BREZİLYA..

Yeni yıla 2 gün kala ,oğlum ve 3 arkadaşı Brezilya’ya gittiler.4. Arkadaşları da Rio de Janeiro ’dan onlara katıldı.18 gün kaldılar. Ve ben 3 haftadır seyahatini anlat diye, oğlumun  başının etini yiyordum ve en nihayet dün akşam anlattı. Ben de ondan dinlediklerimi şimdi size aktaracağım.

THY  ile 13 saatte  Sao Paulo’ya gittiler. San Paulo turistlik bir yer değil , fakat, ekonominin can damarı, eğer bir kez daha gidecek olsam kesin aktarmalı olarak, Rio de Janeiro ‘ya giderim diyor.

Hiç rezervasyon yaptırmadıklarından dolayı ilk gece otel bulmakta oldukça zorlanmışlar ve bir taksici bayanın yardımlarıyla Nova Otel de kalmışlar.

Öbür gün yeni yıla Rio de Janeiro’da girmek istedikleri ve arkadaşıyla da orada buluşacakları için tekrar yola çıkmışlar. Yol  uçakla 1saat sürüyormuş.  3 kişi için bir firma 2600,diğer firmada 3800 real istemiş. Bakmışlar çok pahallı, araba kiralamaya karar vermişler.

Malum yeni yıl akşamı Rio’ya vardıkları için otel bulmakta çok zorluk çekmişler, Şehir merkezinde arabayla 2,5 saat tur attıktan sonra Obama’nın kaldığı, Marriott Otel de  yer bulabilmişler. Yeni yıl olduğu için her yer çok doluymuş. 4 kişi 2 ayrı odada geceliği 1300 real den oda kiralamışlar. Otelin kahvaltısı çok mükemmelmiş.(O kadar paraya bence kuş sütü bile olmalıydı.)

O gece yeni yılı Brezilya’nın meşhur plajında kutlamışlar. Copacabana. Binlerce kişi beyaz elbiseler giyip sahile akın etmiş.9 tekneden havai fişek gösterileri yapılmış. Ömrümde böyle bir gösteri izlemedim diyor. Devamlı müzik varmış. Ve sahilde herkes samba yapıyormuş. Saat 3.00 de ünlü bir sanatçı konser verecekmiş, ama yorgunluktan izlemeden yatmak durumunda kalmışlar. Şanslarına havada çok yağışlıymış.

Yeni yıl gecesi beyaz giyen Brezilyalılar, diğer günlerde yeşil ve tonları renklerini tercih ediyorlarmış.

Bu arada aynı Türkiye’de ki gibi çok park sorunu varmış. Evler ve oteller, kendi özel garajlarını kullanıyorlarmış.

10 günlüğüne kiraladıkları araba için 3000 real ödemişler.

Bu arada para birimleri real. Ve 1 real=0.98 kr. Yani aşağı yukarı 1tl’ye geliyor.

Rio de jenerio’da, İsa’nın heykelinin bulunduğu Corcovado Hill’e gitmişler. Burası714 Metreyüksekliğinde bir tepeymiş.  Şehri kuşbakışı görmek isteyen 1000 lerce turist varmış.7temmuz 2007 de, dünyanın yeni yedi harikasından biri seçilmiş. Kurtarıcı İsa Heykeli 38metre yüksekliğinde, beş yılda yapılmış. Kollarını açmış şekilde insanları karşılayan bu heykel,şehrin ve Brezilya halkının sıcak kanlılığının sembolü olmuş.Oraya çıkan  trende, yalnızca akşam üzeri için yer bulabilmişler. Onu da tercih etmedikleri için, 2 gün sonra yan taraftan kalkan korsan minibüsle, kişi başı 25 reale tepeye çıkmışlar.(Biletleri önceden internetten alırsanız istediğiniz zaman heykele çıkabiliyormuşsunuz.)15-20 dakika kadar sürmüş yol. 5-6 saat o tepede zaman geçirmişler. Bu tepe aynı zamanda birçok filme de konu olmuş.

Buraya çıkarken yan tarafta varoşların yaşadığı çok tehlikeli bir bölge varmış. Bu  mahallelere ‘’Favela’’ deniyormuş. 2 sene öncesine kadar Polis dahil dışarıdan kimse giriş yapamıyormuş. Çeteler tarafından yönetilen bu mahallerde genellikle silah ve uyuşturucu ticareti yapılıyormuş. Ama 2014 dünya kupası ve 2016 Dünya Olimpiyat Şampiyonası Rio da yapılacağı için Devlet bu mahalleleri temizlemeye karar vermiş ve ülkenin güvenlik güçleri bu mahallelere baskın yaparak çok kişinin yaralanıp, ölümüne sebebiyet vermişler. Orada anlatılanlara göre 1500- 2000 kişinin öldüğü söyleniyormuş..Söylendiğine göre, bu mahallelerin %70 ini temizlemişler, yine de her an bu mahallelere yeni bir baskın söz konusuymuş. Hatta büyük roketatarlar ile geçen sene Polis helikopterine bir saldırı bile olmuş. Oldukça tehlikeli olan bu mahalleler şehrin merkezinden sadece 10 dakika uzaklıktaymış…

Yine gezilecek, teleferikle birbirine bağlı Sugar Loaf denilen 2 yüksek tepesi varmış.  İstersen helikopterle de dolaşabiliyormuşsun,10 dakikası  300 tl. Burada hediyelik eşya çok satılıyor ama fiyatlar çok pahallı, bir magnet 25 real, bir şapka 60 real gibi diyor.  Bu tepelerde maymunlara ve ıguanalara da rastlamak mümkünmüş.

