Yaşar Sarıkaya’yı tanıyalım mı?

Bu ayki konuğum,Yaşar Sarıkaya..Hep beraber bu çalışkan ve üretken arkadaşımı tanıyalım mı?

1.N.Cabacı: Sizi tanıyabilirmiyiz?
Y.Sarıkaya:1
956 yılında Gerze’nin TİLKİLİK( bugünkü adı- Çağlayan) köyünde doğdum. Ailem aynı yıl Sinop’a yerleşmiş. İlkokulu İstiklal okulunda, bugün öğretmen evi olan binada da ortaokul 1. sınıfı okudum. Sonra Sinop Kız İlk Öğretmen Okuluna devam ettim okulu bitirdim ve sınıf öğretmeni olarak 1974 yılında göreve başladım. Ön lisans eğitimini tamamladım, 1990 yılında müzik öğretmeni oldum. Sınıf öğretmenliği, müzik öğretmenliği, ana sınıfı öğretmenliği, anaokulu müdürlüğü, Halk Eğitimi Merkezi müdür yardımcılığı ve Müdür vekilliği yaptım. Mesleğimin 20. Yılı olan 1994 yılında emekli oldum. Emekliliğimden sonra, çalışma hayatımdan daha aktif bir sürece başladım ve bu tempo ile yaşamıma devam ediyorum.
2. N.Cabacı: Derneğiniz hakkında bilgi alabilirmiyiz?
Y.Sarıkaya:
Temmuz- 2008’ de 7 gönüllü ile Sinop Bilim Kültür Eğitim Derneği’ni kurdum. Derneğimiz Yibo mezunu öğrencilere 3 yıldır burs veriyor. Dernekte gitar, bağlama, org ve ud kurslarımız devam ediyor. “KUZEY YILDIZI” projemizin tanıtım faaliyetleri her Çarşamba derneğimizde yapılıyor. KUZEY YILDIZI projesi, köylerde yatılı bölge okulundan mezun olan ve merkez liselerimizde eğitim hakkı kazanan kızlarımızın desteklenmesi amacıyla başladı. Biliyorsunuz dağ köylerimiz göç sorunu ile boşalmaktadır. Köyde kalan ailelerin çocukları özellikle kız çocukları eğitim güçlüğü ile karşı karşıyadır. Türkiye’nin en kuzey ucu olan Sinop, Anadolu’nun Kuzey Yıldızı gibidir. Derneğimiz bu proje ile kırsallarımızda eğitim güçlüğü çeken çocuklarımıza, KUZEY YILDIZI olmayı hedeflemektedir. Derneğin tüm çalışmalarının temeli, bilinçli birey bilinçli toplum ilkesine dayanmaktadır.

blankblank

3.N.Cabacı:Maddi desteği nasıl sağlıyorsunuz?

Y.Sarıkaya:Bu konuda hazırladığım yeni bir model işlerlik kazandı ve hayata geçti. Derneği kurduktan sonra, yöremiz için hazırlamış olduğum yeni model eğitime destek kampanyasının tanıtımına başladık. Hedefimiz kırsallardan şehre gelip okuma mücadelesi veren çocuklarımıza yardım etmekti. Eğitime destek vermek isteyenlere, derneğimizde türkü dinletisi eşliğinde tanıtımlar yaptık. Yöremizin yüksek köylerinde yatılı bölge okullarında okuyan çocuklarımıza, merkez liselerine geldiklerinde fırsat eşitliği sağlamak için, her birimizin duyarlı olması gerektiğini anlattık. Duyarlı olanlar arkadaşları, akrabaları, iş çevreleri arasında 10 kişilik gönüllü gruplar oluşturdu. 10 kişi birleşip bir öğrenci okutmaya başladı. Bilinçli, duyarlı ve istekli insanlar, devamlılık gerektiren bu projeye sahip çıktılar. Eğitime destek projemize yardım etmek isteyenlerin gelir düzeyinin yüksek olma zorunluluğu yoktur. Çünkü bu projede sınıfsal fark yoktur, eğitim gruplarında bağış yapan herkes birbirine eşittir. Bilinç öne geçmektedir, bilinçlilik, devamlılık ve sorumluluk esastır. Bu projeye katılım öğrenci burslarının kaynağını oluşturdu. Eğitime destek veren gönüllülerin bağışları, sadece öğrenci burslarına ayrıldı. İdealist bir yaklaşımla geliştirdiğimiz yeni model, masrafı sıfır olan bir dernek modeli oldu. Çünkü dernekte açılan kurslarımız, derneğin ihtiyaçlarını karşıladığı gibi, ayrıca kurslara katılan 10 öğrenci de bir üniversite öğrencisine burs verdi. Kurslara katılan öğrenciler, sosyal sorumluluk projesinde yer aldıklarını bildiklerinden mutlular. Kermeslerimiz ve Şehnaz Sam eğitime destek konserinden elde edilen gelirlerin tamamı da burslara kullanıldı. Yani derneğe giren bir kuruş bağış dahi sadece burslarda kullanılmaktadır.

