R.Yaşar Tarakçı….Beluga Sualtı Sporları Kulübü…

1.Rasim Yaşar Tarakçı’yı  tanıyabilirmiyiz?

–     1954 yılında Sinop’ta doğdum. Beş yaşında babamın yüzme öğretmesi ile deniz benim ilk aşkım oldu. Fakat babam ve annem için kabusa dönüştü beni denizden toplamaya başladılar. Çünkü adaklarla dünyaya getirdikleri çocuklarını denizde kaybetmek istemiyorlardı. Biraz daha büyüdükçe dalarak midye deniz kabukluları ve yengeç toplamaya başladım. 11 yaşında dalış maskesi ile tanışmıştım. Deniz tutkum daha da artmış balık avlamak için yanıp tutuşur olmuştum. İskelede ya da tekneden tutuğum balıklarla yetinemiyordum. Üç Arkadaş harçlıklarımızı biriktirdik, Amerikalı’ların kayıkhanede bıraktığı yaylı B tipi Cressi Marka yaylı bir zıpkın edindik. Artık Kefallerin bizden çekeceği vardı. Öylede oldu, üç kafadar zıpkının şaftını üzerine asılarak namluya itebiliyorduk. Sabahtan akşama kadar balık peşinde yüzüyorduk. 15 yaşına geldiğimde artık Yılmaz marka lastikli bir zıpkınım vardı ve ben Sinop yarım adasının doğusunda yer alan Boz Tepe Burnu fenerinin çevresinde ve Gazi bey kayalıklarında zıpkınla balık avlıyordum. Bana o tarihte sorulan soru hep aynıydı; bu karanlık sularda tek başına dalmaktan korkmuyormusun?  Yine o tarihte Başta ailem olmak üzere tanıdığım her kez tarafından eleştiriliyordum. Bu eleştiriler benim iyiliğim içindi kabul etmek lazım ölmemden korkuyorlardı. Bir yaz günü ailem; aile dostumuz rahmetli Ahmet Muhip Dıranaz ve eşi teknemizle Karakum’a gittik. Ben her zamanki gibi, paletimi maskemi elime alınca, babamın yasağı ile karşılaştım. Benim itirazlarım mızmızlanmalarım karşısında Ahmet amca; anlat bakalım nasıl bir yer bu sualtı deyince, ben öyle tutkulu ve öyle tasfirlerle anlatmışım ki keşke bu anlattıklarını bende görseydim dedi ve babama bırak dalsın diyerek, dalış iznimi almıştı. Bu arada daldığım deriliğin kaç metre olduğunu ve kaç dakika nefes tuttuğumu bilmiyordum. Bunun dışında birçok aktivite ile de uğraşıyordum. Yelken, yüzme yaz aylarında ki faaliyetlerimdi.

blank,

1966 yılında orta okula başlamamla birlikte kış aktivitelerimin sayısı da artmıştı; kara avcılığı, Boks, mahalle maçları futbol, voleybol ve basket gibi, bir de öğretmenlerim ders anlatırken ben sıra altında karakalem resim çizimlerimle uğraşıyordum. Avcılık hevesimiz, Dayımın oğlu Kadir Özsalcı ile birlikte antika bir dolma tüfekle başlamıştı. Daha sonra su borusundan imal ettiğim tüfek ilk denememde fiyasko ile sonuçlanmış, kör olmaktan zor kurtulmuştum. Babam tekrar denememem için bir tüfek almak zorunda kalmıştı. Aynı yıl boksa da başlamıştım. Okul bandosunun boru takımında da yerimi aldım. Lise bir’de 23 nisan günü okulu bıraktım ve ertesi sene Sanat okulu torna ve tesviye bölümüne girdim. İkinci sınıfta İngilizce öğretmenimiz Rahmetli Sabri Bey beni, İ. Galip ARCA’nın Hava parası adlı piyesinde Suat rolünde oynatmıştı. Anlaşılacağı gibi sosyal yaşamdan kopup bir türlü iyi çalışkan öğrenci olamıyordum. 1980 yılında kurulan o zamanki adıyla, Sualtı Sporları, Can Kurtarma Ve Su Kayağı Federasyonu ile tanıştık.

2. Federasyonla tanışmanız ve bu spordaki başarılarınız nasıl gelişti?

1981 Yılından Gençlik spor il müdürlüğü ne çağrıldık. Çağrıldık diyorum,  Tayfur GÜVEN  ile birlikte, bize Giresun’da bir kurs açıldığı, buna katılmak isteyip istemediğimiz soruldu. Biz de dalış malzememizi yüklendik ve kursa katıldık. Aslında önce hayal kırıklığı olmuştu, çünkü kurs Can Kurtarma kursuydu. Fakat Hocamız Albay Güner TELERİ bizim yüzmemizi çok beğenmiş bizi kendisine asistan yapmıştı. Yanı sıra Federasyonun ilk başkanı Taylan UYGUR  Bodrum’da bir dalışta, beni otuzbeş metrede görünce ‘’Sayın milletvekilim benim otuzbeş metreye nefesle inen sporcum  ‘’ diye boynuma sarılmıştı. Gerçekten de o tarihte otuzbeş metrede nefes tutarak avlanabilen iki kişiydik. Daha sonra Emekli Binbaşı Kemal DEDEOĞLU’NU Kuşadasın’da yaptığı bir dalışta sığ su bayılması nedeni ile kaybettik.

