KOPENHAG… 26 HAZIRAN 2011

Sabah erkenden kalkıp kahvaltıya gittik.Kahvaltımız açık büfe şeklinde.Meyveden tutun yoğurda,yumurtanın her türlüsüne, fume balıklara,domuz etinden pastırma veya hindi etinden salamlara kadar herşey var.Ama beyaz peynir ve zeytin yoktu mesela.))) Açık söylemek gerekirse, Liberty gemisinin menüsü daha genişti.)))
Bu sabah Kopenhag`taydık.Bugün 6 saat süren bir şehir turuna katıldık. Şehre girerken malesef yine görüntüyü kaçırdım. Çünkü kamaradaydık ve yeni bir güne hazırlanıyorduk.
Kahvaltiya gittiğimizde limanı çektim.Bizden başka turist gemileride vardi. Ama MSC Poesia gemisinden küçüktü her biri.Burası tam bir liman şehri. Denizin içine kurulmuş birçok rüzgar gülü var. Şansımıza da hava günlük güneşlik olduğu için muhteşem bir görüntü vardı şehirde. Enerjisinin bir kısmını rüzgardan alıyorlarmış.Denizinden petrol çıkiyormus. 460 ada üzerine kurulmuş. Sehir merkezini dolaşırken, bu adaları, irili ufaklı köprüler birleştiriyordu birbirine, her yerde kanallar görüyorsunuz.Saat 9.00da şehir turuna başladik.Rehberimiz Fehmi Bey anlatı, biz dinledik.

KOPENHAG LİMANINDAN GÖRÜNTÜLER.(İzlemek için aşağıdaki linki tıklayın.)

MAQ01738 ncabaci

Etraf yemyeşil ,günlerden pazardı ve sabahın 9.00 da şehir pek sesizdi. Saat 11.00 gibi bütün bu parklar dolar dedi rehberimiz. Rosenborg Şatosuna gittik. Yemyeşil bir park içinde. Etrafındaki yeşilliği ve çiçekleri görünce mest oluyorsunuz zaten. Burada bol miktarda gül var. Renga renk herbiri.
Vaktimiz kısıtlı olduğu için ve sabahda erken saat olduğu için şato daha açılmamıştı, çevresinde resimler çekdik.

Kopenhag, nüfusu 1milyon 800 civarinda bir başkent. Yaşlısı genci bisiklet kullanıyor.Her taraf bisiklet. Ve yolun sağ tarafina bisikletliler için özel yol yapmışlar.Hatta bizler o yoldan yürümeye kalkınca rehberimiz Türkleri uyardı.
Bir çok mağaza saat 11.00 de açılıyormuş.Kral Cristian`in büstleri birçok yerde var.Evlerin çatıları düz düz. 1967 yilindan sonra 7 kattan yüksek bina yapimina izin vermemişler, onun için fazla yüksek bina yok.Devlet dairesi olarak kullanilan binalarda yeşil renk hakim. Çok büyük kütüpanesi var.
Şehir merkezine ve denize yakin yerlere, denizden gelen saldırılara karşı, denizci askerler icin sarı binalar yapmışlar. Ve her sokağada deniz hayvanlarinin isimlerini vermişler.

Saat 12.00de kraliyet sarayının önündeki nöbet değişimini izlemek için acele ettik. Sarayın önü yine turist doluydu, nöbet değişimi oldu, yüzlerce kişi izledi,nedense bana çok enteresan gelmedi.

Kopenhag’da , o renga renk evlerin,resturanların ,kanallarda uzun gezinti teknelerinin bulunduğu Andersen Caddesine geldik. Kartpostalları anımsatan bir tabloyla karşı karşıyaydık. Çoçukluğumuzda okuduğumuz Kibritçi Kız Masalının yazarı olan Andersen’un yaşadığı ev, bu caddedeydi.
Burası , nasil kalabalık ve nasil bir turist potansiyeli var anlatamam. Nehirde yolcu taşıyan uzun tekneler devamli dolup dolup taşıyor.Kenardaki evler renkli renkli boyanmış maket evlere benziyordu uzaktan. Önleri hep kafe veya restaurant.Ve boş yer bulmak neredeyse imkansiz. Bu kısımda otobüsümüz durdu ve bol bol resim çektik.Nehir kenarinda çok sayida demirlemiş yelkenli veya Viking tekneleri vardı. Sanki kullanilmak icin degilde, görüntü icin koyulmuş gibiydiler.

