NİLGÜN'ÜN GÜNLÜĞÜ – SİNOP AŞIĞI 
1.günü atlattım çok şükür. Dün 3 kez duş aldım, akşam üzeride susuzluğum iyice arttığı için mır mır konuşuyordum. Eşime söylediğim her şeyi birden fazla tekrar etmek zorunda kalınca ,en iyisi susmak dedim)).Gerçekten hiç açlık hissetmedim ama susuzluktan yandım.Birde hareket etmemeye özen gösterdim.Akşam top patladığında 2bardak peş peşe su içince de çorbadan sonra bir şey yemek istemedim.İftar da 1,5 litre sıvı tüketmişim.Sahura kadar 3litre su içtim.Gündüz nasıl sıcaksa, gecede öyle, esmiyordu.Ama iskele püfür püfürdü vallahi))Bu akşam karar verdik, şezlonglarımızla iskeleye gidip oturacağız))))Oradan Sinop bir başka görünüyor,birazda öyle izleyelim Sinop’u.
Akşam 22.30da yine belediyenin ramazan etkinliklerine gittik. Dün akşam da Sinop Belediye Konservatuvarı T.H.M. bölümünün hazırladığı türkü şöleni vardı. Daha öncede yine çocuklara yönelik eğlenceler yapılmış ama, biz türkü dinlemeye gittik. Bu sene saat 23.00de son buluyor etkinlikler. Çok iyi düşünmüşler, çünkü daha sonrada yürüyüp,gezme olanağımız oluyor,sıcaktan hemen eve giremiyoruz da.Evde durmak vallahi işkence((((Saat 24.00de balıkçı Parkı doluydu.Millet sıcaktan bizim gibi kendini dışarı atmıştı.Eve gelince de bir süre daha balkonda oturdum ve su içtim.Sahura kalktığımda saat 3.00 dü kayınpederle birlikte balkonda sahurumuzu yaptık))Etrafa bakıyorum oruç tutanlar balkonda yiyor.Saat 3.00 olmuş kızlar dışarıda yürüyorlar.Maşallah Sinop’a vallahi.
Sinop’ta ramazan etkinlikleri..
14.08.2010 SAAT:8.55-SINOP
Sahur sonrası sıcaktan yine uyuyamadım, yer değiştirdim,sonra 6.00da eşim balığa geliyor musun dedi.İçimden, evden serindir,git Nilgün dedim.6.10 geçe biz püfür püfür teknedeydik.Güneş ada başından daha yeni doğuyor,pıtı pıtı kayıklar balık tutmaya çıkıyordu.Önce biraz uyurum diye düşündüm ama,denizin ve güneşin güzelliği,kayıkların gezintileri,beni uyku gafletine düşürmedi.Sinop uyuyordu daha.Kimsecikler yoktu denizde.Belli ki çadır da kalanlarda ,güneşin etkisine daha girmedikleri için uykularına devam ediyorlardı.
Eşim hemen ilk istavriti tuttu. Benim oltamda güzeldi ama beyaz renkli sim bağlıydı,sanırım o yüzden gözleri iyi gören balıklar geldi,fazla tutamadım.)))Tutamayınca da insanın siniri bozuluyor,bende yüzeyim dedim,sahilden çok çok uzakta ben yüzerken teknenin etrafında, eşimde akşam öğünümüz için çalışıyordu))))
Sonra benim oltamı da yeşil sime çevirince bende epey tuttum. Sonuçta 2saatte 3-3,5 kilo kadar istavrit tutmuştuk.Güneşte epey kızdırınca dönüşe geçtik.Ama ev zaten sıcaktı ,bir kez daha denize girip serinleyip öyle gidelim dedik.,Yüzdük.İnanın deniz suyu sıcaklığı 27-28 derece vardı.
Eve geldiğimde uyku gözümden akıyordu, biraz yatayım dedim, serin serin uyumuşum ,saat 12.00de uyandım))))Sonra aldım elime kitabımı bir 40 sayfa yine okudum.Okudukça heyecanlandım ve üzüldüm.(((Yaşadığım güne şükrettim.LEYLA romanı , çok etkileyici savaş zamanında Bosna’yı anlatıyor((((
İşte böyleee…..Ama yine terledim ve susadım.Saatte şimdi 15.00 oldu.Akşama bir şey kalmadı. Sizin nasıl gidiyor oruç, tutamıyor musunuz yok sa?Canınız sağ olsun,bir gün tutarsınız bakarsınız)))Ama lütfen hastalar ve yaşlılar tutmasın.Ben böyle yazıyorum ama,sanki benim kayınpederime sözüm geçiyor da(((87 Yaşında ilk günden oruca başladı(((
Hayırlısıyla şu ramazanda bir geçer inşallah.Bakmışsın seneye yine burada 2011 senesinin ramazanını anlatıyorum))))Günler,ahh günler….Nasıl da çabuk geçiyorsunuz….Ben hala yakalayabilirim diye koşuyorum peşinizden)))))))))))))