3. Sığ Su Bayılması ne demek ?

Sığ su bayılması; zıpkınla balık avı yapan sporcular bilerek ya da bilmeyerek hiper ventilasyon solunumu yaparlar. Tabii ki bilmeden yapılanı daha da tehlikeli hızlı ve derin solunum, dokulardaki oksijen tansiyonunu yükseltir. Karbondioksit tansiyonu düşer böylece beyindeki solunum merkezindeki kemereseptörler geçici olarak bozulur. Baş dönme seviyesinde yapılan bu solunum, nefes almayı geciktirir. Üstelik dipte artan basınç, dokulardaki oksijen kısmi basıncını yükseltir. Nefes alma komutu daha da gecikir. Kişi burada daha fazla kalmak isterse bu defa oksijen ihtiyacı artar ve dokulara oksijen pompalamak için nabız yükselir. İşte bu durum özellikle beyin arterlerindeki genişleme ve yüzeye çıkarken artan karbondioksit tansiyonu yükselmesi kas seğirmeleri, görüşün daralması, kas kontrolünün yapılamaması ve yüzeye ulaşıp ilk nefesin alınması ile ani daralan beyin arterleri bayılmaya sebep olur. Bu durumda tekrar dibe düşer ve çoğu kez boğulma ile sonuçlanır.

 

blankblankblankblankblankblank

4. Siz sualtında herhangi bir tehlike ile karşılaştınız mı? 

–        Evet. Sığ su bayılmasını bende yaşadım, tesadüfen hayatta kaldım. Bu yüzden bu kadar iyi tanımlayabiliyorum. Bunun dışında milli takım kampında nefes tutma çalışmaları yapıyorduk normalde her dalışım üç, üç buçuk dakika çıvarındaydı. Havuz çalışmasında da dört dakika on beş saniye de zorlanmamıştım. Dört buçuk dakikaya yükseltmek istedim ama izleyen yardımcılar çık işaretini almadığımı fark edip, beni havuzun kenarına aldıklarında nabız ve solunum olmadığını görmüşler. Suni solunum ve kalp masajı ile hayata döndürüldüm. Verdiğim tepki ‘’Kim çıkardı ulan tam Türkiye rekoru kırıyordum.’’ Şeklinde olunca Herkes o gergin anlarından kurtulmuş kahkahaya boğulmuştu.

5. böyle bir durumda ölüm korkusu yaşamadınız mı?

–       Bunu hiç düşünmedim, tutkum ağır basıyordu. Bu durum karşısında durumdan yararlanmak isteyen idareciler, kendi sporcularının kaptanlığa getirilmesini istemişler. Ölüm korkusu girdi yarışamaz iddiasında bulunmuşlar. Federasyon başkanımız Akengin AKBULUT Bey, O korkmaz diyerek iki gün sonra Bulgaristan’da yapılacak birinci ayak Gümüş Anfora Müsabakasına kaptan olarak görevlendirmişti. Türk takımının en iyi derecesini yaptım, ferdi klasmanda altıncı olmuştum. Bunu dönüşümde anlattı. Yüzümü kara çıkartmadın diyerek kutladı.

6. Bu daldaki başka başarılarınız var mı?

–       Öncelikle Sinop seçmelerini müsabaka ile belirliyorduk. İstanbul’un üç takımla katıldığı müsabakalara, Sinop olarak biz de üç takımla katılıyorduk. Bölgesel yarışmalarda, Türkiye şampiyonasında ilk üçün içinde yer alıyordum. Türkiye genelinde Zıpkınla balık avı ve paletli yüzme dallarında başarılı olduk. Üç yıl boyunca federasyonum tarafından yılın sporculuğuna aday gösterildim. On beşinci yüzyıldan günümüze, sporda ünlüler ansiklopedisinde etkinliklerime yer verildi.1985 yılında İspanya Mayorka Adasında, dünya şampiyonasında ferdi klasmanda da dünya 21. olarak Türk takımının en iyi derecesini yapmıştım.1987 yılına kadar milli formayı takım kaptanı olarak otuz beş kez giydim 1987 de jübilemi yaptım, takip eden üç yıl milli takım antrenörlüğü yaptım.

blank7. Hiç rekorunuz var mı?

–          Zıpkınla balık avı dalında adet ve kilogram olarak bir tane var.

8. Üniversiteye geçişiniz nasıl oldu, hangi dersleri verdiniz?

