GENÇLERLE BAŞBAŞA- SESSİZLİĞİN SESİ..

Ord.Prof.Dr.A.Fuad BAŞGİL’den

 Yıllar önce, kitaplara düşkün biri olarak Ord.Prof.Dr.A.Fuad Başgil hocadan etkilenmiştim. Hatta onun bir yazısında “Okuduğun bir kitapta rastladığın güzel bir parçayı veya orijinal bir fikri, yerini ve sahifesini işaretleyerek not et. Bu suretle biriktirdiğin notları bir dosyaya ve bir fiş kutusuna sırayla yerleştir…Bir yazı yazmak veya bir eser yapmak istediğinde bu notlar senin için zengin bir malzeme hazinesi olur.”Notundan etkilenmiş ve defter tutmaya başlamıştım. Bu notlar şimdi köşemde, yazılarımda bana zengin bir malzeme oluyor, bayağı faydasını görüyorum. Ve aldığım bu notlardan bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum. 

  Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bil ki; her gün ve her saat, çalışmanın en müsait zamanıdır.

            Bir işe başlamadan önce, o işi (dersi, vazifeyi, kitabı) en kısa zamanda, en kolay ve en temiz bir surette nasıl yapmak gerektiğini iyice düşünüp hesapla.

            Bir günde ve bir zamanda yapman lazım gelen bir işi ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine yeter.

            İşinde ve dersinde herhangi bir fikri ve noktayı küçümseyerek ihmal edip geçme. Küçük ihmalden, bazen büyük zarar doğduğunu unutma.

            Fikri çalışmalar için, her gün belirli vakitlerde olmak üzere 2-3 saat uğraşmanız kafidir. Büyük İslam filozofu İbn-i Sina, dünyaca ünlü olan Kitab-uş şifa’sını, meşhur İngiliz filozofu Spencer muazzam eserlerini, Fransız yazar Emile Zola ise her sene 1500-2000 sayfayı bulan yayınlarını günde 2-3 saatlik muntazam bir çalışmayla ortaya koymuşlardır.

            Çok düşün. Ve bil ki; çalışmak mutlaka hareket etmek, okumak ve yazmak demek değildir. Düşünen insan, maden kuyularında kazma sallayan işçiden daha çok çalışmaktadır.

            Verimli çalışmayı, sakın iş üzerinde geçirdiğin zamanla ölçüp te, “bugün şu kadar saat çalıştım, yetişir” deme. Çalışmanın neticesine ve öğrendiğine bak.

            Bir işyerinde yorulursan, dinlenmek için işini değiştir veya çalışma hızını yavaşlat. Fakat dinlenme bahanesiyle asla boş oturma. Boş oturanın içi, işlemeyen demir gibi pas tutar.

            Başladığın bir işi (bir dersi, bir kitabı, bir vazifeyi) yapıp bitirmeden, başka bir işe (derse, kitaba, vazifeye) başlama, Yarıda kalmış iş, başlanmamış demektir.

            Bir işe başlamadan veya bir derse oturmadan önce düşün ve çalışman için lazım olan şeyleri elinin altında bulundur. İkide bir kağıt-kalem aramaya kalkıp ta dikkatin dağılmasın.

            Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir.

            Çalışmaya oturduğun zaman, ateş hattında düşman gözetleyen asker gibi uyanık ol ve dikkat kesil. Bütün ruhi ve bedeni kuvvetinle kendini işe ver.

            Bir zamanda yalnız bir tek iş yap. Yalnız bir ders, kitap, hatta bir fasıl üzerine çalış.Ta ki dikkatin ve kuvvetin yayılıp zayıflamasın.Aynı anda birden fazla iş yapayım diyen, hiçbirisini tam ve temiz yapamaz.

            İşinde rastladığın bir güçlüğü evvela parçala, her parçayı birer birer ve sıra ile yenmeye çalış. Bunun için de, mesela bir dersi, bir kitabı en basit elemanlarına, kısım, fasıl ve bahislere ayır. Sıra ile her bahsi iyice ve noksansızca anlayıp öğrenmeden öbür bahse geçme.

            Sebat et genç dostum, sebat et! Damlaya damlaya göl olur. Ve aynı zamanda aynı noktaya düşen damlacıklar zamanla mermeri bile deler.

            Gece yatağına uzandığın zaman, o gün ne yaptığını ve yarın ne yapacağını kendine sormadan uyuma!

             

Ord.Prof.Dr.Ali Fuad Başgil kimdir:

1893 yılında Samsun-Çarşamba da doğmuştur. Hukuk alanında 1921 yılında doktora yapmış,1930 yılında Doçent,1931 yılında Profesör ve 1939 yılında Ordinaryüs Profesör olmuştur.1961 yılında Samsun milletvekili seçilmiş, 17.04.1967 tarihinde İstanbul’da vefat etmiştir. “Gençlerle Başbaşa” eserini 1959 yılında yazmıştır.

Gül Ustabaş GENÇ

Hakkımda Nilgun

Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

KİTAPLAR VE KÜTÜPHANE….Sessizliğin Sesi

 Sevgili arkadaşlarım; İnanın düzenli yazmak istiyorum ama, bir türlü bilgisayar başına oturamıyorum.. Telefon her işimizi …

4 Yorum

  1. blank
    A.Şükran Demiralp

    Bekleme ve erteleme çalışma alışkanlığımızın oluşmamasının en önemli nedenlerinden olsa gerek: “Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bil ki; her gün ve her saat, çalışmanın en müsait zamanıdır.” ve daha niceleri var yukarıdaki yazıda Ord.Prof.Dr.A.Fuad BAŞGİL’den…

    Sevgili Gül, paylaştığın için çok teşekkür:))

  2. blank

    Bende çok teşekkür ederim hocam..

  3. blank
    Hatice Çiçeksever

    Mükemmel bir tavsiye öğretmeninizden. Gülcüm ben de öğrencilerime aynı tavsiyede bulunmuş ve ortaokul birinci sınıftan beri not tutmuş ve hala onlardan yararlanan biriyim. Beyni beslemenin en doğru yolu bu . Ve Türkiyede ilk defa bu anlamda “Beyin Dosyası uygulamsı” başlatan kişiyim. Örgütlü veya biryere bağlantılı olmayınca yapılan çalışmalar büyüyemiyor, duyurmakta zorlanıyoruz tabi. Eline sağlık.

  4. blank

    Hatice abla, sizinde öyle olduğunuzu, bana hediye ettiğiniz kitaptan anlamıştım zaten.. “Beyin dosyası uygulaması” projeniz ilgimi çekti, birara bu konuda çalışma yapsak kamuoyu oluştursak çok güzel olurdu. Bir an önce yaz gelsin.. Öpüyorum şimdiden.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.