10 gündür evedeydim. Baktım Pazar günde hava harika, artık biraz dışarı çıkmanın zamanı geldi diye düşündüm.
İyiki de çıkmışız. Nasıl özlemişim Sinop’u ve o iyod kokan denizini. Çiğerlerime doldurdum, mis gibi temiz havasından.
Güzergahımız arka denize yeni yapılan dalgakıran oldu. Karadeniz’de, hırçınlığı gitmiş, taze bir genç kız gibi uysal ,sevecen, masmavi duruyordu yanımızda.
Upuzun dalgakıranı yavaş yavaş yürüdüm. Bu arada bol bol resim çektim.İlk kez burada yürüdüğüm için ,görüntülerde çok değişik geldi.Denizin üzerine kıyıdaki kaleler ve binalar yansıyor,çektiğiniz resimlerde herşey çift duruyordu. Havanın güzelliğinden istifade eden bir balık adamda, dalarak eminim deniz dibinin güzelliğini keşfediyordu.
Bu arada yunus a benzettiğim bir balıkta ölmüş ve kayaların arasında çürümeye yüz tutmuştu. Acaba azgın bir dalgamı onu bu kayaların arasına hapsetti bilmem.
Havanın durgun uluşu, günlük güneşlik oluşu güzelliğine güzellik katmıştı Sinop’u mum.
Bu arada teknesine binmiş,ağ salan balıkçının, ağına takılan balıklar, kim bilir kaç kişinin karnını doyuracaktı…Hem seyrettim,hem düşündüm…
İşte Karadeniz….. Hırçınlığı ile tanınan,azgın,ürkütücü,bazen korkutan, bazen sevdiklerimizi elimizden alan……. Dün kötü tarafını bize göstermedi.
Uysallığı , sakinliği, dinginliği ve masmavi görünüşüyle bizleri büyüledi bu Pazar…
Hepinize sevgiler.)))))
Resimler çok güzel, gönlüne sağlık. Bu doğa harikasına insanların ne çirkin katkıları olduğunu görmekten üzüntü duyuyorum.
Martıların olduğu birgün burada resim çekmiştim nasıl güzel bir görsen Nilgüncüm..
Resimler harika.. yansımalar çok değişik.. 🙂
Sinop bence de harika..)))