Küçük Bir Hortum Meselesi…Cam Patikler…

Sevgili Nilgün’ün günlüğü okurları,

Corona günlerinde bahçeyle ilgileneyim dedim.. Çalışma zamanı vakit bulamayacaktım. Fırsata çevireyim dedim. Bahçeyle bizden önceki ev sahibi oturmadığı için, doğal olarak da ilgilenilmemiş. Ağaçları, gülleri çoşturdum. E bahçemiz büyük birazda fide ekelim dedim. Eski evimizden kalan hortumda artık beni emekli edin diye bas bas bağırıyor. E haklı 25 sene birfiil hizmet kolay değil. Biz bile 25 senede emeklilik istiyoruz. Oğluma ( tabii o zaman 20 yaş altına daha sokağa çıkma yasağı gelmemişti. ) “Gelirken, Koçtaş’tan bahçe hortumu al” dedim. Demez olaydım, halbuki sanayi de aradığınız bir çok şeyi bulabiliyorsunuz ve benim aklıma gelmedi. Oğlum oradan beni aradı. “Anne, Edremit mağazasında varmış, birgün sonra gelir diyorlar. Alayım mı?… Diye soruyor. “Tamam al” dedim. Basiret bağlanması böyle bir şey demek ki… Aaa bir de 30mt yok muş. 25 olsun mu, e olsun. Diye  cevap verdim. Koçtaş gibi koca kurumsal bir firmanın bu kadar çözümsüz bu kadar ilgisiz olacağı aklıma gelir mi… İstanbul’da ilk açıldığı zamanlardan bugüne kadar bir çok eşyamızı oradan aldık. Bahçe mobilyamıza kadar, düşünün artık.

Veee… Birgün sonra…

– Maalesef, hortumunuz henüz mağazamıza ulaşmadı.

– Peki, ne zaman gelelim?

– Pazartesi uğrayın, muhtemelen gelecektir.

Günlerden Pazartesi;

Mağazalar covid19 nedeniyle süresiz kapanmıştır. Hadi bakalım kaldık mı bizim emektar hortuma. Hortum yalvarıyor, “artık beni rahat bırakın” diye. “Olmazzzz, devam yeni eleman işbaşı yapamıyor. Devam edeceksin… Tabii bende boş durmuyorum. Müşteri hizmetlerini arıyorum.

– İyi günler, sizin Ayvalık Şubenizden 19 martta 25mt hortum aldım. Ancak mağzalarınız covid19 nedeniyle kapandı. Bana ürünümü kargoyla gönderir misiniz?

– Maalesef efendim, mağazalarımızın açılmasını bekleyeceksiniz. Mağazadan aldığınız için, böyle bir hizmet veremiyoruz.

– Hımmm… Peki

Ama boş dururmuyum, hemen genel müdürlüğü’nün telefonlarına ulaşmaya çalışıyorum. O da ne… Mail adresi sorunlarımız için “Yaşasınnnn”… Hemen mail atıyorum. Bir de bu arada internet sorunumuzda var. Evimde telefonum çekmiyor. Evde belli noktalarda konuşabiliyorsunuz. Türk telekomdan işyerimizde ki internetimizi 2 aylığına eve çekelim dedik. 60tl gibi yanlış hatırlamıyorsam, çekme ücreti talep ettiler. Bir hafta da getirebiliriz, gibi de bir konuşma geçti. Sonra öğrendim ki burada ki panel eksikmiş, yeni hat çekilemiyor muş. Kısacası, Türk telekom hizmet veremediği gibi bunu da adres verdiğimiz halde burada port olup olmadığını da bilmiyor. Ama alacağı ücretin ne kadar olacağını şıp diye biliyor. Ne kadar enteresan değil mi?… Bu kadar engellere rağmen yılmıyorum. İş yerime gittikçe telefon ve internet işlerimi oradan halletmeye çalışıyorum. Koçtaş’la teşviki mesailerimi hizmette kusur etmeden, devam ediyorum. Maili atmıştım ya… Aman Tanrım o da ne!!!… Mailim geri gelmiş. Ulaşamamış gerekli yere, hemen tekrar gönderiyorum. Yaaa bu nasıl kurumsal firmadır. Ne verdikleri mail adresi… Ne çözüm merkezi, benim hortuma işbaşı izni veremiyorlar.

