Her gün erken kalkıp da turlara katılmak bizleri gerçekten çok yordu. Ama bu turlara katılmasak da, bir yer göremeyiz.Bugünkü turumuz,9.00 da başladı.Yine otobüsümüz ve Portekizli rehberimiz, limanda hazır bekliyordu bizi. Şehir turu yaptık önce.
Portekiz 1755 yılında,büyük bir deprem geçirmiş.Ve 70 bin kişi hayatını kaybetmiş. Bu deprem Azizler günüde,250.000 Lizbon sakininin bir çoğu kilisedeyken gerçekleşmiş. Şehir yerle bir olduğu için, bir çok binalar yeniden yapılmış.Alfama Mahallesi bu depremden en az zarar gören yerlerden biri.
Evler birbirine çok yakın, demir parmaklı camlar,ev önlerinde asılı çamaşırlarla Lizbon’nun göbeğinde ,Tejo nehrine kadar uzanan hüzünlü bir köy görünümünde.. Şehir İstanbul gibi tepeler üstüne kurulduğu için hep inişli yokuşlu. Evlerde bu tepelerde olduğundan yolları merdivenli. Lizbon’a inmeden önce, rehberimiz bizi , dikkat edin yankesiciler var diye çantalarımız konusunda uyardı. Hatta araları dar mahalleden geçerken, orta yaşlı üstü atletli , yarı beline kadar camdan sarkmış bir Portekiz, rehberimize seslenerek,’’ grubuna söyle dikkat etsinler çantalarına, çevrenizde yankesiciler var’’ diye uyardı .Çatıların üstü, hep kiremit kaplı,çok güzel görünüyordu.Yollar geniş sayılır, mahalle araları parke taş. Renkli tramvaylar işliyor,dar ve yokuşlu yollarda. İki katlı üstü açık otobüslerde, turistler şehir turu yapıyordu. Güneş Kapısı denilen yerde durup Lizbon’u kuş bakışı izledik.Resimler çektik. Alfama semtini yürüyerek geçtik. Bir gece önce kamaramıza bırakılan bültende ,bugün havanın yağışlı olacağı yazıyordu, bizde yanımıza yağmurluklarımızı almıştık. Gerçekten de aniden yağmur bastırdı birkaç defa ve birdende güneş açıp kızdırdı. Bu arada yollarda şemsiye satanlar o kadar çok ki. 2 Euroya şemsiye aldık birer tane.
Lizbon şehir turunda Belem’e geldik. Burada denize kurulmuş kaleyi dıştan gördük. Belem marinasında birbirinden güzel tekneler demirlemişti. Yine uzaktan görülen iki yakayı birleştiren büyük köprüler dikkat çekiciydi.
Keşifler anıtı Coğrafi Keşifler anısına yapılmış bir anıt. Anıt gemilerin 15 ve 16. yüzyıllarda bilinmeyen yönlere sefere çıktığı Tejo Nehri kıyısına yapılmış. Anıt zeminden yukarı doğru, 52 metre yüksekliğinde yelkenleri açık bir karavele benzeyen beton blok şeklinde. Nehir tarafında anıtın bütün yükünü taşıyan oyuk, bu karavelin üzerinde dönemin tarihe geçmiş kaşifleri, sanatçıları ve bilim adamlarının figürleri var. Keşifler anıtı, Portekizli sanatçılar Cottinelli Telmo ve Leopoldo de Almeida tarafından 1940 yılında yapılan Portekiz Dünya Fuarı için tasarlanmış. İlk olarak dayanıksız bir şekilde yapılan anıt, 1960 yılında Portekiz’in Coğrafi keşiflerdeki en önemli isimlerinden Prens Henry’nin (Denizci Henry, Infante Henrique) ölümünün 500. yılı anısına betonla tekrar yapılmış. Rehberimiz Rossio Meydanında bize serbest zaman tanıdı.Biz de bol bol gezdik,bu kısımlarda bulunan hediyelik eşyalardan aldık.Bunların horozları çok meşhur,hani bizim Gerze horozu gibi. Anahtarlıklarında, magnetlerinde, masa örtülerinde, hep horoz figürleri var. Bizim nazar boncuklarımız gibi uğur getirirmiş.Bu arada el işi yapılmış, masa örtülerine,peçeteliklere de çok rastlıyorsunuz.Hepsinde renkler çok koyu ve muhakkak horoz figürü var. Birer masa örtüsü ,ekmeklik gibi yöreye mahsus şeyler aldık.Birde bu arada çok güzel ayakkabı aldık,yumuşacık derisi olan.Çok karmaşık grupta insanlar var. Zencilerde çoğunluktaydı. Rehberimizden aldığımız bilgiler doğrultusunda yemek ,önerileri aldık, tarif edilen yerlere gittiğimizde saat 15.00 gibiydi, kalmadığını yarın servis edeceklerini söylediler. Zaten balık ürünüydü,bizde gemide her gece balık ürünü yediğimiz için canımızda pek çekmedi.Bizde Mc Donald’sa gidip karnımızı doyurduk. Bu arada mangolu dondurmasını çok methetti rehberimiz ,ondan alalım dedik, pek de fazla sevmedik.Sinop’un meşhur Şen dondurmalarını, birden özledik.)))
