2012 Yılı Muhasebesi ve Beyaz Nokta Gelişim Vakfı..Sessizliğin Sesi..

 2012 yılının sonuna geldik, zaman ne çabuk geçiyor.. Geçen yıl bugünlerde Nilgün ablam bana “ sana da bir köşe versem yazar mısın? Sessizlerin sesi olur musun?”diye sormuştu. İçimden: “ buna vaktim  veya okuyanım olur mu? “ demiş, sonrada “kızım sen hep ilerde kitap yazacağım inşallah der durursun, bari köşe yazmakla başla da; kalemin güçlensin buna güzel bir hazırlık olur.” demiştim. Ama iyi de etmişim, geriye dönüp yazdıklarıma baktığımda ben bunu niye yazdım? Ne gerek vardı? diye sormadım hiç..

Bana bu köşeyi tahsis eden Nilgün Cabacı ablama, yazılarıma gerek okuyarak gerekse yorumlar yaparak beni hiç yalnız bırakmayan sessizsiniz takımındaki arkadaşlarıma, hep destekleyerek onore eden İED başkanı Viki Özromano ve yardımcısı Sevgi Yüksel’e ve değerli hocam A.Şükran Demiralp’e teşekkürü bir borç biliyorum.

Bir yılda nereden nereye gelmişim?? Yazılarım sayesinde kendim gibi işitme engelli kardeşlerimin sorunlarına odaklanmış, onların sesi olmaya çalışmıştım. Şimdiye dek “engelliler haftası” ve “engelliler günü” bilmezken, etkinliklere katılmıştım. Hatta “farkındalık” için İş Okulu Müdürü Sn.İbrahim Düz’ün hazırlayıp çektiği videoda da oynamıştım. En son da Sn. Valimize çıkarak sorunlarımızı iletmiş desteğini istemiştim. Sağ olsun hemen ilimizde işaret dili kursu açılması için Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürüne talimat vermiş. Şu an bu kursu verebilecek işaret dili eğitmenine ihtiyacımız var ve o da bulunduğu takdirde daha güzel olacak buna eminim.

Ve.. hocam Şükran Demiralp aracılığı ile bilgi edindiğim Beyaz Nokta Gelişim Vakfı ve tanımış olduğum Sn.  M.Tınaz Titiz  benim için 2012 yılındaki en değerli kazanımlardan biri oldu. Tınaz bey’in yazıları ve düşünceleri beni ziyadesiyle etkiliyor. Onun izniyle bana yazdığı bir pasajı sizlerle paylaşıyorum:

“Gül hanım, Eflatun’un siyaset hakkında güzel bir tanımı var: “Siyaset insanları mutlu etme sanatıdır”.. Bu tanıma göre iyi bir aşçı, evini iyi idare eden bir kadın / erkek ya da işini iyi yapan bir bakan siyaset yapıyordur. (Bundan epey yıl önce bir gazetede okumuştum: Norveç başbakanı sokakta yürürken, kaykayla oynamakta olan iki çocuğa rastlıyor ve aralarında şöyle bir konuşma geçiyor:

·         Çocuklardan birisi: Siz başbakan değilmisiniz?

·         Başbakan: evet öyle.

·         Ç: Size kaykayımı vermek istiyorum.

·         B: Niçin, ben kayamıyorum ki!

·         Ç: İşinizi iyi yapıyorsunuz. Benim de verecek başka bir hediyem yok

“İşini iyi yapan” kavramını çok seviyorum. Bir oyun çocuğunun kavram dağarcığına bu girmişse o toplumun sırtı yere gelmez.

12 yıllık “siyasi parti yoluyla siyaset”ten sonra şimdi bir sivil toplum örgütünde çalışıyorum ve burada da işimi iyi yapmaya çalışıyorum. Siyasi parti yoluyla siyaset sırasında öğrendiğim ise şu oldu: Her siyaset yolunun (aşçı, ev kadını, bakan vd) bir dizi ön-koşulu olması gerekiyor. Nasıl ki yemek malzemesi, pişirme araç-gereci vb malzemeleri olmayan aşçı “siyaseti” iyi yapamaz ise, siyasi parti yoluyla siyaset yapmanın da ön koşulları olmalıdır. Bunların en başında da siyaset yoluyla önü açılacak olan halkın (cumhur), kendi sorunlarını kendisinin çözmesi (demokrasi) için, Sorunlarını Çözebilme Kabiliyeti’nin gelişmiş olması gerekiyor. “

2013 yılında hepimiz sorunlarımızı kendimiz çözmeye, kendimiz çözüm üretmeye çalışalım. Sorun değil, çözüm üreten bireyler olmaya çalışalım…(Benim aldığım mesaj bu)

Vizyonu: “Sorun çözme kabiliyeti” gelişmiş, sorunların çözümü için kurtarıcı beklemeyen bir toplum, Misyonu: “Sorun çözme kabiliyetini” artırabilecek, tekrarlanabilir projeler üretip uygulamak, Değerleri: Erdem, akılcılık (bilimsellik), bireycilik, sürekli gelişim ve doğaya saygı olan bir sivil toplum kuruluşu olan Beyaz Nokta Gelişim Vakfı geçtiğimiz günlerde hayat öyküme yer verdi. Bende onlara çok teşekkür ediyorum.

http://www.beyaznokta.org.tr/oku.php?id=353

 

2013 yılında tüm sorunlarımızın çözümü dileğiyle…

Sağlık, huzur ve mutluluklar..

Gül Ustabaş GENÇ