Kızıl1-2-3  John Katzenbach

Güzeldi…Hem de çok güzeldi. Kitabı bitireli daha 5 dakika olmadı inanın. Bitti kalktım ve hemen yazmaya başladım. Düşünüyorum da şu sıralar okuduğum kitaplar, hep polisiye ve cinayetliydi, artık biraz konuyu değiştirsem iyi olacak galiba.)))

Ama ne yapayım, ne olacak, yakalanacak mı, yada öldürülecek mi diye hemencecik bitiriveriyorum kitabı.

Kızıl1 -2- 3  kitabın adı, yazarı John Katzenbach, 466 sayfa.

3 kızıl saçlı kadın ve her birine gelen,isimsiz mektup. İçinde;

“Kırmızı Başlıklı Kız, güneşli ve güzel bir günde, büyük ve karanlık ormanın diğer tarafında yaşayan çok sevdiği büyükannesine bir sepet dolusu yiyecek götürmeye karar verdi… “Bu hikayeyi mutlaka yıllar önce küçük bir çocukken dinlediniz. Ama eminim değişik şeklini dinlemişsinizdir. Hikaye mutlu sonla biter. Ama asıl hikayede sonuç, çok daha farklı ve karanlıktır. Bundan sonraki birkaç hafta boyunca bu dediğimi unutmazsanız akıllılık etmiş olursunuz. Siz beni tanımıyor olabilirsiniz ama ben sizi gayet iyi tanıyorum. Siz üç kişisiniz. Ve ben size Kızıl 1 Kızıl 2 Kızıl 3 demeye karar verdim. Ve o çocuk masalındaki küçük kız gibi, sizler de ölmek üzere seçildiniz, yazıyordu.

Kızıl1, bir doktordu, yalnız yaşıyordu, Kızıl2 eşi ve çocuğu trafik kazasında öldükden sonra , öğretmenlik mesleğini yapmayan devamlı evde oturan, içki içen neredeyse dünyadan elini eteğini çekmiş biriydi, Kızıl3, üniversite eğitimi alan, yurtta kalan anne ve babası ayrılmış bir genç kızdı. Tek ortak özellikleri kızıl saçlarıydı.

Gelen mektup hayatlarını değiştirdi, şaka sandılar, inanmak istemediler, ama ardından gelen her biri için ayrı düzenlenmiş kendi videolarıyla işin ciddiyetini anladılar. 3 Kızılda birbirlerinden haberdar değillerdi…

Sonra nasıl haberdar oldular dersiniz? Ya daha sonra, Koca Kötü Kurt bu cinayeti gerçekleştirebilecek miydi…Aslında kusursuz bir plandı…Ama belki de K.K. Kurt kendi kazdığı tuzağa düşecekti….Olamaz mıydı?:))))

Herşey olabilirdi. Şu anda olanları ben biliyorum, sizde öğrenmek isterseniz alıp okuyun kitabı, heyecanlı, güzel. Ben beğendim.

Ve bu akşam ki yazımı Hz. Mevlana’ın güzel bir sözüyle bitiriyorum.

“Bildiklerini anlat, ama aklı vermeye kalkma, anlatılanları iyi dinle, ama hepsini doğru sanma. 
Sessiz kalmak, bir şey bilmediğin anlamına gelmez, çok konuşmakta çok şey bildiğini göstermez. Herkesi kendine eşit gör, her kim olursa olsun bir insanı küçümsemek akılsızlık, çok büyük görmekte korkaklıktır.
Cesaret akıldan gelirse cesarettir, bilgisizlikten gelirse cehalettir…
~Hz. Mevlana~ 

İyi akşamlar.

Hakkımda Nilgun

Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

Vadideki Zambak..Balzac

Bu defa da bir dünya klasiği bitirdim. Bu romanı yıllar önce okumuştum, bu defa yine …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.