–        Ondokuz mayıs Üniver. Sinop Su Ürünleri, dört yıllık yüksek okul olarak kurulmuş, sekizinci yarıyılda Sualtı ve ilk yardım, Sportif Balıkçılık derslerini verip veremeyeceğim soruldu, verebileceğimi söyledim. Yılın büyük bir bölümü milli takım kamplarında geçiyordu, birde ders verme ye başlayınca, iş yerinde neredeyse görülmez olmuştum. İki yıl böyle dışarıdan devam etti. Bu arada Prof. Dr. Muammer ERDEM bey bana Yüksek Okul kadrosuna geçmek istermisin, dediğinde, biliyorsunuz ben sanat okulu mezunuyum nasıl olur! O bizim işimiz böyle bir üniversite yasası var dedi. 1989 yılında atamam yapıldı. Daha sonra Navigasyon, Yük istif, Gemicilik ve Balıkçı gemileri lisans dersleri Deniz meteorolojisi ön lisans dersi ile Elektronik balık bulucular yüksek lisans dersleri verdim. Okul gemisinin kaptanlığını yaptım.

blankblankblank

9. Sizin durumunuzda öğretim elamanı olarak, başka örnek varmıydı?

–        Tabii ki.

Hatta daha önceleri doktorasız Profesörler varmış. Benim Üniversiteye geçiş yaptığım dönemde, Müjdat GEZEN Güzel Sanatlarda ders veriyordu ve basında, Yıldız KENTER tarafından, lise mezunu biri üniversitede nasıl ders verebilir deniliyordu. Bu Duruma YÖK Başkanı Prof. Dr. İhsan DOĞRAMACI son noktayı şu sözlerle koydu. ‘’Ben marangozu alır üniversitede ders verdiririm.’’ Gerçektende 32 ve 33 maddelerde, Okutmanlar ve Öğretim Görevlileri için ‘’Alanlarında Yurt içinde ve dışında isim yapmış olmaları eserleri ile tanınmış olmaları yeterliydi.’’tahsil şartı yoktu. Daha sonra OMÜ Rektörü Prof. Dr. Osman ÇAKIR döneminde kadrom değiştirilmek istendi. İdari Mahkeme kararı ile kadrom iade edildi. Daha sonra seçilen Rektör Prof. Dr. Ferit BERNAY döneminde Yaşar Doğu Beden Eğitimi Yüksek Okulunda da Sualtı, Can Kurtarma ve Yüzme dersleri verdim.  2004 eylül ayında emekliliğimi istedim.

Şimdi Beluga Su altı Sporları Kulübünün Yönetim Kurulu Başkanlığını Yapmaktayım.

blank 10.  Beluga ne anlama geliyor?

–        Beluga beyaz balinadır. Amerikalılar mersin balığı için kullanırlar. 1992 yılında bir beyaz balina Sivastopol’da bulunan bir delfinaryumun duvarları  yıkıldığı için Karadeniz’e kaçmış ve Gerze’ye sığınmıştı. Balıkçılarda ona aydın adını takmışlardı. İlk geldiği yılda 75 gün onunla ilgilenmiş ve kış olmasına rağmen beraberce yüzmüştük. İkinci gelişi de, yine aynı tarihe denk gelen fırtınanın yıkımı ile gerçekleşmişti. Bu dostluğun anısına kulübümüze, dünyanın en akıllı deniz memelilerinden olan Beluga adını verdik.

11. Beluga Sualtı Sporlarında, ne gibi aktiviteler oluyor?

Beluga Sualtı Sporları Kulübü; SCUBA Dalış eğitimi, (Temel, ileri ve Arama Kurtarma dalış eğitimleri), Can Kurtarma ve Diğer sualtı aktiviteleri; Zıpkınla balık avı gibi, yapmak istediğimiz fakat Kapalı yüzme havuzu olmadığı için yapamadığımız sualtı ragbi  ve hokeyi faaliyet alanımızda yer verdiğimiz; kano, kürek gibi branşlara geçiş yapamadık. Sonuçta maddi imkanlara dayanıyor. En önemlisi de faaliyet gösterebileceğimiz uygun bir yerleşkemiz yok.

12. SCUBA ne demek?

–        SCUBA’nın yaklaşık Türkçe karşılığı; Kendi Kontrolündeki aparatla, sualtında solunum demektir.

13. Her isteyen bu dalışı yapabilir mi?

–         Evet, 14 Yaşını bitirmiş kemik gelişimini tamamlamış, sağlık problemi olmayan her kez bu eğitime katılabilir.

blank14. Derinlik sarhoşluğu ne demek?

–         Alkole para vermeden kafayı bulmak isteyen beleşçilerin bulmuş olduğu bir yol. Aslında Alkol sarhoşluğunda olduğu gibi beynin yüksek fonksiyonlarını etkiler, tek fark alkol vücuttan tamamen yakılıp atılana kadar etkisi sürer. Sualtında ise basınç azalınca etkisini yitirir. Bu duruma Nitrojen narkozu denir. Her sarhoş gibi narkoza girmiş su altıcılar da sarhoşluklarını kabul etmezler en tehlikeli safhası halisilasyon safhasıdır.

