Merhaba Sevgili Nilgün’ün Günlüğü Okurları,

İyi akşamlar sevgili günlük… Yaz mevsimi geçti,şimdi sonbaharın bazen ılık havasına, bazende o soğuk yağmurlu günlerine teslim olacağız. Ve ardından kııış… Hepsi hoşgelsin…

Bugün boş vakitlerimde ne yaptığımı düşündüm…Ve hayretler içinde gördüm ki mutfaktayım. Evet maalesef doğru…Kilo aldığımdan belli olmuyor mu?Bu sıralar devamlı her meyveden reçel yapıyorum. Ama 250 gram veya en fazla yarım kilo.Bu yaz erik, şeftali,kızılcık, incir,vişne, çilek,kara üzüm reçelleri yaptım.Çocuklarda isterlerse onlara da yapıyorum.Maşallah hepside güzel oldu. Birde bu yaz …

Bundan uzun zaman önce, Lagarfljot bölgesinde, çiftlikte yaşayan bir kadın, büyümüş kızına altın bir yüzük vermiş.

Çok uzun zaman önce Myrka diye bilinen yerde ya da Eyjafjördur’daki Karanlık Nehir’de yaşayan bir diyakoz (papaz yardımcısı) varmış.

Merhaba Sevgili Günlük… Sevgili okuyucularım nasılsınız? Bitirdik yaz ayını da değil mi? Okullar açıldı, ödevler başladı, bazılarınız tatlı heyecan içinde çocuklarını okula yollarken, bazıları da offf yine kış yaklaştı diye üzülüyorsunuzdur .Hele ilkokula başlayan çocukların dersleri beni en çok korkutandır. Yazmak istemezler, binbir güçlükle çizgiler çizilir..vs. Ay belkide bu usulde …

Uzun biradan sonra tekrar merhaba sevgili Nilgün’ün günlüğü okurları. Sezon hafiflemişken hemen elime kalemimi aldım. Mecazen demiyorum. Gerçekten geçmişten gelen alışkanlık illa ki kağıda yazıp, sonra bilgisayarın başına geçiyorum.

Bir yılı daha geride bıraktım…Nasıl da geçti koca yıl. Yaş ilerledikçe mi yıllar daha çabuk geçiyor, yoksa gerçekten herkese hızlı mı yaşam..???