Son yıllarda ülkemizde de drama, özellikle okulöncesi eğitim kurumlarında daha çok uygulanmaya başlandı. Şimdilerde ise, ilköğretimlere de yeni yeni serbest etkinlik derslerinde yapılmaktadır. Giderek yaygınlaşan bu uygulamalar, çocuk eğitiminde önemli bir yer tutmaktadır. Eğitmenler ‘drama’ terimini kullanmayı tercih ederler. Bildiğiniz gibi, ayrıca ‘psikodrama’, ‘yaratıcı drama’, ‘tiyatro’, ‘eğitici drama’ gibi terimler kullanılmaktadır. Bu terimler arasında, tanımladıkları etkinlikler yönünden benzerlikler olmakla beraber, önemli farklılıklar vardır.
Eğitimde dramanın özelliği çocukların kendilerini başkalarının yerine koyarak kendilerini anlamalarını, farklı açılardan düşünmelerini, kendini ifade etmelerini ve yaratıcı olmalarını sağlanmasıdır.
Drama sayesinde çocuk yaratıcı ve gözlemci olur. Hayatı keşfeder. Çocukların en rahat yaptıkları ve kendilerini en iyi ifade edecekleri oyun dramatik oyundur.
Yaratıcı drama oyunlarında metin kullanılmaz. O an yaratılanlar ilk kez o anda ortaya çıkar. Ortaya çıkarılanları doğru ya da yanlış diye değerlendirmek yanlış olur.
Çocuklar yanlış korkusu taşımamalıdır. Bunu da öğretmen sağlamalı, o güveni öğrencilere hissettirmelidir.
Yaratıcı dramalarda izleyici yoktur.
Dramaya ayrılan zaman tüm katılımcılara yetecek kadar olmalıdır. Herkesin etkinliğe katılması sağlanmalıdır.
Öğrenmenin temel şartlarından birisi etkinliktir, çünkü birey etkin olduğu sürece daha iyi öğrenir. Yaratıcı drama; çocuğun kendini ve başkalarının tanımasını, dilinin gelişmesini, sosyalleşmesini, işbirliği ve iletişim kurmasını, yeni bilgiler edinmesini, kendine güven duymasını sağlar, yaratıcılığını geliştirir ve olayları daha iyi algılayabilmesini sağlar. Ancak yaratıcı eğitsel drama çalışmaları tiyatroda oyunculuk yapma anlamına gelmez.
Eğer, çocuğunuzun okulda seçmeli drama dersleri varsa deneyin derim, çocuklarınızın farkındalıklarını fark edeceğinizden emin olabilirsiniz.
Sevgiyle kalın, Sevgili Nilgün’ün Günlüğü okurları…