4.N.Cabacı: Derneğinizin amacı ne,kaç üyeniz var?
Y.Sarıkaya:
Derneğin amacı: bilim kültür ve eğitim alanlarında faaliyetler yaparak toplumun ihtiyaç ve sorunlarını çözmek, kadın sorunlarına yönelik çalışmalar yapmak, kaybolmaya yüz tutan kültürlerimizi yaşatmak; okutulmayan kız çocuklarının okullaştırılmasını artırmak, eğitime devam edemeyen ihtiyaçlı öğrencilere burs vermek ve yardımlarda bulunmak, bilimsel çalışmaların artması için faaliyetler yapmak ve bilimsel araştırmaları desteklemektir.
Projemizde 115 gönüllü fahri üyemiz, 7 asil ve 30 üyemizle faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Burada da tarafsız ve bilinçli oluşum öne çıkıyor.
5.N.Cabacı:Okuttuğunuz kaç öğrenciniz var?

Y.Sarıkaya: 2008- 2009 öğretim yılında yani kuruluşumuzla birlikte 16 öğrenciye burs verdik.
2009- 2010 öğretim yılında 22 öğrenciye verdik.
2010- 2011 öğretim yılında ise 25 öğrenciye burs veriyoruz.
Bizim de bu projede tuzumuz olsun diyenler için YİBO mezunları sırada yardım bekliyorlar.