Andersen Caddesini izlemek isterseniz aşağıdaki linki tıklayın.

kopenhag ncabaci

800 hektar uzerine kurulmus Tivoli Parki ‘nın önünden geçtik. Vakit darlığı yüzünden rehberimiz parkımı, yoksa Buz Barımı tercih edersiniz diye sorunca, çoğunluk Buz Bar dedi.
Kopenhang`ta Kron kullaniyorlar.Cok pahalli bir şehir, bize harcamalarımızda kron veya kredi kartı kullanmamızı önerdiler. Yine de bazı yerler Euro alıyor fakat para üstünü Kron olarak veriyordu. Birde yabancı para kullandığınızda vergide alıyorlardı.
Sehir merkezinde, kahve molası verdik. Kahveler 10 tlydi bizim paramizla.

Meydanda bir çeşme vardı ve bol miktarda turist.Burada yine marka satan mağazalarda çoğunluktaydı.En dikkat çekiçi şey benim için ,5-6 kişinin birden kullanıp,düz giden bisikletleri oldu. Bu bisikletten Hamburg’da da görmüştüm.Bir masa düşünün, etrafında tabureler var oturuyorsunuz, hep beraber pedal çeviriyorsunuz, hem de birşeyler içerek caddede gidiyorsunuz. Sanki hareket eden masa gibi .Resmi incelerseniz kafanızda biraz oluşturabilirsiniz durumu.
Buz Bara gittigimizde, bir para pazarligi oldu. Kron verirsen 18 euroya geliyordu bir kisinin içeri girişi. Biz 18 euro verdik bu sefer 21 euro hesap çıkardılar. Bizde kredi kartı kulandık.Ondan da %4 faiz aliyorlarmis.
Onun için Iskandinav Ülkelerinde, ya kredi karti yada kendi para birimlerini kullanmanizda fayda var.
Buz Bara girmeden önce özel bir kiyafet giydirdiler. Mavi renkte, kapişonlu, özel eldivenleride giyerek girdik bara. Küçük bir mekan ama, içerideki hersey buzdan yapilma. Oturduğunuz kanepeler, masalar dekor süsleri,bardaklar, küllükler, avize,büfeler.Herşey buz. Bize önce içki verdiler.Isteyen alkollu veya alkolsuz icki alabiliyordu. Onun icin ayri bir para ödemedik.Ama buzdan yapilma bardaktan içtigimiz içki de harikaydi. Yine içeride resimler cektik.40 dakika kalabilecegimizi söylediler, ama ancak 15 dakika dayanabildik. Ayaklarimiz dondu. ))))

Buz Bar görüntülerini izlemek isterseniz  aşağıdaki linki tıklayın.

Kopenhag’da Buz Bar ncabaci

Bahçeye ciktigimizda hertaraf sıcak geldi bir süre bize. Kopenhag`ta hava 15- 20 derece arasinda degisti.üstümüzde ince bir kazakla idare ettik. Hele sabahtan cok güzel ve güneşliydi hava.
Pazar gün yollarada gördüğümüz aile gezintilerinde de çoçuklar, babalarinin kullandığı bisikletinin önüne veya arkasına konmuş sepetlerde taşınıyordu.))

Bu arada resturanda çalışan (garson) Türkleri gördük.Kan çekti, gülümsedik.
Sehir turumuz limana yakin deniz kenarinda taşların üzerine oturtulmuş, deniz kızı (little mermaid) heykeliyle son buldu.98 yillik geçmiçi varmış.Heykeltıraş Edvard Ericksen tarafından yapılmış. Rehberimiz yine hikayesini anlatti. Ben filimini de izlemiştim, sanıyorum film mutlu sonla bitmişti. Ama öykü mutlu sonla bitmiyor ve deniz kizi nin gözleri yere bakiyor,mutsuz olarak,çünkü insan olmak istiyormuş, ama olamayıp cezalandırılmış bir cadı tarafından.
Deniz Kızı heykelinin yanında,birçok kişi gibi bizde, resim çektirdik. Hemen yanında da bibloları satılıyordu,ama aşırı pahallıydı almak istemedim.