15. Vurgun ne demek?

–          Vurgun;  Sualtı hastalıklarında Dekompresyon hastalığı olarak geçer. Artan basınçla birlikte, Nitrojen kan ve doku sıvıları içinde çözünür. Çeşitli dokulardaki çözünme hızı en fazla yağ dokusundadır. Diğerlerinden beş kat daha fazladır. Gazın doygunluğa ulaşması dipte kalış süresine bağlıdır. Bu yüzden son derece güvenli dalış tabloları ve dalış bilgisayarları yapılmıştır. Kurallara uyulduğunda son derece güvenlidir. Şayet kurallara uyulmamışsa doygunluğa ulaşan gaz, basınç üzerinden kalktığında gaz kabarcıklarına dönüşür. Gaz kabarcığı aşırı büyürse bulunduğu bölgede doku harabiyeti yada dolaşım bozukluğu gibi arızalar meydana getirir. Basınç odasında tedavi gerektirir.

blank16. kim öğretti size dalmayı?

–         Tutkum. Yetmişli yıllarda şimdiki gibi kurslar yoktu. O tarihte Hüseyin Şerif SOFULAR’ın yayınlarından başka bir imkanda yoktu. Dalış takımlarını ya sinemada ya da dergilerde görüyordum. Onun kitabını satır satır ezbere biliyordum. 1973 yılında bir arkadaşımın yakını, dalış için Sinop’a gelmişti. Ve ilk kez bu malzemeleri yakından görüyordum üstelik onlara dokunuyordum. Gazi bey kayasına bir dalış yaptık o aletli ben nefesle; Dalıştan sonra aletli daldın mı sorusuna en büyük yalanımı söyledim evet daldım. Ertesi gün iç limandaki saç batığa dalışımızı planladık ama sevinçten uyuyamıyordum. Ertesi sabah heyecanlı olduğumu belli etmemeye çalışarak o ilk dalışımı yaptım. Benim ilk hocam H. Şerif SOFULAR oldu.

17. ilk dalışınızda ne hissettiniz?

–         Müthiş bir duyguydu bana ait olmayan bir dünyada yaşamayı başarabiliyordum. Balıklar kadar özgürdüm. Hala her dalış bana bu duyguyu yaşatır. Dalıştan sonra kendimi rahat, beynimin boşalmış, vücudumun stresten arınmış olduğunu hissederim.

blank18. Çok fazla dalgıç yetiştirdiniz mi?

–          Oldukça çok tahminen beş bin kişi civarında her düzeyde dalıcı. Fakat bir tane sporcu yetiştirdim. Cem Yalnız, Zıpkınla balık avı konusunda bana yetişip bayrağı teslim ettiğim gururum.  1989 yılında Federasyon’dan izinli tek resmi kurs açan kurumduk. Birçok üniversitenin sualtı spor kulüplerini alt yapısı burada oluştu. Üç yıl boyunca Amerikan Üssünde görevli asker ve sivil personelde burada eğitildi.

19.  Birçok belgeselde adınız geçiyor. Örneğin Coşkun Aral midyelerin neden azaldığını araştırmak için gelmişti sanırım. Hangi yıl geldi ve nasıl bir araştırma oldu?

Haberci salyangoz avı ncabaci

–      2005 yılında Bartın Belediyesi tarafından organize edilen, denize hurda araçların atılmasında Beluga Sualtı Sporları Kulübü olarak destek verdik. Kendisi o tarihlerde TRT TV de Haberci adlı programı yapıyordu. Sinop çevresinde deniz salyangozları ile ilgili güncel bir program yapmasını orada kendisinden talep etmiştik. insanların bu canlı konusunda bir nebze aydınlanmasını amaçlıyorduk.  2006 yılında yaptık. Tamamen güncel bir programdı.

blank20. Bu türün bir zararı var mı, ne ile beslenir?

–       Evet. Öncelikle İndopasifik Kökenli bu et obur canlı, ilk Kez 1950 li yıllarda Novarosisk Limanında Rus bilim adamları tarafından tespit edilerek yayın yapılmış. Karadeniz’e ne zaman girdiği konusunda kesin bir bilgi yok. Zararı midye ve türevlerini tüketerek varlığını devam ettirmesi. Önemli ölçüde midye stoklarının tükenmesine sebep oldu. Karadeniz’de Dip yapısının farklı olması sebebiyle dipte de çok geniş midye yatakları mevcuttu. Şimdi sadece kabukları var.

21.  Midyelerin yok olması nasıl bir sonuç doğurur?

–           Bunu şöyle bir örnekle açıklamaya çalışayım. İnsanın böbrekleri gibi düşünün onlar çalışmasa hayati tehlike başlar. Deniz biraz daha farklıdır. Kendini yenilemek için uğraş verir. Midyeler denizin bir anlamda filtre sistemidir. Önemli ölçüde temizlerler. Ağır metal ve cıva gibi toksik maddeleri bünyelerinde toplarlar. Deniz salyangozlarının tahminin ötesinde çoğalması midye stoklarının daha hızlı yok olmasına sebep olmaktadır.