Bugün hiç durmadan 5 saat yürüdüğümüz için ayaklarımız mahvoldu,çok yorulduk. Gemiye saat 17.30 da döndüğümüzde, artık yürüyecek halimiz kalmamıştı.Tiyatroya gidemedik, yemek saatimize kadar dinlenip,yemeğe yetiştik. Bu arada gemi mağazalarının önü ana baba günüydü. Meğer takılarda ucuzluk yapmışlar, bende bir bilezik alabildim.(Sonradan geri verdim, beğenmedim.) Bu akşam İtalyan gecesiydi,Portekiz’de geri aldığımız saatleri , tekrar ileri aldık ve saat 1.00 de yattık. Daha öncede bahsettiğim gibi bizim yemek saatimiz 2. Bölümde. Saat 21.15 de yemeğe gidiyor ve normalde 22.45 de kalkıyoruz. Ve mecburen de geç yatıyoruz. Fakat gemide o kadar çok aktiviteler var ki ve çok geç saatlere kadar diskosu, kumarhanesi,dans salonları hep açık. Ve bir çok çift profesyonel anlamda dans ediyor bu salonlarda. Bir salonda sadece gitar solo var, bir salonda piyano ve solist, bir başka salonda 2 solist bir piyano, bir başka salonda Lir ve gitardı galiba, vallahi daha da var hatırlayamadım. Çok kalabalık her yer. Biz gündüzleri tura katıldığımız için,gün içinde yapılan aktivitelere katılamıyoruz. Ama gece odamıza bırakılan bültenlerden gün içinde yapılan etkinliklerden haberimiz oluyor, dans kursları veriliyor. Mesela bugün takı kursu , masajla ilgili kurs var. Yine bugün 10 adımda incelme ve hareketleri gösterecekler, 11 katta masaj bölümünde yetişebilir miyiz bilmiyorum. İşte bir gezimiz daha böyle geçiyor. Umarım sizlerde iyisinizdir.Bu yazımı sabah erkenden yazıyorum.Bugün gemimiz denizde olacağı için rahatız. Bizde bazı aktivitelere katıla biliriz sanıyorum.Yani bugün denizdeyiz, Cebelitarık Boğazından geçeceğiz tekrar. Cebelitarık Boğazı… Akdenizi, Atlas Okyonusu’na birlestiren 60 km. Uzunluğunda, 44 km genişliğinde 426 m derinliğinde bir boğaz.İsmini Tarık Bin Ziyad’dan almış.Avrupa ve Afrika Kıtalarını birbirinden ayırıyor.Boğazın siyasal egemenlik bakımından kontrolü, üç ülkenin elinde. İngiltere,İspanya , Fas. Cebelitarık Boğazından yılda 7000-7500 gemi geçiyor.Her iki kıyısı da İngilizlerin elinde.Eski çağlarda adı Calpe’ymiş. En geniş noktası 44 km, en dar noktası 14,2 km .(Tarija) Bu bilgiyi de verdikten sonra, artık bugün sakin ve rahat bir şekilde gemide geçirebiliriz. Yarın yine İspanya , Valencia’da olacağız . Şimdilik size Akdeniz’den,iyi günler diliyorum.