İnci Yeşilyurt- Evlilik,İletişim ve İmaj Uzmanı.

1964 Tarsus doğumlu.İlk ve orta öğrenimini İstanbul Kültür Kolleji ve İstanbul Çavuşoğlu Lisesinde tamamladı. Siyasal Bilgiler Fakültesinin ardından İnsead’da Psikoloji ve İletişim eğitimlerini tamamladı.Bir yıl dünyaca ünlü imaj maker Partha Gosh’dan imaj uzmanlığı eğitimi aldı. Ünlü tasarımcı Alexandre’nı  yanında asistanlık eğitimini o yıllarda kazandı.

Türkiye’de ki çalışmalarına  Altınyıldız  grubunda başladı.Ardından TGRT TV’de haber sipikerliği, Anadolu Ajansında baş  spikerlik görevlerinde bulundu.

1994 yılından itibaren İstanbul Motosikletli Polis Timleri (Yunuslar)ın halkla ilişkiler, diksiyon ,imaj eğitimlerini  bizzat üstlendi.Bu görevi ücretsiz olarak 1 yıl sürdürdü. Kamuoyundan  gelen  olumlu  tepkiler ve Dünya’da bu alanda eşsiz  bir polis grubunun  oluşturulmasından dolayı çeşitli kamu ve özel kurumlardan  ödüller aldı.

Seçim dönemlerinde çeşitli politikacılar ve milletvekilleri adaylarına verdiği,bire-bir eğitimlerdeki başarısı,  tartışmasız kabul edildi.

Ben de, ‘Aşkım Ayağını Denk Al’ kitabını okuyup, sizlere de tavsiye edince, kendisinden gelen teşekkür yazısından  sonra  tanışmış oldum. Sanal ortamda  röportaj yapabilirmiyiz  tekilifime, olumlu cevap verince, web sayfamda, sizlerle buluşturdum.

Kendisine huzurlarınızda birkez daha teşekkür ediyorum.

1.Toplumumuzda insan ilşkilerini nasıl gözlemliyorsunuz?

Günümüzün insan ilişkileri, önce BEN duygusu ve çevreye saygısızlığı yoğun, aileleri tarafından arkadaş olmalıyız adı altında temel terbiye kuralları gözden kaçırılarak büyütülen çocuklar, dost arayışında ama dost olmayı  beceremeyen özgür görünümlü bilgisayar köleliği düzenidir.

2.Size başvuranların öncelikli sorunları ne oluyor?

Bize başvuranların temel problemi İLETİŞİM PROBLEMİ dir. Bekar veya evli olması fark etmeden gelen danışanların hemen tamamı hayatlarındaki problemin kaynağını ve çözümünü talep etmektedir.

3.Evliliklerde ki en büyük sorun nedir?

Evliliklerde en büyük sorun çiftlerin evlenmeyi bilmemesidir. Evliliği gezelim, eğlenelim, yorgan altında film izleyelim sananların yanı sıra, ‘biz birbirimizi seviyoruz. Her zorluğun üstesinden gelebiliriz’ duygu ve düşüncesi sanmaktalar. Oysa evlilik bu değildir, Evlilik, aynı hayat yolunda sırt sırta verip birlikte sonuna kadar yürüme başarısıdır. Yani daha evlenmeden önce kadının mı yoksa erkeğin mi yoluna girileceğine karar verileceği gibi, sırt sırta vererek eşimize yönelecek her türlü ve kişilerden maddi manevi saldırıları karşılayacaksınız. Saygı, ilgi, anlayış, fedakarlık sonucunda oluşan sevgi ile yürüyeceksiniz. Evlenince doğal imajların ortaya çıkması ile sorunlar başlamaktadır.  Türkiye’yi bu yüzden EVLİLİK VİZESİ kavramı ile tanıştırdım. Bu projeyi yani, evlilik öncesi eğitimi Türkiye’ye kazandıran ilk kişiyim. Bu konuda daha sonra bir çok kurum benzerini uygulamaya çalışsada maalesef bizim Gaziosmanpaşa Belediyesinde uyguladığımız içerik ve program kadar başarılı olamıyor. Yine de gayretlerini beğeniyorum.

blank4.Aile içi geçimsizliklerde ilk sırayı ne alıyor.?

Bize başvuran danışanlarda ilk sırayı aldatma, daha sonra sırası ile gelin-kaynana problemi, inernet ortamında benim sanal kuma olarak tanımladığım chat ve bilgisayar oyunları, ekonomik problemler, ilgisizlik problemleri başı çekiyor. Ama hepsinin kaynağında iletişim problemi yatmaktadır.