22.  Midyeleri kurtarmanın bir yolu yok mu?

Aslında midyeler romantik canlılardır. Dolunayda yumurtlarlar. Bu da demektir ki her ay yumurta bırakırlar. Midyenin yoğun olduğu bölgelerde yumurtalar nedeniyle deniz kızıl bir renk alırdı. Midye yetiştiriciliği teşvik edilmeli ve yüzeyde yetişmiş midyeler insanlar tarafından tüketilmeli doğada kendi haline yetişen midyeler insanlar tarafından tüketilmemeli. Dalarak salyangoz avcılığı teşvik edilmeli.

23. Salyangoz avcılığı nasıl yapılır?

Salyangoz avcılığı dalarak elle toplayarak ve Algarna adı verilen sürütme ağı ile yapılır. Faydalı olanı elle toplamaktır. Dalarak toplandığında dalıcı deniz dibine zarar vermez. Üstelik midyeli kayaların arasında ki yoğun miktardaki salyangozları da toplayabilir. Algarna ise dipteki ölü selementleri canlı selementlerin üzerine kapatır. Canlı olanında ölmesine, midye ve türevlerinin, kalkan balığı gibi bazı balık yavrularının da yok olmasına sebep olur.

24. Sinop çevresindeki Sportif dalış yasağı ve denizdeki sit alanı ne anlama gelmektedir?

1983 yılında Sinop Müze Müdürü olan Mehmet Akif Işın benden batık ve kalıntıların yerini gösterir bir harita hazırlamamı istedi. Hazırladım, o da Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarına müracaatla İnce Burun’dan Taş bağı mevkiine Kadar olan alanı sınırları belirsiz olarak sit alanı ilan ettirdi. Daha sonraki yıllarda Arkeolog Fuat Dereli’nin isteği ile alan Gerze Köşk Burnu’na kadar uzatıldı. Bu arada Boz Tepe burnu; Karakum Mevkiinde kiremit yüklü bir Bizans batığı ve İnciraltı mevkiinde de üç adet lahit kapağı ve iki adet top namlusu bulduk. Müzeye bildirdik. Tüm bu buluntular Karadeniz de ilk dalışa serbest bölgenin belirlenmesine ön ayak oldu. 1996 yılında bakanlar kurulu kararı ile Sinop iç limanında iki adet sportif dalışa yasak alan belirlendi. Fakat sit alanı devam ettirildi. Daha sonra Bodrum Sualtı Arkeoloji Müze Müdürü Yaşar Yıldız ve ekibi çeşitli zamanlarda  iç limanda batık ve kalıntı olup olmadığı konusunda araştırmalarını tamamladılar. Dalış yapılmasında sakınca olmadığını bir protokolle belirlediler. Sinop müzesi yetkilileri, Samsun Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurumu yetkilileri ile diğer katılımcılar da imzaladılar. Daha sonra Sinop müzesi Samsun Kültür ve Tabiat varlıklarını koruma kuruluna baş vurarak İki sportif dalışa yasak alanın korunmasının problem yaratacağını bu nedenle orasının birinci derece sit alanı olması gerektiğini savundular. Buradaki Maddelerden birinde Şu ifade yer alıyordu.’’ Bunların amaçları batıklara yöneliktir.’’ Demek ki biz bu ülkede doğuştan suçluyuz ve ölene kadar masumiyetimizi ispat etmek zorundayız.

25. Siz, Sinop limanında TRT ile yapılmış çalışmalarınızdan hiçbir destek alamadınız mı?

derin sırlar 1-trt- Yaşar Tarakçı ncabaci

Bu belgesellerin hazırlanmasında rehberlik danışmanlık ve sualtı Kameramanlığı gibi görevler üstlendim. Özellikle 30 Kasım 1853 şehitleri için önemli araştırmalar yaptım. Bu gemilerin 1950 li yıllarda bir firmaya satılması ve dinamitle parçalanarak metal aksamların hurdaya gitmesi beni çok üzdü her biri birer şehitlik olan bu batıklar böyle bir muameleyi hak etmiyordu. Şu anda bu batıklardan geriye bir tek gemi kalıntısından bir tek top namlusu kalmıştır. Ne açıdır ki yerlerini belirleyip onların korunması için çaba harcarken reva görülen budur. Birinci derece sit alanı Sadece dalışa yasak, gemi demirleyebilir. Gırgır ağı sarabilir. Şimdi bir düşünün bu alanda bir gemi kalıntısı olsa Demir ve bırakılan zincir, Gırgır ağının istinga halatı ve tonlarca kurşun yakası batığı parçalar ve en önemlisi ağın batığa takılması ile sonuçlanır. Bunları görmelerini sağlamaya çalışıyoruz ama destek alamıyoruz.

