Heeeer yeeerdeee kaar vaaar
Kalbiiim seniin bu geceee………
Sabah bir uyandık heryer bembeyaz. Epeydir görmemiştim böylesini. Sonra ilerleyen saatlerde daha da arttı.Bugün nöbete gitmiştim, 3 kez kayma tehlikesi geçirdim,ama düşmedim.)))
Her yer bembeyaz oldu. Karda şemsiyeye gerek yok diye düşündüm ama,yolda resim çekerken ve yürürken zorlandım.
Bu arada meydana yakın yerde kardan adam yapmışlar,herkes durup yanında resim çektiriyordu, ben de çektirdim. Adamın biri, (sanırım bu kardan adamı yapan) ücretli diye sesleniyordu dükkanından.Gençlerde ücretli diye vaz geçtiler çektirmekten.))
KAR…Madalyonun pembe tarafından bakarsak, hertarafı kaplayan bembeyaz pamukçuk. Etrafta hiçbir pislik görünmüyor.Ne bir çöp var,ne toz ,ne toprak. Kar yağdığında, eskiden olduğu gibi, hemen odun sobası geliyor aklıma. Odunların çıkardığı çıtır çıtır sesler,üzerinde ki çaydanlıkta kaynayan ıhlamurun ve karanfilin kokusu. Hele birde kestane varsa birkaç tanede koyuver sobanın üstüne….Ohhh…
Uzanacaksın divana, alacaksın üstüne bir battaniye, elinde Zülfü Livaneli’nin Serenad’ı (Şu anda okuduğum kitap) karın yağışını böyle geçirmek isterdim. Ihlamuru camın önünde dışarı bakarak içeçeksin.Uçuşarak yağan,ama hiç birzaman birbirine değmeden düşen karları,kartopu oynayan çoçukları izleyeceksin…
Bu anlattıklarım madalyonun pembe yüzüydü…
Diğer yüzünü hiç söylemeyeyim..Siz zaten çok iyi biliyorsunuz..Haberlerde izliyor, etrafta görüyorsunuz. Bir de ben yazıp gecenizi karartmayayım.
Kar beyazı geceler diliyorum. Size kar, hep iyi yüzünü göstersin…
İyi geceler…
Not:Bu gece saat 19.00-23.00 arası Aşıklarda kartopu savaşı olacakmış. Sinop’lular yeni grup kurup davet etmişler,fotoğraf makinanızı da almayı unutmayın diyorlar…Ne dersiniz gidelim mi?