Epeydir bu kadar heyecanlı bir kitap okumamıştım. Vallahi gece uyanıp okuduğum zamanlar oldu. 4 günde bitirdim.
464 sayfalık polisiye ve gerilim dolu bir kitap. Ama gerçekten beğendim.
Kitabın arka kapağında yazanlar şöyle:
Kendini bir rehine krizinin yanlış tarafında bulunca, hamile olan cinayet masası detektifi Jane Rizzoli, hayatının en mutlu saatleri olabilecek süreçte kendini tam bir kâbusun ortasında bulur.
İsimsiz, güzel bir kadın, morga ceset olarak getirilir. Fakat Boston’lu tıp uzmanı Maura Isles ceset torbasını açıp baktığında, unutamayacağı bir korku yaşar: Ceset gözlerini açar!
Hâlâ hayatta olan kadın hastaneye yetiştirilir, ama tuhaflıklar çok geçmeden ölümcüllüğe dönüşür. Kadın, son derece soğukkanlı bir şekilde güvenlik görevlisini öldürerek hastaları rehin alır… Aralarından biri hamile cinayet detektifi Jane Rizzoli’dir.
Bu şiddet eğilimli, çaresiz ruh kimdir ve istediği nedir? Gergin saatler ilerlerken Maura, Jane’in kocası FBI ajanı Gabriel Dean’le işbirliği yaparak gizemli katilin kimliğini araştırmaya başlar. Federal ajanlar aniden ortaya çıkınca, Maura ve Gabriel sıradan bir rehine krizinden çok daha derinlere uzanan bir olayla karşı karşıya olduklarını anlarlar.
Bu gizemin anahtarını sadece silahlı çılgın kadınla kapana kısılmış olan Rizzoli elinde tutmaktadır… Tabii eğer hayatta kalırsa.
İnanın kitabın arkasında yazan kısa yazı ,konuyu çok güzel anlatmış.
Bu arada birde sınırdan gizlice geçirilen gencecik kızlara yapılan cinsel tacizler var insanın içini burkan..
Bu kitap güzel ya, okuyun bence.