5.Şimdiye kadar kaç evliliği yıkılmaktan kurtardınız,hiç hesapladınız mı?

Mahkeme aşamasında veya boşanmayı düşünen çiftlerden kurtardığım evlilik sayısı  her yıl ortalama % 82. Geri kalanı ya beni hatamdan ya da sunulan bilgilerin yanlışlığından dolayı çözümlenemedi. Ama aldığım duyumlara göre evliliği kurtarma konusunda radikal, tarafsız ve sıra dışı yöntemlerimle toplumun en çok başvurmak istediği danışman olarak tanımlanmışım.

Ayrıca, bireysel çalışmalarımın yanı sıra Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin Evlilik Vizesi projeme verdiği destek nedeniyle bu yıl sadece o ilçede bile %1 başarılı olsak, sonuçta 1000 aile iletişim sorunlarını çözmüş olur.

6.Bir röportajınızda, Türk örf ve adetlerine uygun şekilde çalışan tek uzman olduğunuzu söylemişsiniz. Bununla ne demek istediniz?

Evlilikte de gelenekçi bir uzmanım. Biz ne Japonuz ne de Amerikalı. Bizim aşkımız bile bize özelken, medeniyet adı altında örf ve adetlerden hiçbir çiftin uzaklaştırılmasını istemiyorum.  Öte yandan, bir toplu iğne başı ümit gördüğümde o evliliği kurtarmak için kendimi adayacak şekilde sarılıyorum. Boşanma en son iş. Nasıl olsa mahkemeler bir yere kaçmıyor.

blank7.Size sadece bayanlar mı başvuruyor?

Televizyon programımı takip ettiğinizde sizde göreceksiniz ki, bayanlar kadar erkeklerde danışmak istiyor. Çünkü ne kadar tarafsız olduğum ve doğru bildiğimi söylemekten çekinmediğim anlaşıldı. İlk yıllar bayanlar yoğunluktaydı. Zaman içinde bu değişti. Oranlar hemen hemen aynı.

8.Doğru eşi seçip, seçmediği konusunda evlilik öncesi kararsız olan biri de, size başvurabiliyor mu?

En keyif aldığım grup onlar zaten. Çünkü başvurduğunda benim için çöpsüz üzümdür. Davranışlarındaki olumlu ve olumsuz yanlarını ortaya çıkardıktan sonrası kolay.  Olumsuz yanları olumluya çeviriyorsunuz. Evlilikten ne beklediğini,karşı tarafın sunabildikleri karşılaştırıyorsunuz. Sonuçta ya tam başlıyorlar ya da evlenince pişman olmamak adına kararlarını kendileri alıyorlar. Ben görüş ve önerilerimi söylerim. Son karar kişinin. Çünkü hayat onun.

9.Çalışmalarınız neden sadece kadınlara yönelik?

Kitaplarımda özellikle kadın danışanların problemlerine yer verdim. Yoksa sadece kadınlara yönelik değil. Tam anlamı ile ailelere yönelik. Ancak boşanma sonrası ülkemizde kadınların yeni bir hayata başlaması erkek kadar kolay değil. Bu yüzden öncelikle kadınları bilgilendirmeliyiz. İşi bilen her kadın aslında ailesindeki yönetimi adeta kansız darbe yaparak ele geçirebilir. Yeter ki dilimizi ve davranışlarımızı doğru kullanalım.

10.Ülkemizde boşanmaların temelinde yatan problem nedir sizce?

Mahkemelere başvurular şiddetli geçimsizlik olarak gözükse de temel problem konuşarak anlaşamamaktır.

blank11.Erkek neden karısını aldatır?Bu durumda nasıl yol gösteriyorsunuz kadına?

Ruhsal problemi olanlar hariç konuşuyorum. Hiçbir erkek ‘aman şu kadınla evleneyimde aldatayım diye evlenmez’ bu eylem zaman içinde olur. Çünkü her erkeğin hayalinde bir kadın tipi vardır. Bunun saç rengi veya iyi yemek yapmakla ilgisi yoktur. Davranışlarla ilgisi vardır. Evlenmeden önce bunu tespit edebilen kadın asla aldatılmaz. Zaten her erkek aldatır diyen ahmaktır. Bu suçlama külliyen erkeklere de hakarettir. Aldatmanın kaynağını bulduktan sonra o ailenin iletişim tarzına uygun çözümlerle sonuç alınıyor

12.Kocamı aldatıyorum diye gelen kadın da oldu mu?

Oranı daha düşük olmakla birlikte evet.  Aldatan kadına uyguladığım yöntem erkekten farklı oluyor tabii. Çünkü kadın duygusal bir varlıktır. Duygularını yönetmeyi öğretmemiz gerekli.

