İNATÇILIK..Cam Patikler.

Sevgili okurlar, inatçılık acaba sonradan öğrenilme hali midir? Çevremize baktığımızda kimi insan inatçı, kimi insanda ise inada rastlayamayız. Bilim insanları da bu konuda ikiye ayrılmış durumda. Davranış bilimcilerine göre ‘inat’ sonradan öğrenilen bir davranış, genetik bilimcilere göre ‘inat geni’ var. Çocuğun gelişim aşamalarında ise inatçılığın doğal dönemleri olduğu gibi, inatçılık bir davranış bozukluğu da olabiliyor.

Çocuğun gelişim dönemlerine bakıldığında 1.5-3 yaş arası dönemin inatlaşmanın yoğun  yaşandığı dönem olarak kabul edilir. Çocuklar ‘ dediğim dedik ‘ tutumlarla anne- babaların sabır sınırlarını zorlayarak bunaltırlar. Bu dönem doğaldır. Çünkü bu dönemde çocuk ‘ ben de varım, benimde düşüncelerime kulak verin’ tutumundadır. Kendi varlığını fark ettiğinden kendini kabul ettirmek için çaba gösterir. Bu belirtilen yaşlar kesin sınırları olan yaşlar değildir. Çocuğun gelişim özelliklerine göre farklılıklar gösterebilir. 1.5- 3 yaşlar arasında olduğu gibi, 2-4 yaşları arasında da görülebilir.

İnatçılığın davranış bozukluğu olarak kabul edilebilmesi için, sözü edilen yaşların dışında da çocuğun inatçı davranışlarının yoğun olarak görülmesi gerekir. Ayrıca inatçı çocuk, SALDIRGANLIĞINI VE ÖFKESİNİ ETKİN BİÇİMDE DIŞA VURMAYAN ÇOCUKTUR. Bunun nedenleri arasında, en çok görüleni ailelerin inadını kırmak adına aşırı baskıcı tutumları gelmektedir. Bunlarda gergin anne çocuk ilişkileri, yemek konusunda baskı, yanlış tuvalet eğitimi, aşırı titiz anne modelleri, kardeşler arasında tutum farklılıkları gibi sıralayabiliriz.

İnatçılık ergenlik döneminde de kendini gösterir. Bu dönemde çıkan inatçılığın belli bir miktarı doğal karşılanmalıdır. Daha öncesinde bebeklikten çıkan çocuk, şimdi de çocukluktan yetişkinliğe doğru adım atmaktadır. Kişiliğini geliştirme çabasındadır.

İnadın doğal gelişiminin dışında görülmesinin bir nedeni de çocuğun gereksinimlerinin zamanında karşılanmamasıdır. Anne-babalar çocuklarını kimi zaman dinlemezler. Bunu hisseden çocuk tepinmeye başlar ve inatçılık hızla gelişir.

ANNE-BABALAR ÇOCUKLARINI DİNLEME VE ONLARI ANLAMAYA ÇALIŞMALIDIRLAR.

Bu tip çocuklar yetişkin olduklarında çevreleri tarafından uyumsuz olarak görülür ve dışlanırlar. Hiç kimse çocuklarının sosyal yaşamlarını uyumsuz etiketiyle geçirmelerini istemez. Anne-baba olmak kolay değil. O zaman bize düşen görevler;

 

Daha hoşgörülü ve sabırlı olmalı,

Sert davranışlardan uzak durmalı,

  • Beslenme, tuvalet eğitimi dönemlerinde baskıcı olmamalı,
  • İnatçılık dönemlerinde çocuğumuzla çatışmaya girmemeli,
  • Duygusal ve fiziksel gereksinimlerini zamanında karşılamalı,
  • Anne-baba olarak çocuğumuza karşı tutarlı olmalı,
  • İnatlaşmaya başladığında dikkatini başka yöne çevirmeliyiz.

Ayrıca kendimize bir ayna tutup, kendi kişiliğimizin inatçı yönlerini kabullenip, çocuğumuza olumsuz rol model olmaktan vazgeçmeliyiz. Hepinize bol sabırlı ve hoşgörülü günler diliyorum sevgiyle kalın.

Nalan Durmaz

Hakkımda Nilgun

Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

 GÜZEL GÜNLER BİZİ BEKLER… Cam Patikler…

Tekrardan yazabilmek çok güzel, sevgili Nilgün’ün Günlüğü okurları. Zor günlerden geçiyoruz. Bizde evimizde oturuyoruz. Pansiyonumuzu …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.