6.N.Cabacı: Bu derneği kurarken sizi ne etkiledi?
Y.Sarıkaya:
Projemiz Sinopluya yakın, içinde bire bir şahit olduğu bir sosyal sorumluluk projesi. İlkokuldan başlayarak yani 7 yaşında yatılı bölge okullarında okuyan çocukları bir düşünelim. 7 yaşında evinden çıkmış, okumak için mücadele ediyor. Şehirde ise dershaneler, özel öğretmenler, evde güzel koşullar. Bu özene rağmen başarı düzeyi düşük olanlar, bir tarafta da köyde zor koşullarda okuyup SBS’de başarılı olup Anadolu Öğretmen Lisesi ve Anadolu Lisesini kazananlar.
Gerçekten okuma azmi olanlar, yokluklar içinde kendi sınırlarını zorluyorlar, üstte yok başta yok ama sabırla tahammül ederek devam etmeye çalışıyorlar. İşte derneğimiz bu çocuklarımıza destek oluyor. Onlar kuzey yıldızı projemizin YILDIZ’ları.
Derneği kurmaya karar vermeme sebep olan şey: köylerdeki araştırma ve derleme çalışmalarımdı. Bu çalışmalarda yaptığım çekimlerin dublajını ve montajını kendim yaptım ve youtube sitesine (youtube “SİNOPE56” yazın ve arayın) KÖYLERİMİZ adı ile10 video film koydum. Yeni şelaleler, yeni tarihi dokular ve unutulmuş, kaybolmuş birçok kültür kaydettim. Dağ köyleri araştırma alanımdı Muhtar evlerini, muhtar çocuklarını gördüm. Muhtar kızları bile okumuyordu. Kızlarını şehre tek başına okumaya göndermeye korkuyorlardı. Ev tutup okutmak zordu. Bu nedenle eğitim konusu “zurnanın geriki deliğiydi” yani. Bu güzel bir halk deyimidir. Kız çocukları ya büyük şehre gidip çırak ya da tekstilci olacak, ya da evlenecekti. Araştırma ve derleme çalışmalarım devam ederken, resmi makamlarla bulgularımı yazılı sözlü paylaştım. Her aşamadan haberdar ettim.
Yalnızdım. Çekimlerde 2 kamera eskittim, şelale çekiminde düştüm sağ dizimi incittim. Hala dizim ağrır. Tehlikeli alanlarda 2000m yüksekliklere çıktım. Karadeniz dağlarında yaşayan insanların sorunları DİLSİZ’di. Dillendirmek için, anlattım olmadı, resmi makamlara ulaştırdım olmadı ben de bu sorunlara çare aramak çözüm bulabilmek, bir nebze de olsa merhem olabilmek için dernek kurmaya karar verdim.
Kaybolan halk kültürlerimiz de işin bir başka boyutu idi. Köylerimizde karşılaştığım gerçekler beni şaşırtmıştı. 1974 yılında köylerde öğretmenlik yapmış biri olarak koşulları iyi biliyordum. Ama aradan geçen zamana karşın çok şey değişmemişti. Köylerden göçen göçmüş, kalanlar ise eskiden kalan yöntemlerle yaşamını sürdürüyordu. Eskiden köylü tarlasını eker buğdayını biçerdi, şimdi domuz sürülerinden tarla da ekilmiyordu.
Gördüklerim belleğime kazınmıştı. Bir çözümü olmalıydı. Bütün kampanyalar doğuya yapılırken, gözümüzün önündeki Sinop gerçeğine sırtımızı dönmüştük. Sinop dağlarını, kırsallarını kaderine terk etmiştik. Oysa önce yakından başlamalıydık. Bu sancılı aşamalardan sonra BİLKE doğdu. Evet, Bilim Kültür Eğitim Derneği böyle ortaya çıktı. Belki az da olsa bir şeyler yapabilirdik. Derneği oluşturma çabalarımı sürdürürken, karşılaştığım Sinop sorunlarına çözüm bulabilecek projeleri de üretmeye başladım.

