YAŞIYORUM YAŞIYORUM….

Ne oldu bana bilmiyorum şu sıralar yazmaya ne vaktim var, ne de isteğim..
Vaktim yok. Çünkü bu hafta 3 gün resim kursuna gittim. Sabah 9.00 da çıktım akşam 18.00 de geldim eve. Ee tabi bütün gün dışarıda olunca da, akşam eve geldiğimde bir sürü yapmam gereken şeyler beni bekler oldu.
Aslında gönlüm istese yine kesin yazacak bir şeyler bulurdum. İşin açıkçası içimden gelmedi yazmak.
Bugün Pazar, bir Pazar yazısı yazayım dedim..Yok yine parmaklarım gitmiyor..
Bazı etkenler var. Türkiye’nin durumu gibi, kafam karmakarışık şimdi..
Havadan sudan mı bahsetsem.. Ne yapsam…
Bazen ilham gelir tuşlarda uçuşur parmaklar…Bazen de şimdi olduğu gibi hangi harfe dokunsam da ne yazsam diye düşünürsünüz…İşte benim içinde böyle şu an..
Whitney Houston’a da üzüldüm. Para her şey değil, şan şöhret…Görüyorsunuz sonunda herkes gidiyor. Ölüm sebebi daha belli değil ama çoğunluk alkolden diyor. O unutulmaz şarkısıyla herkesin gönlünde taht kurmuştu, lakin O da aramızdan ayrıldı. Bazıları da kendi sonunu hazırlıyor. Şan şöhret para insanları bunalıma sokuyor demek ki. Kötü alışkanlıklar ediniyorlar, beklide her şeyi elde etmenin sonucunda başka şeylerde mutluluğu arıyorlar… Allah rahmet eylesin..
I Will Alwasy Love You -Whitney Houston…

Whitney Houston – I Will Always Love You ile GuneyLee

Hadi birazda size havadan sudan bahsedeyim.))

Bugün günlük güneşlikti Sinop. Balıkçı parkı tıklım, tıklım doluydu zor yer bulduk. Ama soğuk yine yerindeydi. Yalı Kahvesi’nin önünde tek bir kuğu dolaşıyordu. Neredeydi arkadaşları bilmem. O bu defa martı ve karabataklarla arkadaşlık ediyor, birkaç kişinin kendisine attığı simitleri yiyordu.
Dalgakıran içinin suyu yine normal seviyeye gelmiş, geçen hafta sular çekilmişti, görmüşsünüzdür sanırım yerel basında çıkan fotoğrafları.
Resim kursuna gittim demiştim ya, öğretmenle resim yapmanın da keyfi başka oluyor. Resmim birkaç fırça darbesiyle öyle canlandı ki. Kadının (Betty kattım ismine) elbisesi sanki 3 boyutlu gibi oldu.))) Kollar ayaklar tekrar boyandı. 2,5 günde biter diye düşünüyordum ama nerdeee….
Yarım günde sadece, yanak ve alnını boyadım. Bir kez daha gözler, burun, dudaklar çalışılacak, sonra saçlara geçeceğiz dedi hocamız. Resim yapmak öyle kolay bir iş değilmiş gerçekten. Ve görüyorsunuz devamlıda çalışıyorum. Tek bir tablo üzerinde değil, şu anda elimde yarım resimlerimde var. İnşallah sırayla bitecek işte. Evde yapmasam, ders yılı boyunca 2 veya 3 tablodan fazla yapamazdım herhalde. Çok çalışmak lazım çoook..

Durun size basit bir tarif de vereyim. Pazar sabahı kahvaltıda da yapabilirsiniz, çayın yanında misafirinize de.
Teflon tavanızı hafif yağlıyorsunuz. Arzuya göre sucuk dilimlerini sıralayın tavanıza, üstüne de ayrı bir kapta yumurtanın içine peynir rendeleyin, maydanoz doğrayın, isterseniz kekikte koyabilirsiniz yakışacağını umuyorum ve bu karışımı karıştırıp sucukların üstüne boca edin. Üstüne de evdeki bayatlamış ekmeklerinizi dizin, kapak kapatıp pişirin. Sonra düz bir tabağa ters çevirin börek gibi oluyor, pizzaya da benziyor afiyetle yiyiniz. Nasıl basit bir tarif değil mi?
Sevgili okurlarım, bu akşam kafam karışık biraz, düzeltmem lazım.. Nasıl mı?…. Bilmem..
Hele şu hamsi ızgarayı yiyeyim, belki düzelirim.)))
Şimdilik hoşçakalın, iyi pazarlar..