Dünden biliyordum bugün saat 7.00 ile 15.30 arası elektriğin olmayacağını. İçimden de biraz sevindim vallahi. Ohh diyordum elektrik yok, internet yok, televizyon yok. Gel keyfim gel. Daha rahat gazete ve kitap okuyacaktık, birbirimizle daha fazla sohbet edecektik. Bunlar elektrik varken fazla yaptığımız şeyler değil de maalesef.
Kahvaltı sonrası yürüyüşe çıktık. Hava fena değil di, güneş parlaklığını tam göstermese de, deri bir montla yürümek beni üşütmedi. Parklar yine kalabalıktı.
Sonbahar iyice hissediliyordu.Onun için Yalı Kahvesinde otururken önüme düşen kuru yapraklar bana sonbaharı bir kez daha hatırlattı. Birde gökyüzünün gri tonu açmadı içimi. Alışmışım parlak güneşe, bulutsuz gökyüzüne, pırıl pırıl denize..İnsanların bile yüzleri asık göründü bugün yüzüme.
Ben gülen yüzleri, güneşi, pırıl pırıl parlayan masmavi denizi, rengarenk çiçekleri, yemyeşil ağaçları seviyorum.
Ruhumu aydınlatan, enerjisiyle beni mutlu eden, iyilik sever, dedikodusuz, ortamları seviyorum. Konuşmalarıyla karşısındakini incitmeyen insanları, sözlerinin altında başka bir anlam aramayacak ve aratmayacak insanları seviyorum.
Ben dürüst olan, sözünde duran, yalan konuşmayanları ve ikiyüzlü olmayan insanları seviyorum..
Ben çalışkan, üreten, helal mal yiyen insanları seviyorum.
Ben bu özelliklerin çoğunu bir arada bulunduran, en çokta çocukları seviyorum…
Allah Allah bu nasıl bir Pazar yazısı oldu.????
Galiba elektrik ve suyun olmayışı etkiledi beni.))))))
Ama çok ta güzel olmuş.. duygularını, içini dökmüşsün.
Teşekkür ederim Gül.)))