Y ine önceden hazırlamış olduğum bir sunu…Afrika seyahatimden.Kruger Parkta çektiğim resimlerden hazırladığım.Ne zaman Afrika seyahatimi hatırlasam acaip bir heyecan duyuyorum inanın..Nedense unutamıyorum Afrika Seyahatimi ..Ama unutulacak gibi değildi ki…Harikaydı.Ençokta çektiğimiz heyecan çok güzeldi. Her an adrenalimiz yüksek dolaşıyorduk..Durun yaa azıcık anılarım tazelensin size biraz anlatayım..
Make a Smilebox free picture slideshow |
Emirates hava yoluyla gitmiştik.İstanbuldan -Dubai ve oradanda Johannesburga ulaştık.Arkadaşım karşıladı.Biz gitmeden Afrikaya, bilgileri almıştık zaten.Kıymetli bir şey götürmeyecektik.Kıyafetlerimiz çok şıkta olmayacaktı,tam bir turist gibi gittik.Hani bitli turistler gibi…))
Neden mi? Çünkü Afrikayı artık resmen zenciler ele geçirmişti.Beyazlar ikinci plandaydı neredeyse.Hiç bir otobüse binemiyorlardı muhtaç kalmadıkça.Yollarda sadece zenciler vardı. Beyazlar kendi özel arabalarıyla gidiyorlardı, gidecekleri yere.
Arkadaşımın evine gelirken evlerin daha doğrusu villaların demek lazım, görüntüsü muhteşemdi..Sizlere anlatamam…Bazıları sanki Anıt kabire benziyordu.Hepsi buyuk duvarlar arasında ve korumalıydı.Arkadaşımın evine geldiğimizde ilk dikkatimi çeken otomatik bahçe kapısı oldu.İçeri girdik bahçeden, ev tek katlı ve bütün camlar ve balkon demir parmaklıydı.
Önce demir parmaklığı açtık, sonra da sokak kapısını.Her yer çifter çifter kilitliydi. İ çeri girdiğimizde de ne görelim.Evi satan bayan ,yatak odasının kapısına da demir parmaklık yaptırmamış mı(.Yani düşüne biliyormusunuz evin içindeki kapı bile, demir parmaklıydı. Düşünsenize evinizin içindeki yatak odasının kapısına demir parmaklık koyuyorsunuz(((İşte o zaman çok korktum..Gerçekten.Bunun sebebi beyaz insanlar ,siyah insanlardan korkuyordu.Ve ben de beyazdım.
Arkadaşım işe giderken bizim yol üzerinde ki cadde de mütevazi bir kılıkla gezebileceğimizi söyledi.Sadece takı olarak evlilik yüzüğüm vardı.Ve hiç makyaj yapmadım 15 gün boyunca.Ama cesaret edip bahçe kapısının önüne çıkamadık.((((Sadece arkadaşım gelince arabayla alış veriş merkezlerine gittik.Sizde şimdi sanacaksınız ki,arkadaşı işe gitti bunlarda korkudan evde oturdular))))))))))))
Tabiki hayır)))
Sadece 2 gun bizi sabah alış veriş merkezine bıraktı. Diğer günler hep turlarla gezdik.Zaten gittiğimizin öbür günü Kruger Parkta safariye gittik.7 saat kadar sürdü yol,özel arabayla gittik.
Daha önce seyahatlerim bölümünde anlattığım gergedanlarla yaşadığım akşam safarisini şimdi anlatmayacağım tabiii))
Güldüğüme bakmayın çok korkmuştuk o akşam.Ve 2gün boyunca şansımıza birçok hayvanı gördük.En çokta zürefalardı ortalıkta dolaşan, sonra impala dedikleri,bizim ceylanlara benzeyen bir hayvan türü de çok ortalıkta vardı. Kudu,yaban domuzu,envayi çeşit kuşlar,gergedan,maymunla,.aheste aheste yürüyen filler,timsah,yılanlar.Arkaşımın eşi Benjamin, arabanın camını açmayın içeri her an hayvan girebilir diye bizi uyarıyordu. Ve çok sessiz olmamızı rica ediyordu,hayvanları ürkütmemek adına.Bakın aşağıdaki videoya baktığınızda göreceksiniz tahtalarla yapılmış bir yol vardı,o korumaydı, kapısına kadar geliyorsun o yolu takip edip yüksekçe bir yere çıkıyorsun tirübün gibi sonrada oradan vahşi hayvanları izleyebiliyorsun.
Ne ise çok detaylı anlattım.2 gece kaldık safaride.Birde Sun City e götürdüler bizi.Unutamıyacağım yerlerin arasındaydı.Bir dağ düşünün, içini oyup mağazalar yapmışlar,resturanlar, discolar ve yine hayatımda gördüğüm en güzel tuvaletler.İster yerine otur,o kadar temiz ve ışıl ışıl,her taraf ayna.Tuvalete girdiğinizde sahneye çıkmışsınız hissine kapılıyorsunuz.Öyle güzel yani)))
Sonra ilerliyorsunuz dağın dışına yada tepesine çıkıyor yolunuz. Koprüden geçiyorsunuz. Köprünün her iki yanında normal ebatlarında filler, karşıda tam ortada bir çeşme etrafında heykelden maymunlar var.Tam böyle şaşkın ve hayran izlerken bir baktık deprem oluyor.Yıl 2005 nisan ,biz gittmeden buyuk bir tusunami yaşanmıstı oraya yakın bir yerde.Eyvaaaaah deprem oluyor dedik arkamızı döndük dağdan duman ve ateş çıkıyor.Yoksa yanardağımı patlıyor dedik. Turistlede koşuşturmaya başladı.Meğer sunii deprem yapıp, adrenalinimizi yükseltiyorlarmış((((Çok korktuk ama birkaç dakika sürdü))
Köprünün ucuna gittik aman tanrım o da ne bir deniz var dağın tepesinde ve karşıda müşterilerinin helikopterle ulaştığı bir otel muhteşem bir görüntü.Ortada minik bir ada, harika bir kumsal,dalgalı bir deniz. Bu saydıklarım dağın tepesinde.Muhteşemdi,muhteşem..
o gece bir köy evinde pansiyon ayırtmış arkadaşımın eşi orada kaldık.Gece karanlıkta gittiğimiz için nasıl bir ortamda olduğumuzu bilemedik.Bize bir lokanta tarif ettiler.Bildiğiniz köy ve köy yolunu karanlıkta takip edip dışarıdan köhne diyebileceğim bir lokantaya geldik.Kapıyı açtığımızda müthiş bir ortamla karşılaştık.Üstü acıktı. Yıldızlar ,mehtap ve sımsıcak bir aile lokantası.Şaraplarımız geldi,ev yemeklerimiz. Tatları da çok güzeldi,hiç yabancılık çekmedim.En büyük özellikleri de ne imiş biliyor musunuz,hepimizin eline ritm saz(darbuka)vererek topluca çaldırması imiş lokantacının özelliği,sanırım 10 kişi kadar hepimiz ritm çaldık birlikte.Yine güzel bir gecenin sonuna geldik..Ay ben yoruldum ama buna PART1 desem de part2 yi sonra anlatsam olur mu?))))))))