Bu tepeye çıkarsanız muhakkak passion fruit tadın. Limon tadında, armut görünümünde bir meyve imiş. Burada meyve salataları da çok yapılıyormuş. 2.tepe daha yüksekmiş ve şehir merkezi ayağının altındaymış. Bu tepe de dağcılık eğitimi de veriyorlarmış.

Halkı Portekizce konuşuyormuş. İngilizce bilen çok azmış. Türkleri tanımıyorlar ama İstanbul’u biliyorlarmış. Genel de insanları soğukmuş ama tanışınca çok sıcak kanlı oluyorlarmış. Bizler gibi misafir perver değillermiş.

Bütün kızlar samba biliyormuş. Müzik duyar duymaz hepsi hemen samba yapmaya başlıyormuş. Şubat ayında başlayacak festivallerine okullarında hazırlanıyorlarmış. En güzel dans eden okul, 1. olacakmış.

Oğlumu da Brezilyalılara benzetmişler. Vize alıp çalışan 154 tane Türk olduğunu söylemişler.

Şeker pancarı ve büyük baş hayvan çok ucuzmuş. İhracat yapıyorlarmış. Şeker kamışından yaptıkları benzinin litresi 2-3 realmiş. Ama çevrede bir elin parmakları kadar az sayıda  lüks araba varmış. Diğerleri küçük ve ucuz model arabalarmış.

Bir gün et lokantasına gitmişler. Kişi başı 55realmiş. Girişte kendilerine bir kart vermişler. Bu kartın bir tarafı yeşil, diğer tarafı kırmızıymış. Yeşil tarafı masanın üstünde açık kaldığı sürece devamlı çeşitli et geliyormuş, kırmızı çevirdiğinizde artık yiyemeyeceğim demekmiş. Bu arada açık büfeden de istediğin yiyeceği alıp yiyebiliyor muşsun.

Evsizler çok fazlaymış. Malum sıcak bir ülke olduğu içinde yolarda banklarda yatan birçok kişi görüyormuşsun. Asgari ücret 670 realmiş.

Kaşar ve hellim peyniri çok lezzetliymiş. Bu arada Kaypirinya diye yerel bir içkileri varmış. Bizim rakı gibiymiş. Kaşasa diye vodkaya benzeyen bir içkiden yapılıyormuş. İçine lime(yeşil limon),şeker ve buz koyuluyormuş. 3 bardak içen yerinden zor kalkıyormuş.

Rio de Janeiro’da, Panama –İnn otelde kalıp,4 gün için 4 kişi, 3500 real ödemişler.. Çok pahallı geldiği için sonra orada çalışan bir Türk’ün tavsiyesi ile günlüğü 150 reale bir apartman kiralamışlar. 4 kişinin ayrı odası, ayrı banyo ve tuvaleti varmış ve çok temizmiş.. Eğer sizler de giderseniz, kesin apartman kiralamanızı öneriyor.

2 çok geniş plajı varmış. Copacobana ve  Ipenama

Kumları çok ince ve temiz, denizi Karadeniz gibi hırcınmış. Çok dalgalı olduğu içinde kimse açılmıyormuş. Deniz suyu sıcaklığı fazla değilmiş. Hatta serinmiş. Belediye tarafından her akşam plajlarda büyük bir temizlik yapılıyormuş.

Güneş çok kavurucuymuş, ama hiç terletmiyormuş. Bunlar güneş kremi, ilk günler kullanmamışlar, çok sıkıntı çekmişler. Kesinlikle en az 50 faktörlü güneş kremi kullanmalısınız diyor. Plajda herkes futbol oynuyormuş. Ömürleri futbol oynamakla geçiyormuş. Ve gün içerisinde yaşlısı genci sahilde koşuyormuş. Baston kullanan ve ayrıca dışarıda, yollarda sigara içen hiç kimseye rastlamamışlar. Hepsi dinç ve genç görünümlüymüş.

Bu arada İllinois’ten tanıdığı okul arkadaşı da, otellerine gelip Tansu’yla görüşmüş.

Plajda müzik yapan bir grup görmüşler, biraz bahşiş ve içki verince kaldıkları süre içinde hep bunlar için çalmışlar.

Rüya gibi geçirdikleri bir 18 gün sonra, 35 derece sıcaklıktan, İstanbul’un o en karlı zamanında üstlerinde t-shirt, ayaklarında terlikle hava alanına gelmişler. Brezilya –İstanbul 11 saat sürmüş. Atatürk havalimanı ve Sarıyer 5 saat.))

Hoş geldiniz beyler..Sanırım bu tatil size uzun bir süre yeter.))))