Günlerden 3 Mayısssss… Ve telefonuma mesaj geldi. “Koçtaş mağazalarımız Pazartesi gününden itibaren belli ilçelerde faaliyete geçecektir” diye. Aman hemen salı günü gittim. Fişimi çıkardım, sosyal mesafemi koruyarak, sırama girdim.

– Buyrun

– ( Fişimi uzattım. ) Benim 25mt lik hortum siparişim vardı.

– Hımmm… Sizi biraz bekletebilir miyim?

– Tabii kiiii… ( Zamandan bol neyimiz var, iş yerimizi bırakıp gelmişiz. Ayrıca 19 marttan beri bekliyoruz. Lafımı olur efendim. )

Yaklaşık 15dk sonra başka bir görevli,

– Kartla alınmış. ( Kasaya yönelerek. Bana bakıp… ) Hanımefendi kartınızı alalım iadeyi başlatalım.

– İade mi, ben hortumumu almaya geldim. 19 marttan beri bekliyorum. ( Eleman iş başı yapamıyor anladığım kadarıyla, çünkü hala yolda. Nereden geliyorsa. İnsanlar yurtdışında bilimum şehirlerden geldiler. Bizim eleman hala gelemedi. )

– Evet, sizi çok bekletmişiz. Hatırladım ben, o gün delikanlıya ben satmıştım. Cuma günü Edremit’ten nakliye gelecek, telefonunuzu bırakırsanız sizi arayacağım.

– Lütfen, haber bekliyorum. Ben hergün buraya gelip, hortum soramam.

– Anlıyorum efendim ama malum durumlar.

– Bakın, burası kurumsal bir firma ve ben yıllardır mağazalarınızdan alış veriş yapıyorum. Böyle bir talihsizlik yaşamadım. Çözüm merkeziniz bile çözümsüz. Bana  “internetten bir daha alın, mağazalar açılınca geri ödeme yaparız” diyor. Bu çözüm mü, ben neden mükerrer alım yapayım sizleri anlamakta güçlük çekiyorum.

Çıktım, mağazadan. Veee… Cuma gününü iple çekiyorum. Bizim emektar kaçacak diye aklım çıkıyor. O kadar meyve ağacı, fideler… Bugün günlerden cumartesi ne arayan ne soran var. Kocaman kurumsal firma bir hortumu Edremit!ten Ayvalık’a getiremedi. Türk telekom mu? Bu saatten sonra hat çektirmeyle uğraşamayacağım zira her yer de yavaş yavaş hareket başlıyor. Bizde işimizin başına döneceğiz. Bu arada telefonumun hattı da “Turkcell” hani reklamlarda doğunun en uç köşelerine kadar ulaşıyoruz diyorlar ya hepsi hikayeeeee… Ayvalık’ta hala çekmediği yerler var.

İşte sevgili okurlar, çok şükür öyle güzel bir ülkede yaşıyoruz kiiii… Kurumsal firmalar canımın sıkılmasına fırsat vermediler. Sürekli bir yerlerle görüşme halindeydim. Performansımdan hiç bir şey kaybetmedim. Hepsine öpücükler gönderiyorum.

Sevgiyle kalın, “EVDE KALIN”, hoşca kalın…

Hakkımda Nilgun

Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

              EGE’NİN İNCİSİ “AYVALIK”

Merhaba Nilgün’ün günlüğü okurları. Bu yazımda size Ayvalığımızı anlatmak istiyorum. Aslında anlatılmaz yaşanır diyesim var. …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.