13.Gerçekten istersek, kitabınızda ki gibi, kocalarımızı kölemiz yapabilir miyiz?

Kitaptaki köle kelimesini ‘AŞK KÖLESİ’ anlamında kullandım. Üstelik o söz bana ait değil, 17 yıl iletişim problemi yaşamış bir danışanımın problemleri çözüldükten sonra bir sohbet sırasında eşine söylediği cümledir. Biz kapağa taşıdık. Kadın isterse, vay o adamın haline.

14.Bir roportajınızda Türk erkeği cinselliğe aç demişsiniz.Bu açlık neden oluşuyor sizce?

Bunun birkaç nedeni var. Erkeklerin ‘TÜRK ERKEĞİ GÜCÜ’ yanlış  imajına kendilerini kaptırmalarının dışında, evlenince el değmemiş kız alıp ona iyi öğretmen olamamaları sonucu yatak odasından uzaklaşan karısı ile oluşan açlık. Ayrıca,  Kadınların önce iyi ev hanımı ve iyi anne olma gayretleri sonucu oluşan yorgunluktan dolayı kocanın karnını tam olarak doyuramaması. Bunun önceliğinin farkına varamamaları.

15.İmaj ne demektir?

İmaj, bir kişi veya kurumun diğer kişi veya kurumların zihinlerinde  bırakmış olduğu  anlayış ve izlenimlerdir.

16.Kişisel imaj için gelenlerle, çalışmaya önce nerden başliyorsunuz?

Kişisel imaj, giyiminiz, davranışlarınız, konuşma beceriniz, görgü ve nezaket kurallarını uygulayışınız ile bütün olarak değer bulan toplum tarafından algılanma biçiminizdir.

Kişisel imaj; kim olduğunuzu, ne yaptığınızı, işinizde ne kadar başarılı olduğunuzu anlatmaya yarar.  Önce kişiyi tanıma amaçlı uygulanan testimiz ardından kişinin öz imajı, algılanan imajı ve istenilen imaj yolunda bire-bir çalışmalar yapılır.

Kişisel imaj kelimesi tıpkı imaj kavramının kendisi gibi, farklı insanlar için farklı anlamlar ifade etmektedir. Kimileri konuya olumlu yaklaşmakta, kimileri de kişisel imajın yapay özelliklerinin benimsenip, sahte birtakım davranış kalıpları içine girerek oluşturulduğunu düşünmektedir. Oysa kişisel imaj, kişinin temel özelliklerini değiştirme amaçlı değil, zaten varolan imajın daha etkili ve başarıya yönelik kullanımı için kapıları açmaya yarayan bir yedek anahtardır. Asıl anahtar kişinin sahip olduğu kişisel özelliklerdir. Kişilik özelliklerinizde olumlu olan yönlerinizin ön plana çıkartılmasıdır.

Bir yönetici, doktor, işinin uzmanı, esnaf olabilirsiniz. Diplomalarınız, yabancı dil bilginiz şahane olabilir. Ama iş ve özel hayatınızda giyiminizden, konuşmanıza, davranışlarınıza kadar kişilik özelliklerinizi temsil etmez, görgü kurallarını uygulamazsanız tüm çabalarınız boşa gidecektir

17.Kurumsal imaj ne oluyor?

Kaç banka yöneticisinin diplomasını sorguladınız? Ama sizi ayağa kalkıp karşılamasına, güler yüzlü, içten, konuşmasına dikkat etmediniz mi? Size değer verildiğini hissettiren banka yöneticisine mi, yoksa, birkaç üniversite bitirmiş ancak yüzü size hiç gülmeyen, ilgisi sahte olduğuna emin olduğunuz yöneticiye mi paranızı emanet etmek istersiniz?

Özel hastanecilik neden yaygınlaştı? Doktorlara daha çabuk ulaşmanın dışında, daha çok ilgi, daha çok güler yüz, etkili değil mi? Özel hastanede çalışan hekimin yaklaşımı, sizi karşılaması, dinlemesi, ilgisi, uğurlamasına kadar geçen süreç farklı değil mi? Aslında sağlıkta, imajı satın alıyorsunuz.

Bu örnekleri hemen her meslek ve sektör için çoğaltmak mümkün. Mağazacılık, Marketler, Bankacılık, Taksiciler, İnşaatçılar, Otomobil bayileri, Beyaz eşya bayileri, Öğretmenler, Özel Üniversiteler, Güvenlik Sektörü….. algılanan imajı istenilen imaj ile uyumlu olduğu taktirde, satın alma hızı artar.