26.Kürşat Tüzmen neden Sinop’a gelmişti?,

–        TRT 2 Ankara Televizyonu Mavi Tutku programının onuncu bölümü, Sinop’un sualtı zenginliklerini ortaya çıkarmayı amaçlıyordu. Bu amacıma destek vermek için, hani derler ya iki eli kandayken diye, işte öyle bir yoğunlukta iken geldi. Kendisine tüm desteklerinden ötürü minnettarım. 30 Kasım 1853 Rus baskını konulu belgeseli farklı bakış açısıyla yeniden çektik.

27.Sinop dışında nerelerde daldınız?

–        Buna en kısa şöyle cevap verebilirim. Gürcistan, Batum, Türkiye’nin tüm sahilleri birçok akarsu ve gölü, Bulgaristan Burgaz, Varna, İtalya’nın altı değişik sahil kasabası, Fransa, İspanya Mayorka ve Minerko adalarında, Adriyatik denizinde Malilojin adalarında

blank28. Ödülleriniz var mı?

–         Madalya, kupa ve plaket olarak var.

29. Birde sizin Ata Burak Çakaloz ile birlikte yazdığınız  Su altı Teknikleri kitabınız var. Bu kitap nasıl oluştu?

–          Uzun yılların birikimi; kurs notlarım, hazırladığım ders notları, Amerika’dan getirttiğim yayınlar, bütün bu birikimlerin kitap haline gelmesini sağladı.

30.Sinop’ta  deniz dibi nasıl.?

–           Karadeniz’in diğer sahillerinden çok farklı zengin bir flora ve faunaya sahip .Volkanik bir yapıya da sahip olması, doğal oluşumların akıntı yaratması zemini adeta süpürerek temiz tutuyor, bu da çoğu zaman net görüş sağlıyor.

su altı cenentlerımız -Yasar tarakcı1 ncabaci

31. Batık var mı?

–            Evet, çoğu modern batık, yakın tarihte batmış. Bu batıklar 1950 yılında bir firmaya satılarak sökümü gerçekleştirilmiş. Aynı firma 30 Kasım 1853 yılında yanarak batan Osmanlı donanmasına ait ahşap tekneleri de dinamitle parçalayarak ortadan kalkmasına sebep olmuş. Bu teknelerin büyük bölümü devlet eliyle dolgu alanının altında, bir tanesi balıkçı barınağının dalga kıranının altında kalmış. Parçalanmış ahşap aksam ise fauling etkisi ile yok olup gitmiş.

32. Karadeniz’de Bakanlar kurulu kararına göre dalışın sebest olduğu bölgeler nereler?

–          Sinop, haricinde tüm Karadeniz dalışa yasak. Sinop’ta ki sportif dalışa yasak alanlar, verdiğim koordinatlarla gerçekleşti.

33. Bu iki alanın arasında ki bölge neden birinci derece sit alanı ilan edildi?

–           Tamamen kişisel, ego tatmini. Sinop’ta bu turizmin tarafımdan başlatılmak istenmesidir. Aslında Batı ve güney sahillerimizde sualtı turizminin önemi kavrandı. Sportif dalışa yasak alanların sınırları daraltıldı. 2003 yılında Sinop’lu turizmciler, Moskova’da faaliyet gösteren iki büyük turizm firmasının temsilcileri ile ORT-1 TV kanalını misafir ettiler. Üstelik güncel program yapan eski ünlü müsizyen Andrey Makarevich sunuculuğunu yapmaktaydı. Programları engellendi.