blank7.N.Cabacı:Bir araştırma kitabınızda var sizin.Biraz da ondan bahsedermisiniz?
Y.Sarıkaya:
Önce dernek kuruluşu ardından 15 yıllık birikimimin oluşturduğu verileri kitap haline getirdim. Hiç kolay olmadı. Emekli bir öğretmenim, ha deyince milyarlar çıkmıyor tabi.. Kitabı kendi imkânlarımla bastırdım. Kitabımın adı BİR İNCİ MEMLEKETİM. 510 sayfalık kitap 2010 Ocak ayında yayımlandı. Sinop gerçeklerini bu kitapta topladım. Duyarlı insanlara ulaşabilmek ve memleket gerçeklerini duyurmak istedim. Kitabımda araştırmalarım, derlemelerim ve Sinop’ta Kurtuluş Savaşı dönemine ait bilinmeyen gerçekler, Sinop’a yapılan göçler ve yerleşimler, geçmişini merak eden her ailenin ve bireyin aradığı bilgiler belgeler yer alıyor. Akademik bir eser oldu, üniversiteler için kaynak eser. 60 kaynakçadan yararlandım.
8.N.Cabacı:Sizin çalışmalarınız saymakla bitmez.Müzikle uğraştığınızı,folklor çalışmalarınızı da biliyorum, biraz da ondan bahsedelim mi?
Y.Sarıkaya:
Öğretmen okulunu okurken iyi bir müzik eğitimi almıştık. Müzik öğretmenimiz şu anda TRT çok sesli çocuk korosu şefidir. Okulumuz 7 yıldı. Şan, solfej, çok ses, piyano, keman bana o günlerin yadigarıdır. Asıl müzikle olan ilgimi şöyle anlatayım. 10-11 yaşlarında iken, 1m boyunda bir tahta parçasını zımparaladım, sap bölümünü çizdim bıçağın tepesine vura vura çizdiğim kısmı kesip çıkardım. Dikdörtgen tekneli bir sazım olmuştu. Cam çivilerinden burgu yaptım, alta da eşik yaptım abimin balık tuttuğu misinaları çivilere bağladım ve gerdirdim. Ellerim parçalanmıştı. Başladım çalmaya, bildiğim şarkı ve türküleri çalıyordum. Teknesi dikdörtgen cümbüş benzeri bir şey yapmıştım. Perdesizdi. Yaptığım şey ile istediğim sesleri arayıp buluyor, misinalar salınınca tekrar gerdiriyordum. Evdekiler bana güldüler, deli dediler, ensturmanıma da DIMDIMI adını verdiler. Kim ne derse desin ben çok mutluydum.
Sınıf öğretmenliğinden daha sonra müzik öğretmeni oldum ve bir dönem müzik öğretmenliği yaptım.
Halk oyunlarına ilgim de çok eskilerden başladı. 1970 yıllarında izlediğim köy düğünleri ve Sinop halkının zengin birikiminin öğretmenlik yaptığım yıllarda unutulduğunu gördüm. Eski gördüğüm oyun figürlerini aradım, gençler bilmiyordu. Artık çalıştığım her köyde türkü oyun, nakış, el sanatı, giysi ne varsa araştırıp duruyordum. 1977- 78 yıllarında Sinop Kız Yetiştirme Yurdu öğretmeni iken öğrencilerimle halk oyunları ekibi çıkardım. Halk kültürlerimiz çok zengindi. Sinop halk oyunları Türkiye’de tanınmalı diyerek çalışmalara başladım 1985 yılında Sinop TÜTÜN oyununu derledim. 1981 KENDİRİK, 1986 LEYLİM, NAY NİYA, 1997 GÜRCÜ HORONU, 2000 EFE ALAYI, 2004 ÇEREZ oyunlarını derledim. Bunlar ayrıntılı açıklamaları ile kitapta yer alıyor. Üniversite ekibi ile oynandı ve sahne düzenlemesi yapıldı. Ama nedense, halk oyunları çalıştırıcıları işin kolayına kaçıyor, ZEYBEK figürlerinin hakim olduğu bu oyunları oynatmak istemiyorlar. Yani Sinop halk oyunları karşılama ve zeybektir. 1920- 26 yılları arasında yapılan araştırmalarda bu açıkça anlatılıyor. Bu gerçeğin göz ardı edilmesinin sebebi, dağ köylerindeki kültürlerin YOK SAYILMASINDANDIR. Merkez baz alınarak oyunlar Anadolu çiftetellisine dönüştürülmüştür.
Yaptığım derlemeler İTÜ, SELÇUK, SAKARYA, ANKARA, İSTANBUL, CUMHURİYET ve daha birçok üniversite ve yüksek lisans tezine kaynak oldu. Araştırmalarım halk kültürü yarışmalarında ödüller aldı. Önemli olan tarafı Sinop’ta değerli birikim vardı ve bilinmeliydi.

blank9.N.Cabacı: Müzik çalışmalarınız nasıl gidiyor.?Hangi ensturumanların kurslarını veriyorsunuz,kaç öğrenciniz var.?
Y.Sarıkaya:
2000- 2006 Yılları arasında Kültür Müdürlüğünde Halk Müziği şefliği yaptım. Sazları ve koroyu kendim çalıştırdım, sıfırdan bağlama, ney, kabak kemane, kaval, cura, ritim yetiştirdim koroya eşlik ettiler.. Yılda 4 konser yaptığımız oldu. O dönem öğrencilerimden 3 kişi müzik öğretmeni oldu. 2006 yılında annemin kalp ameliyatı olması nedeniyle bu çalışmalarımı bıraktım.
Dernekte yaptığımız müzik çalışmaları arasında gitar, bağlama, kaval, piyano, ud, ses eğitimi kursları var. Öğrenciler ve yetişkinler geliyor, öğrenci kadromuz doldu.

Yasar Sarıkaya türkü söylüyor
Yükleyen ncabaci. – Yüksek çözünürlüklü video keyfini yaÅ�ayın!

Yasar Sarıkaya ve annesi
Yükleyen ncabaci. – DiÄ�er müzik videolarına göz atın.

