinde Antalya’yı da görmüş oldu. Kasia’nın gönüllülük süresinin bitmesine rağmen, Kasia hemen bizlerden ayrılmak istemedi. Biraz daha Sinop’ta kaldı. Daha sonra İstanbul’a gitti ve İstanbul’u da iyice gezdi.

Avrupa Gönüllü Hizmeti projelerinin koordinatörlüğünü yaptığımdan beri hayatımın bir anlamı olduğuna inanıyorum. Yurt dışından gelip Sinop’ta ağırladığım gönüllüler ve yurt dışına gönderdiğim Türk gençlerinin bir şeyler öğrenmesi ve bu tecrübeyi tatması benim için manevi bir huzur oluyor. Ayrıca bu gençlerin toplum yararına bir faaliyet gerçekleştirmesi ve bunu gönülden yapmaları bana gurur veriyor. Sayfalarca yazdığım başvuru formları aslında benim için bir senaryo ve proje geçtiğinde bu gençlerin yazdığım senaryoyu hayata geçirmeleri, beni o kadar çok mutlu ediyor ki anlatamam.

Bu arada belirtmek istediğim bir başka konu ise, köpeklerimi yürüyüşe çıkaran gönüllülerle ilgili. Köpeklerimi yürüyüşe çıkarma görevini ben asla onlara vermedim.  Hatta ne kadar yorgun olursam olayım, her akşam köpeklerimi yürüyüşe çıkarmak bana iyi geliyor. Günün stresini atıyorum ve ayrıca benim için bir zevk. Ama bu köpek gezdirme işini gönüllülerim kendileri bana teklif ettiler. Hiç sevmediğim bir şey varsa özel işimi bir başkasının yapmasıdır. Fakat bu gençler çok ısrar ettiler. Hatta ben hiç demeden kendileri köpekleri gezdirip, kulübelerine soktular.

Bu gönüllülük işi hakikaten gönül işi. Ben dahil Sahipsiz Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği’ndeki tüm üyeler, sahipsiz hayvanlar için gerçekten can-ı gönülden çalışıyor ve onların biraz daha iyi şartlarda yaşaması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.

Bir projenin ve bir yazının sonuna gelmiş bulunmaktayım. Ama sonlandırmadan, bu projede yer alan, Engelsiz Yaşam Merkezi, Spastik Çocuklar Derneği, Sinop Özel Sporcular Derneği ve bu projede ev sahipliği yapan Eğitim Programları ve Evrensel ve Kültürel Aktiviteler Derneği’nin tüm yönetim kurulu, üye ve personellerine, Sinop Belediyesi ve belediyenin veteriner hekimi Volkan Tuncay’a ve ayrıca gönüllülerimizin mentorleri olan Gizem Kübra Yıldız, Ayça Kurtoğlu, Derya Ertekin ve Ferdi Elmas’a, ve son olarak Sahipsiz Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği’nin tüm üyelerine bütün katkılarından ötürü çok teşekkür ediyorum.

Tekrar görüşmek üzere!

Ebru

Hakkımda Nilgun

blank
Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

İZLANDA HALK HİYAKELERİ..Ebruli Sayfalar

Merhaba Sevgili Nilgün’ün Günlüğü Okurları,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.