34. Nasıl engellendi, izinlerimi yoktu ?

–      Bu tamamen traji komik bir durum Aziz Nesin Hikayesi gibi. Bakanlık izinleri vardı. Ama birde Devletin üzerinde dövlet vardı. Yasak Kardeşim deniliyordu. Ben rehber dalıcı olarak  OMÜ adına katılmaktaydım. Rehberin görevi; Kültür ve Tabiat varlıklarının Korunmasını sağlamaktır. ‘’ OMÜ Sualtı Sporları Kulüp Başkanı Prof. Dr. Atilla Tekat İmzalı dilekçe ile Sinop limanında dalışa yasak alanlar dışında Sualtı eğitmeni ve rehber dalıcı Öğret. Gör. R. Yaşar TARAKÇI nezaretinde sportif dalışlar yapılacağı bildirir dilekçeleri ilgili makamlara verdim. 21 – 22 haziran 2003 tarihlerinde dalışa yasak alanlar dışında dalışlarımız başladı. 23 Haziran günü dalışlarımız durduruldu. Gerekçe olarak Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 01.11.1989  tarih ve 463 sayılı kararı ile İnce Burun – Gerze Köşk Burnu arası sit alanı ve hassas bölge ilan edildi…!                                                              Elimizde bulunan 24.09.2001 gün ve 24533 sayılı resmi gazete ile yürürlüğe giren bakanlar kurulu kararı ve 22 Aralık 2001 tarih ve 24618 sayılı Resmi Gazete’de Yayımlanan 2001/3297 karar sayılı Bakanlar Kurulu Kararları ile 2002 Ankara baskılı Sportif dalışa yasak alanları belirten Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın hazırladığı sportif dalışa yasak alanları gösteren harita ve koordinatlar ile Yetki belgemizi Müze müdürüne sunduk. Bu defa T.C. Yasalarının Sinop’ta geçmediğini öğrendik.  Aynen şu cevabı aldık; ‘’Bunlar bizi bağlamaz, böyle bir yazı bize gelmedi, Kültür ve Turizm Bakanlığından izin almanız Gerekir.’’ Dediler.  İtiraz ettik bu dalışların yaygın olarak yapıldığı sahillerimizdeki bir kültür müdüründen bilgi almasını rica ettik.Tabii ki ret edildi. Amaç üzüm yemek değil bağcı dövmekti. Bakanlık izninin; sondaj, kazı ve batık araştırması için gerekli olduğunu, ayrıca bu gelen turistlerin şirket yetkilileri, yörenin dalış turizmine uygun olup olmadığını araştırmak istediklerini ayrıca ORT 1 Gibi geniş bir kitleye yayın yapan TV kanalının Sinop’un turizm potansiyelini artıracağını bu fırsatın iyi değerlendirilmesi gerektiğini arz etmemiz pek işe yaramadı. Müze Müdürü; benim tarafımdan tespit edilen koordinatlarını verdiğim ve sportif dalışa yasak alan için; ‘’kardeşim ben nereden bileyim bu kırmızı alanın yanından dalıp batıkları soymayacağınızı? ‘’ ve ekledi; ‘’ Sinop kalesinin fotoğraflarını bile çektirmem, bakanlıktan izin alsınlar.’’ Dedi. Sinop’lu turizmciler Dönemin Milletvekili Cahit CAN Bey’den yardım istediler ve bakanlık izni akşam otele faks ile ulaştı. Büyük bir sevinç yarattı . Hayaller kurulmaya başladı iki gün dalış fırsatı bulan Rus turizmciler Sinop çevresindeki fauna ve floranın farkından söz ediyor güzel bulduklarından ve yılda 1500 kişilik dalış turizminden bahisle garanti veriyorlardı. Ertesi sabah insanlar dalış yapacakları için mutluluk içinde Müdür beyi bekliyordu. Müdür bey geldi. Bakanlıktan gelen yazıyı çıkarttı, okumaya başladı. ‘’OMÜ Sualtı ve Su üstü Sporları İhtisas kulübünün 21 – 28 Haziran 2003 tarihleri arasında Moskova’dan gelecek bir guruba turistik amaçlı dalış yaptırılmasını konu alan ilgi yazı ve ekleri incelenmiştir. İlgi yazı ekinde yer alan gurubun Öğr.Gör. R. Yaşar TARAKÇI refakatinde Turistik amaçlı dalış yapması Sinop Müze Müdürlüğü’nün belirleyeceği koşullar doğrultusunda Yerel Sahil Güvenlik Komutanlığının bilgilendirilmesi, Sualtı Kültür, Tabiat Varlıklarına müdahale edilmemesi ve dalışa yasak bölgeler haricinde gerçekleştirilmesi Bakanlığımız Kültür Varlıkları ve Müzeler Müdürlüğü’nce uygun görülmüştür.’’ Dalış programımızın balıkçı barınağı girişinin yaklaşık 100 metre doğusunda yer alan, 14 metre derinlikteki daha önce dinamitle sökülmüş sadece karinası duran modern batık olduğunu söyledik. Müdür bey Kendisine verilen yetkiye dayanarak koşul belirledi. ‘’ Fotoğraf, video çekimi yapmaksızın ve tüpsüz olarak üç (3) dakika dalış yapmanıza izin veriyorum.’’ Tüm itirazlar sonucu dalış süresi beş dakikaya çıktı.

35. Peki dalış yapabildiniz mi ?

–       Maalesef hayır. Ondan sora ki inciler dökülmeye devam etti. Turistler Sinop’un tarihi ve turistlik yerlerini görüntülemek istediler bu defa da; ‘’ Video çekimi yapmak isterlerse sehpa (tripot) Kullanamazlar, ellerinde çekebilirler’’ dedi. Nedeni sorulduğunda; ‘’Sehpa kullanırlarsa profesyonel çekim olur…!’’

36.Yine de mücadeleleriniz devam etti mi?  

–         Çok mücadele ettim ama Sinop’ta tek başına kalıyorsunuz, bir müddet sonra kendimi Don Kişot gibi hissettim. Yel değirmenleri ile uğraşmanın boşuna zaman kaybı olduğunu gördüm. Üstelik Türkiye’nin en yetkili kurumlarından biri sayılan Bodrum Su altı Arkeoloji Müdürlüğü’nün hazırladığı olumlu raporlara rağmen..! Turizm sektöründe ki kişilerin alternatif turizm’in ne olduğunu nasıl yapıldığını potansiyelinin ne olduğunu bilmesi gerekir.

blank37. Su altı turizmi ne kadar yaygın?