10.N.Cabacı:Eviniz de birçok tablo gördüm ve bu resimleri de siz yapmışsınız.Biraz da resim çalışmanızdan bahsedermisiniz?
Y.Sarıkaya:
Resim eğitimini öğretmen okulunda aldım. Hocam seni resim bölümüne gönderelim derdi. Son sınıfa kadar haftada 4 saat resim dersi aldık. Desen eğitimi, sulu boya çalışmalarımız çok detaylı idi. O dönemlerden kalan sevgi ile halk eğitimi merkezinde çalışırken çeşitli meslek gruplarından istekliyi bir araya topladım ve resim öğretmenine kurs açtırdım. Kurslara ben de katıldım, birçok öğretmen arkadaş, doktor, memur, öğrenci, desen, pastel ve yağlı boya çalıştık. Yaptığımız tablolarla 2 kez sergi açtık. Zaman bulduğumda evde özgün çalışıyorum. Ama zaman yetmiyor gerçekten.

blankblankblank

11.N.Cabacı:Şu anda ne yapıyorsunuz?
Y.Sarıkaya:
Dernek için bir proje hazırlıyorum. Bu proje işlerlik kazanırsa, toplum için çok önemli olacak. Dernek bursları, kurslar ve araştırmalarım arasında zaman yaratıp bilgisayara oturuyorum, projenin detaylarını hazırlıyorum. Bu proje Sinop için, unutulan değerlerden birisini gün yüzüne çıkaracak.

12.N.Cabacı:Siz Halk Oyunları da çalıştırdınız bir aralar,değil mi?
Y.Sarıkaya:
Sinop halk oyunlarını aslına uygun ve günün koşullarında sahneledim, ama buna süreklilik kazandıramadım. Gümbür gümbür EFE ALAYI oynayan bir ekip düşünün, bu oyunu üniversite ekibine oynattık çok güzel oldu. Arşivledim, unutulmasın diye kitaba yazdım, ama yaşatma işinde sahip çıkılmadığını gördüm. Bütün ekipler, düğünlerde oynayan halk gibi çiftetelli oynuyor. Okul ve yetişkin ekiplerinin oyunların aslını oynamalarını çok isterdim. Bu konuda çok çalıştım, 1997’de Kültür Müdürlüğünde Halk Oyunları Öğretici kursu açtım. Okullara öğreticiler yetiştirdim, ama sürekliliği sağlanamadı. Sinop yöresi halk oyunlarının Türkiye’de sevilerek yaşatılmasını isterdim.

13.N.Cabacı:Yaşar Sarıkaya’nın bir günü nasıl geçiyor?
Y.Sarıkaya:
Günüm tahmin edildiği gibi yoğun geçiyor. Sabah jimnastiği 20 dakika sonra severek hazırladığım bir kahvaltı sofrası. Güne böyle başlıyorum. Bazı sabahlar Karakuma kadar yürüyorum. Sonra bir koşturmaca, saat 3’ten sonra her günüm kurslarla geçiyor. Öğrencilerimizle gösteriye hazırlanıyoruz. Akşam eve girdiğimde yorgun oluyorum. Dinlenirken, bilgisayar da açık oluyor, her öğrenciye kendine uygun roller yazıyorum. Sadece ensturman çalıp işi bırakmıyoruz yani. İnsan iyi insan olmadan, çalgısını en iyi çalsa ne olur? Öğrencilerimle “kişisel gelişim” içerikli çalışmalar da sürdürüyoruz.

YASAR SARIKAYA TRT CEKIMLERI
Yükleyen ncabaci. – DiÄ�er müzik videolarına göz atın.

TRT INT – Yasar Sarıkaya konuk
Yükleyen ncabaci. – Yüksek çözünürlüklü video keyfini yaÅ�ayın!

Hakkımda Nilgun

blank
Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

Kafka Kitap Kafe…

1. Önce sizi tanıyabilir miyiz? 1- Öncelikle merhaba, İsmail Kır, Ordu doğumluyum, 1984 yılının kasım …

11 Yorum

  1. blank

    Keep posting stuff like this i really like it

  2. blank

    MERHABA.ÇOK SEVERİM YAŞAR HANIMI, BÖYLE GÜZEL ÇALIŞMALAR YAPTIĞINI BİLMİYORDUM OKURKEN DUYGULANDIM VE ÇOK MUTLU OLDUM.
    İYİ Kİ VARSIN, KUCAK DOLUSU SEVGİLERİM SANA..

