2. gün Çıralı-Antalya….

Portakal ağaçlarının çokluğu güneşi biraz etkilese de, havanın güzel olduğu anlaşılıyordu camdan baktığımızda. Yine erkenden uyanmıştık. Bu güzelliği kaçırmak istemiyorduk. Hemen kızımla fırladık dışarı bir sahili kolaçan edelim dedik. Aman Allah’ım pırıl pırıl bir deniz, tertemiz bir kumsal, masaların örtülerini serip, güne hazırlayan resturant görevlileriyle, Çıralı gelen turistlere günaydın demeye  hazırlanıyordu. Bu arada sahilde denize girmeye başlamışlardı bile.

Hemen dönüşte arkadaşlarımın kapısını çalıp uyandırdım onları. 9.00da kahvaltı haydi uyanııııııın diye bağırdım.))))

9.00 da kahvaltıya oturmuş, hem sohbet ediyor hem de günün programını yapıyorduk.

Bugün ilk tekne turundan başlayalım dedik. Hemen kızım ve oğlum tekne fiyatı araştırmaya gittiler. Bir tekne 300tl, diğeri 600 tl istemiş 3 saatlik bir tur için. Sonra ilk konuştukları tekne, 250 tl ye düşürmüş fiyatı.

Ve bizi saat 11.00 de kaldığımız yerin önünden aldılar. Burada deniz birden derinleşiyor.  Bizi almaya gelen Evrencell isimli tekne, 15 metre uzunluğundaydı, kıyıya zodyakla gelip bizi aldı.Hemen sizlere Evrencell Yat Turizm’in adresinide vereyim.

Evren Çabuk

Gsm:0537 464 81 73

Çıralı-Kemer

Bizbize olmanın avantajıyla koyları gezmeye başladık. Önce Ceneviz koyuna gittik.Buraya varmadan, bir mağara var, önce şu kayanın içine giriyor diğer aralıktanda çıkıyorsunuz dedi kaptan. Oğlum, ben bakacağım değince ,hemen ben de atladım Aşıklar Mağarası’nı görmek için, sonra da diğer arkadaşlarım atladı denize. Mağaraya girip ,diğer taraftan çıktık. Teknemizin 2. Durağı  Ceneviz Koyu oldu.  Bizimkinden başka yatlarda vardı koyda. Bir turist grup, kil banyosu yapıyordu, bizde yüzümüze sürdük, Buranın kumu çok ince okyanus kumu gibi, deniz mavi yeşildi. Bu arada denize dik inen dağların dibine adam tesis kurmuş,şaşırdık???

Bu koyda bol bol yüzdük.Ardından Akvaryum Koyuna gittik. Buranın özelliğide, gerçekten denizinde akvaryumlarda ki gibi çok balık olmasıydı. Kaptan denize bir parça ekmek attı, balıklar üşüştü hemen etrafına. Bende atladım denize, biraz balıklarla yüzdüm. Oğlumda koyun içinde uzunluğuyla dikkati çeken koca kayanın üstüne çıkıp denize atladı. Bu koydan sonra istikamet Sazak Koyu oldu. Bu koyda da denize girenler vardı. Karadan  sadece Sazak Koyuna ulaşım varmış, ama diğerlerine (Akvaryum ve Ceneviz)sadece  denizden ulaşabiliyormuşsunuz.

Sazak Koyunda uzaktanda olsa Carettaları gördük. Yavrular kıyıda yüzüyordu, 2 tane iri Caretta da biraz uzağımızda dalış yaptılar. Bayağı büyüktüler.

Sonrada döndük yine Çıralı’ya. Bu arada 3 Adalar vardı uzağımızda . Artık o tarafada ,diğer gittiğimizde görürüz dedik.

Öğlen yemeğimizi, Yörükoğlu Resturanda yedik. Patates kızartmaları çok farklıydı. Elma dilimli patatesler çıtır çıtırdı.)))

Bu arada Sinop’tan çok samimi arkadaşlarımız Sabri ve Aynur Harmantepe  arkadaşlarımız ve oğlu Fatih’le ziyaretimize geldikler.

Yine birlikte ,Hacer Hanım’ın hazırladığı nefis kekleri 5 çayıyla birlikte yedik.

Birazda Antalya’da yaşayan dostlarımızla gezdik Çıralı’yı. Bir gece önce gitmek isteyipte yağmurdan gidemediğimiz Yanartaş’a götürdüler bizi.

Çıralı’dan 4 km uzaklıkta bir yer.Karanlıkta gitmek istememizin sebebi, ateşi görebilmek.Bu kısma girişte ücretli.  Çıkış bayağı zordu. Devamlı yokuş ve merdiven çıkıyorsunuz. Yolda yüzlerce inen ve çıkana rastlıyorsunuz. Her defasında daha varmı diye sorduğumuzda, inen insanlar az kaldı dediler.)))25 dakika kadar sürdü çıkışımız.Elimize aldığımız fenerleri kullanmadık yol boyunca. Çünkü mehtap bize yol gösteriyordu.Veeeee en nihayet  dağda yanan ateşleri gördük. Bir dağın tepesinde bölüm bölüm yanan ateşler ve etrafına oturmuş bu ateşi izleyen veya üzerinde suçuk ekmek yapan birçok kişi vardı.Bizde elimize aldığımız bir sopayla toprağı biraz eşeledik, çakmağıda çakınca hemen alev aldı toprak. Bir süre oturup dinlendik. Sonrada dönüşe geçtik. Dönüş inişten biraz daha dikkat istiyordu. Kayma riski fazlaydı. İnerken yavaş inin, fazla oksijen baş ağrısı yapabilir dediler. Ama çok şükür hepimiz çok iyidik. Birazda aşağıda banklara oturup dinlendik.

Sonrada doğruca Çıralı’da ki bir gece önce yine gittiğimiz Karakuş Resturana gittik. Hoşça geçen akşam yemeği ardından odamıza döndüğümüzde, ben yorgunluktan artık baygın düşüp doğruca yatağa gittim…Uykuuuuu…Sen ne tatlı şeysin.))))

Not:Bu arada bu gezide komşum olan arkadaşlarım, geceleri veranda da salıncak keyfi yapmışlar, kıskandım.))))