–        Yılda milyonlarca insan bu aktivite için ülkelerinin dışına çıkıyor. Kızıldeniz, Maldivler, bizim Ege ve Akdeniz sahilleri gibi onlarca noktaya firmalar turlar düzenliyor. Eski bir istatistik raporu geçmişti elime, sadece Avusturya’dan yılda iki milyon insanın bu turizmi yapmak için ülke dışına çıktığı yazılıydı.

38. Bu turizm Sinop’ta yapılabilir mi?

–        Elbette Karadeniz’de fizibilitenin en iyi olduğu ve hava durumuna göre alternatifler sunabileceğiniz tek bölge. Bugün Karadeniz Karasu Mevkiinde Bir Alman deniz altısı var ve dünyanın her yerinden buraya dalışa geliyorlar.

39. Sizce Sinop’ta mevsim yeterli olur mu?

–          Dalıcı için yaz yada kış olması hiç fark etmiyor. Özel giysileri ile sualtına inmek zorunda. Karadeniz sadece yüzeyden birkaç metre ısınır. Dip, yaz kış altı derecedir. Burada da güney sahillerimiz gibi, altı ay boyunca yapılabilir.

blank40. Şuanda dalışlarınızı nerede yapıyorsunuz?

–           Şuanda Akliman piknik alanı içindeyiz. Dalışa son derece uygun. Fakat Rüzgar  batıdan ve karayelden estiği sürece sorun yok. Zaman zaman alternatif alan sıkıntısı yaşıyoruz, fakat ona da farklı bir çözüm arayışı içindeyiz.

41. Şu anda nasıl vakit geçiriyorsunuz?

–        Yeni projeler üzerinde çalışıyoruz. Örnek vermek gerekirse 18 Eylülde Deniz Salyangozları ile ilgili bir TRT yapımına başlayacağız. Bundan farklı olarak derin su görüntüleme çalışmalarımız da olacak. Maddi nedenlerden biraz yavaş gidiyor. Sponsor gerekiyor. Dalış eğitimlerimiz devam ediyor. Aslında vakit yetmiyor.

42. Birazda özel hayatınızla ilgili soru sorabilirmiyim?

–       Elbette.

43. Şimdiye dek kaç evlilik yaptınız?

–        Dört

44. Sinop için rekor sayılacak bir rakkam?)))Neden bu kadar çok?

–        Buna klasik bir yanıt vereyim. Kısmet…!

45. En uzun evliliğiniz kaç sene sürdü?

–          yirmi yıl.

46. Kaç çocuğunuz var, kaç yaşlarındalar?

–           İlk eşimden üç; iki kızım, bir oğlum üçüncü eşimden de bir oğlum var. Kızlarımdan üç torunum var. Büyük kızım otuz dört, ortanca kızım otuz bir, oğlum yirmi dokuz, küçük oğlum on iki yaşındalar.

47. Onları da dalgıç olarak yetiştiriyormusunuz?

–            Ortanca kızım ve büyük oğlum eğitmen dalıcı.

48.Şimdi size 10 kelime sorup ve  aklınıza ilk gelen şeyi söylemenizi isteyeceğim.

Deniz:          Özgürlük

Balık:            Kardeşlerim.

Şnorkel:        Bunu bir Fransız dalıcı şöyle tanımlamış; ‘’İnsana hayatta bir kez         lazım olur , yanınızda yoksa bir daha hiç lazım olmaz’’

Kadın :           Ne onlarla nede onlarsız yapabildiğim varlık.

Oksijen:       Yaşam

Evlilik:           Mutluluğu aradığım yer

Sinop:          Tutkunu olduğum yer

Deniz salyangozu:   Karadeniz’de olmaması gereken yok edici

Aşk:              Sabah uyandığında birlikteliğinden pişman olmayacağın kişi

Not:Güzel bir söyleşiydi. Daha o kadar çok şey anlattı ki…Şimdilik sizlerle bunları paylaştım..

 

Hakkımda Nilgun

blank
Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

Calista Otelde 2. Gün

Merhaba tekrar, Calista Otel’de tatilimizin 2. Gününü anlatmaya devam edeyim. Rahat bir uykudan sonra sabah …

3 Yorum

  1. blank

    Çok güzel olmuş ellerinize saglık..

  2. blank

    Hocam yüreğinize sağlık çok güzel bir söyleşi olmus. Yazilarinizin devamini bekliyoruz.

  3. blank

    yaşar kaç yıl oldu bilmiyorum ilk kupanızı benimle erdekte almıştınız hatırladınmı beni.faceden ekle.aynur aydoğan kızımla fotoğrafım var.görüşmek üzere.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.