Deniz kızı heykelinin kısa videosunu izlemek için aşağıdaki linki tıklayınız.

lıttle mermaid*denız kızı Kopenhag ncabaci

Hemen önündeki parktan geçtiğimizde yan tarafında çok güzel bir marina vardı ve içinde birbirinden güzel tekneler.
Gemiye geldiğimizde saat 15.00 olmuştu birşeyler yiyip tekrar karaya çıkalim diye düşündük ama biz yemek yerken yağmur yağdı, bizde vazgeçtik inmekten.
Aksam yemegimiz 18.30 da, bizden sonra ki 2. Grubun yemeği saat 21.00 de başlıyor..Dün akşam yorgunluktan yemek saatimizi kaçırınca 2.gruba kaldik. Masamizda Antalya`dan baska bir Türk aile vardi. Kari koca geziyorlarmis devamli. Dunyanin bir çok yerinede gitmişler. Zengin bir bey belli.Antalya`nin bir beldesine karisinin adina okul yaptiriyormus,cok sevindik ve tebrik ettik.

Ilk yemek saatimizi kacirinca haydi tiyatroya gidelim dedik. Anlatamam size dün geceki gösteriyi. Zaten anlatmamada gerek yok siz en iyisi videolari izleyin.Muthis gösteriler var.(Daha sonra yayınlayacağım.)

Yemek sonrasi şöyle bir dolaştik yine alisveris yapabilecegimiz magazalari. Hala parfum konusunda karar veremedim, test edip edip duruyorum. Bugün tüm gün gemideyiz ,insallah karar veririm artik.
Bu sabah saat 6.30 uyandim.,sessizce size günlüğümü yaziyorum.Arkadaslarim uyuyor. Eger simdi perdeyi açsamya gün isiğiyla hepsi kalkacak biliyorum.Uyumalari benimde işime geliyor,sizlere sakince dünkü gezimizi yazabiliyorum.)))
Bu arada Kopenhag`tan, dün cok fazla yolcu bindi. Akşam salonlar full doluydu.Ve çok fazla Türk`e rastladik. Ilk gun 85 diyorlardi simdi kaç oldu bilmem. Gemide calisan 2 Turk personel var biriyle tanistik. Saat ve bujiteri satiyor.
Daha gemimizi inceleyecek vakit bulamadik. Ama bugün bütün gün denizde olacagimiz icin, inceleme firsatimiz olacaktir. Havuzlarda az sayida kisi yüzüyor. Hava çok sıcak olmadığı için bizimde içimizden yüzmek veya jakuziye girmek gelmiyor. Dun havuz suyu sicakligi 25 derece olarak görünüyordu. Daha çokta çocuklar yüzüyordu.
Sigara içme bölümleride var, 13 katta ve bazi gemi icindeki cafelerin yan tarafinda. Ama sigara dumani hiç yok.
Saat tam 8.00, artık bizimkileri uyandırıp güne başlayalım.)))
Yarin kismetse Olden`de olacagiz. Ve tam gün tura katılacağız, yemek içinde 120 euro. Vallahi gittigimiz gemi turu değil, ama şehir turları çok pahallı geliyor,gönlümüzde buralara gelmişken görelim diyor.
Haydi bakalim artik bana müsade..Yeni bir güne başlama zamanı geldi. Bu gun Pazartesi olmali..Sizlere iyi calismalar diliyorum.Hoscakalııııııııııııın..)))
Not:Noktalama işaretleri için özür dilerim. Seyahatte Amerikan klavyesi kullanmak zorunda kaldım. Şimdi de hepsini düzeltmem mümkün olmadı.