Günümüzde imajını belirlemeyene kazanç kapıları açık değildir. Kariyer olanakları tıkalıdır. Doğru olanda bu. Çünkü, kişi ilk önce kendine yatırım yapmayı becerebilmelidir. Kendini etkili sunamayan, kurumu veya işini de sağlıklı temsil edemez. Kurumsal İmaj çalışmalarında çalışanlara bu konuda bilgiler aktarılır.

18.Kitap yazmaya ne zaman başladınız?

2007 yılında bir televizyon programında yanlış bilgiler verildiğini fark ettiğimde hemen telefonla kanala bağlanmaya çalıştım. Bağlamadılar. Bunun üzerine kızıp ilk kitabım ‘VitrinSİZsiniz’ i yazdım. Beklenenin üstünde ses getirdi. İsmi bile bir çok kişiye ilham verdi. Sürekli televizyon programlarından davetler almaya başladım.

19.Kaç kitabınız var?

VitrinSİZsiniz, Kocacığım İstersem Kölem Olursun, Aşkım Ayağını Denk Al, Benim Kocam Çok Zor isimli 4 kitabım bulunmakta.

blankblankblankblank

21.Size ulaşmak isteyenler için, bir adres verebilirmisiniz?

www.inciyesilyurt.com adresinden ulaşabilirler.

22.Sorunları olanların, sizden fayda sağlayabilmeleri için İstanbul’da mı olmaları gerekiyor,telefonla da yardım edebiliyormusunuz?

Sağlıklı sonuç alınabilmesi için en az bir kere yüz yüze görüşmek şart.

23.Sırada ne gibi çalışmalarınız var?

Aileler konusunda yeni projelerim var. Kesinleştiğinde sizi de haberdar edeceğim. Bakarsınız sizleri de dahil ederiz.

Web siteme konuk olduğunuz için çok teşekkür ediyorum.

 

Hakkımda Nilgun

blank
Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

Kafka Kitap Kafe…

1. Önce sizi tanıyabilir miyiz? 1- Öncelikle merhaba, İsmail Kır, Ordu doğumluyum, 1984 yılının kasım …

5 Yorum

  1. blank

    Geleneklere bağlı düşüncelerini modernizmle birleştirmesi takdir edilecek bir konu.Aferin, tanımak isterim. İstanbulda nerede kalıyor?

  2. blank

    http://www.inciyesilyurt.com
    Bu adresten iletişime gecebilirsiniz.Sevgiler Sinop’tan.

  3. blank

    Güzel bir röportajdı, çok yerinde tesbitler yapmış.
    teşekkür ederiz.

  4. blank
    MUAZZEZ ATASOY

    İNCİ YEŞİLYURT’A AİT KOCACIĞIM İSTERSEM KÖLEM OLURSUN VE AŞKIM AYAĞININ DENK AL ADLI KİTAPLARINI BÜYÜK BİR ZEVKLE OKUDUM. BANA GÖRE; HERKESİN KENDİNDEN BİRŞEYLER BULABİLECEĞİ VE ASLINDA HAYATTA KENDİNİN DE YAPMIŞ OLDUĞU DOĞRULARI VE YANLIŞLARI TESPİT EDEBİLECEĞİ BİR NEVİ EVLİLİK HAYATINA KLAVUZLUK EDEBİLECEK TÜRDEN KİTAPLARDI. YAPTIĞIMIZ HERŞEYİN DOĞRU OLDUĞUNU DÜŞÜNMEK, DÜŞEBİLECEĞİMİZ EN BÜYÜK YANLIŞTIR. HATALARIMIZIN VE YANLIŞLARIMIZIN OLABİLMESİ ÇOK DOĞAL NETİCEDE HEPİMİZ İNSANIZ. ÖNEMLİ OLAN YANLIŞLARIMIZI TESPİT ETMEK VE ONU DÜZELTME YOLUNA GİTMEKTİR. kAYBETMENİN GÜNÜMÜZDE NE KADAR KOLAY OLDUĞUNU GÖRDÜKTEN SONRA KİMSENİN KAZANMANIN ZORLUĞUYLA UĞRAŞACAK VAKTİ OLMADIĞINI DÜŞÜNMESİ ÇOK BÜYÜK YANLIŞ… BİR İNSAN KAZANMAK BİR İNSAN KAYBETMEKTEN DAHA ZORDUR. HERKESE HAYIRLI KAZANÇLAR DİLİYORUM. BU ANLAMDA İNCİ HANIM’A DA YOL GÖSTERMEDEKİ BAŞARISINDAN ÖTÜRÜ ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM….

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.