Çiğan gecesi..Budapeşte….26Eylül2010

Dün gece saat 19.30 da otelimizin lobisinde buluşup,Çiğan Gecesine gittik.Gitmeden önce rehberimiz Rıza Kızıltan, gideceğimiz yer hakkında bizi aydınlattı.Resturandan önce ,büyük bir şarap mahsenine götürdüler bizi.Bu mahsende,  dünyanın en büyük içi dolu şarap fıçısını gördük.Dünyada 3 tane varmış  böyle büyük fıçılar.100bin litreden fazla şarap alıyormuş  içi.Resimlerde de gördüğünüz gibi gerçekten çok büyüktü.Mahsene girdiğimizde,bizi özel kıyafetli, elinde şarap kadehleri taşıyan bir bey karşıladı.Buranın şaraplarının  çok meşhur olduğunu söylemiştim sizlere.İçtiğimiz şarap 3. Derecede tatlı bir şaraptı.Bunlar derece olarak şeker yönünden 6 ya kadar çıkıyormuş.Mahseni  gezerken ayrıca özel poğacalar,elma dilimleri,  kuru üzüm ,peynirde ikram edildi.

Ardından resturana geçtik.İçi çok otantikti.Girişte yine şarap fıçılarından dekorlar yapılmıştı.Fıçıların içine masalar konmuştu yemek yenibilen.içeri girdiğimizde yabancı birçok turist , masalara oturmus yemek yiyor eğleniyordu.Bizim Türk masamız,  tam sahnenin önünde idi.Her masada hangi ülkeden geldigini gösteren bayraklar vardı. Ve sahnede bir orkestra.

Yemeğe önce Gulaş denilen çorbayla başladık.Gulaş,et,patates ve havuçtan yapılan bir çorbaydı.Size doğruyu söyleyeyim mi,bizim patates yemeğimiz vardır ya etli,aynısının tıpkısı yalnız sulusu ve içine koydukları  malzemeyi biraz daha ufak doğramışlar,bir de bir baharatla azıcık tadını değiştirmişlerdi.İkramınıda çok büyük bir tasta yaptılar.

Masa da kırmızı ve beyaz şarap,su,surahide özel ağızlığı ile soda vardı. Su ile sodayı marketlerden alırken karıştırabilirsiniz.İkiside aynı şişelerde sadece kapakları farklı renk.Pembe kapaklısı su oluyor. Bi rde bir 500cclik su almak için avuç dolusu bozuk para veriyorsunuz)))İçkilerin ve meşrubatların hepsi surahiyle sofraya konmuştu.Yemeklerimizi yerken, gösterilerde  başladı.2 erkek,2 bayandan oluşan dans grupları  yöresel kıyafetleriyle bizlere danslarını  sergilediler.Bu arada dün akşam bizimle yemeğe, eşiyle gezmeye Macaristan’a gelmiş, Selçuk Alagöz’de  katıldı.Grubumuz cok eğlenceliydi.Ardından  sıcak yemeklerimiz geldi.Yemekte değişik ,bol acılı bulgur pilavı,yanında ördek,tavuk ve kaz etleri vardı, patates püresiyle servis yaptılar.Daha sonra servis edilen pasta üstünde ki dondurma, minik fincanlarda servis edilen Türk Kahvesine benzer kahveylede geceyi sonlandırdık.Bu arada orkestra sahneden inip her masada ,hangi ülkeyi temsil ediyorlarsa o ülkenin şarkılarından çalıp,bahşiş topladı.Başlarına koydukları  şarap şişeleriyle dans eden kızlar,daha sonra şişeyi Beyhan arkadaşımın kafasınada koyup show yaptıar..İki genç kız ve 2 bey sahnede yöresel danslar yaptılar. Gece deki showlara misafirleride dahil ettiler ara ara.

Gecede resmimizi çeken Avusturyalı kızlar,gece sonunda bastıkları resimlerimizi şarap şişelerinin üstüne yapıştırıp,bize sattılar.

Şarap Mahzeni

Budapeştede tekne turu görüntüleri

Ve gece saat 22.30da bitti. Otele geldik,bu sabah Viyanaya gideceğimiz için valizimizi hazırladık ve yattık.Sabah saat 7.30da kahvaltıya gittik ve iste saat 8.30 da da yola koyulduk.Simdi saat9.30 ve biz Viyana yolundayiz.Su anda size bu satırları otobüsün içinde yazıyorum.Bu arada hava günlük güneşlik.Etrafta rüzgar güllerini görüyorum.Ahhh ahhh yine yüreğim acıdı,güzel Sinop’uma neden rüzgar gülü yapmazlarki?Termik santral yerine rüzgar gülü.Temiz çevre,mutlu insanlar olurduk.Simdilik hoşcakalın.Tekrar görüşünceye kadar kendinize iyi bakin.Sevgiler Viyana Yolundan.))))