  3. blank

    Yaşar çok bilgi yüklü ve sanat sever biri.Bu birikimlerinide paylaşmayı çok seviyor.İyi ki toplumumuzda onun gibi insanlar var.Size de benden sevgiler..

  4. blank
    Süheyla Hayırcı

    Onu tanıdığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. İyiki var.Nilgün hanıma sevgiler.

  5. blank

    Çok doğru söylüyorsunuz hocam,İyi ki var ve arkadaşımız.)))Sevgiler.

  6. blank

    Yaşar Sarıkaya’yı tebrik ediyorum. Müthiş bir potansiyel ve önec Sinop için daha sonra ise ülkemiz için çok önemli bir değer.
    Üreten insan en mükemmel insandır.
    Üretime geçmek, insan şahsiyetinin son gelişim seviyesidir. Duyarlılık medeniyet işaretidir. Bu anlamda Sarıkaya Sinop için bir şanstır, herkes elinden tutmalıdır.
    Üretmeden, sosyal sorunlara duyarlı olmadan, elini taşın altına koymadan yaşamak ne hayat değildir.
    İnsan olmak demek böyle verimli yaşamak demektir.Kutluyorum kendisini.
    Yaşar hanım gerçekten çok hassas konulara gönül vermiş, şehrine damgasını vuracak seviyeyi çok aşmış birisi olarak daima yaşayacaktır. Allah enerjisini eksik etmesin.
    Ülkemiz değerlerini tanıtmak fırsatı sunan Nilgün hanıma da çok teşekkür ederiz. iyiki hepiniz varsınız.Sevgiler..
    Sinop’a geldiğimde tanışmak istiyorum.

  7. blank

    Tanıştırırım Hatice Hanım.Sevgiler.

  8. blank
    yaşar sarıkaya

    Hepinizin yorumlarına teşekkür ediyorum. Memleketimi seviyorum, insanlarını seviyorum.. Sağlığım el verdiğince elimden geleni yapmak için çabalıyorum, sizler güzel düşüncelerinizle bana destek oluyorsunuz ve pozitif enerji veriyorsunuz, sağ olun var olun…

  9. blank
    GÜLAY AYDIN-KÖSEEREN

    SİNOP VE KADIN TOPLUMU.., AYRILMAZ BİR BÜTÜN OLARAK ALGILANAN BU MUHTEŞEM İKİLİ, ÜRETKEN,AYDIN,ANAÇ,SAVAŞÇI KİMLİKLERİYLE DE YÜREKLERİMİZİN IŞIKLARI OLMAYA DEVAM EDECEKLER ŞÜPHESİZ..ARKADAŞIMIZ,DEĞERLİ MESLEKDAŞIM,HEMŞEHRİM YAŞAR HANIM IN,YAŞAMININ NEREDEYSE TAMAMINI,ÖZVERİLİ ÇALIŞMALARIYLA GEÇİRDİĞİNİ GÖREBİLİYORUZ..BİRİKİMLERİNİ ,DAHA DOĞRUSU HAZİNE SANDIĞINI DA BİZLERLE PAYLAŞABİLMEK ADINA VERDİĞİ ONURLU MÜCADELEYİ YÜREKTEN ALKIŞLIYOR,SAĞLIKLI VE BAŞARILI YAŞAM DİLİYORUM..

  10. blank

    Yasar hocam dokunduğu yeri değerli yapan ellere sahip ..Yaşar hocamdan ders almak nasip oldu …ve onun birden fazla alanlardaki yetenegine hayranim ve yetenekle kalmayip bunun yetenek haricinde emek ve istekle gelisecegi inancinda olan degerli Sinop severdir.Seniu cokkk seviyorum.Seninle gecen dakikalarimi tekrar yasamak arzusu tasidigimi bilmenizi istiyorum saygi deger ve eli öpulesi ogretmenimm

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.