ŞİP ŞİP…..

Merhaba epey oldu yine yazmayalı..Durun bakalım en son Cumartesi günü yazmışım ama bana sanki çok daha uzun gibi geldi. Aslında günlük yazmayınca sizlerden ayrı kalmış gibi hissediyorum kendimi. Birde biliyorsunuz şu sıralar hep gezi yazılarına ağırlık verdim,günlüklerim ertelendi…

Mesela başlıkta gördüğünüz şip şip ne?Bundan bahsedemedim size.

Şip şip ..uçunda pilastik 4cm büyüklüğünde balık bulunan, kuyruk kısmında da kanca bulunan ,bir balık oltası. Ben de dün değil önceki Pazar, ilk kez gördüm. Neler yapmışlar ,balıkları kandırmak için.(Sanki sadece balıklar,insanları da kandırmıyorlar mı?)Şimdi misinenin uçunda bu balık var, bundan iri olan balık, yakalamak için bu plastik minik balığın peşinden koşturuyor , tam yutacak…..Ağzı takılıyor oltaya… İşte bu şekil, o Pazar 21 iri istavrit yakaladık, bir arkadaşımızdan da takviye balık gelince ,3 kişi gayet rahat doyduk.

Dün denize çıktığımızda balıkta tutamadık,yüzemedikte. Nasıl büyük deniz anaları vardı anlatamam, hem de kocamaaan. Herbiri kafamdan büyük. Bir metre karede bazen 3 tane vardı. Küçük olsa atardım kendimi Karadeniz’in sıcak(artık sıcak) sularına ama, malesef çok büyüktü,itiraf ediyorum yakmasından korktum. Karakum’dan, bahçelere heryer deniz anası doluydu. Halbuki önceden eylül ayında çıkardı bu büyük deniz anaları ,bu yıl devamlı rastlıyoruz. Bir arkadaşım dedi bu sabah, Su ürünleri Fakültesinden açıklama yapmışlar, deniz suyu sıcaklığı arttığı için çok varmış . Ben arkadaşımdan duydum. Ne kadar doğru bilmiyorum.

Dün sahiller bomboştu,ya deniz anasının çok oluşundan, ya da ramazan ayından…

En son  günlüğüm de size, Karakum yürüyüş yolundaki yağmur suyunun geçtiği mazgal üstündeki demirlerin, çürümüş olduğunu yazmıştım. Allah korusun birinin ayağı geçse gece karanlıkta,kesin kırılır demiştim. Resmini çektim geçen akşam ve Cuma günüde Sinop Beldiyesi Halkla İlişkiler müdürü İsmet Bey’e yolladım, ardından da bizzat görüşmeye gittim. Belediye Başkan Yardımcısı Rahmi Bey’in odasındaymış, sağ olsun hemen ilgilendiler, bakalım bu akşam gittiğimde yapılmışmı göreceğiz.Söylemekte fayda var.

Geçen akşamda web sitemdeki köşe yazarım, H. Çiçeksever’deydik. Hoş sohbet, Türkiye yi ,Sinop’u kalkındırma projelerini konuşup durduk.)))Mehtap ve denizin hoş görüntüsüyle,  sevdiğiniz arkadaşlarınızla  bir arada olmak çok güzeldi. Teşekkürleeer H. Çiçeksever Hanım’cığım.)))Soyadınız bahçenizi yansıtıyor, çok güzeldi..Birde gündüz gözüyle görmek lazım oraları..))))

Dün birde bana,oğlum ve arkadaşı, bolca midye çıkarmıştı.Bir güzel ayıkladık oğlumla ,birazıyla midye dolması,birazıyla da mideye kızartması yaptım..Oooooo ben neymişim be agbi.)))))

Vallahi çok çok güzeldi,tadı tuzu mis missss.))))İşte bu mevsim zamanı, yap sat.)))))Ama birşey diyeyim mi,dolma yaparsanız vallahi çok zor temizlemesi. Hani dışarıda tanesi 500kr. Satıyorlarya haklılar.)))))

Bu arada Cumartesi günü Rıza Nur Kütüphanesine gittim,dayanamayıp 3 kitap aldım. Hemde öyle kalınki. Biri 674 sayfa. Ejderha Dövmeli Kız. Polisiye. 3 günde 430 sayfa okumuşum,çok heyecanlı bitsin fikrimi yazarım. Diğerleride,Alayçı Kuş ve Gavurun Dölü.

Yani anlayacağınız yoğundu yine günlerim..

Haydi hepinize güzel bir gün diliyorum. Bu arada bazen kaytarıp yazmadığım oluyorya,hemen bazı okuyucularım hayırdır Nilgün Abla nerdesin, neden yazmıyorsun diye soruyorlar…Öylede takipteyim yani.)))))))))

Ahhh ahh unutuyordum yazmayı azkalsın..12 Ağustos Cuma akşamı,Ayışığı Bar’da,İlhami Şen anısına bir gece düzenlenmiş. Sevgili arkadaşım Ayla (İlhami’nin eşi) telefon açtı söyledi.. Tüm sevenlerini Ayışığına bekliyoruz, buradan duyurayım. Senelerce her gece konuk sanatçı olarak sahneye çıkıp, bize Cem Karaca’dan, Tom Jones’tan şarkılar sunan arkadaşımı bir kez daha yad etmek, beni ve sevenlerini çok mutlu edecektir.

Canım arkadaşım,ruhun şad olsun..Özledik seni be…Hem de çok…Çok vakitsizdi gidişin..((((((