NİLGÜN'ÜN GÜNLÜĞÜ – SİNOP AŞIĞI 
Büyük olmak için; hiç kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın. Memleket için hakiki mefkure ne ise onu görecek, hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır, herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. Fakat sen buna mütehammil olacaksın. Önüne nihayetsiz manialar yığacaklardır. Kendini büyük değil, küçük, zayıf, vasıtasız, hiç telakki ederek kimseden yardım gelmeyeceğine kani olarak bu maniaları aşacaksın. Bundan sonra da sana “büyüksün” derlerse bunu söyleyenlere güleceksin.
M.Kemal ATATÜRK (1929)
SGK İl Müdürlüğümüzün düzenlediği ve Dr. Ala ELCİRCEVİ’nin eğitici olduğu “Motivasyon, Halkla İlişkiler ve İletişim” semineri geçen hafta Polisevinde yapıldı. Takip eden gün de Kamu Kurumlarındaki müdür ve şeflere “Liderlik” eğitimi verildi.
Eğitimi veren Dr.Ala Elcircevi, Dubai doğumlu olup, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinde yabancı öğrenci kontenjanı ile okumuş. İlgi duyduğu Halkla İlişkiler üzerine yoğunlaşmış ve Scream Force- Çığlığın Gücü seminerleri vermeye başlamış.
Ben kendisini ilk defa bu konferansta görüp tanıdım. Salonda yerime geçip işitme engelli biri olarak izlemeye, beden dili ve arka fondaki ipuçları ile onu anlamaya çalıştım. Zaman zaman sorduğu sorulara anlamadığım için tepki veremedim. O an düşündüm ki; arka fonda daha çok görüntü olsa konuşmasına eşlik edecek görüntü ve yazılar olsa daha çok konuya hakim olabilirdim. Seminer bitince “Çığlığın Gücü” kitabını alarak ona imzalattırdım.
Ertesi gün de verdiği facebook adresini arkadaş listeme ekledim ve anında kabul ettiğini şaşkınlıkla gördüm. Peşinden ona bir mesaj gönderdim, diyordum ki: “Sn. Dr. Ala Bey, ben dün akşam işitme engelli olarak motivasyon seminerinizi izledim. Eğitim konusunda hep derim ki: insan olmak; kulak-göz veya ayak-el ile değil kafa ve kalp ile mümkün oluyor. Siz bu fikrimi onaylamış oldunuz. Kitlelere eğitimde lütfen arka plandaki destek görüntüye daha çok yer verin, altyazı olsa benim için SÜPER olurdu.. yabancı biri olarak çeşitli ülkeleri gezerken onların dilini anlamadığınızda veya anlatamadığınızda ne yapıyorsunuz? diye sormuş ve Biz işitme engellilerin kulağı GÖZ olmuş durumdadır. diye de eklemiştim.
O gün “Liderlik” semineri öncesi servisime gelip, “mesajınızı okudum bana harika bir fikir verdiniz, bunu uygulayacağım” demesi, ona karşı daha çok sempati duymama neden oldu..işte bu.. dedim, biz böyle olmalıyız herkese, her konuya açık olmalıyız. Başarıya götüren nedenlerden biri bu olsa gerek. O akşamki seminere mazaretim nedeniyle katılamadım. Ertesi gün de izin almıştım, TRT de “Yaşadıkça” programının sunucusu Mehmet Kızıltaş’ın “Engellilerle 360 derece iletişim” konferansına katılmak için.
Bu arada “Çığlığın gücü” kitabını da okudum. Kitapta bir kıta çok ilgimi çekti:
Kurbağalar birgün yarışmak için toplanmışlar, hedefe koşmak üzere sıraya girmişler ve “Booo” sesiyle yarış başlamış.. Kurbağalar zıplamaya başlamış, seyircilerde biryandan siz yapamazsınız, vazgeçin, tepeye varıp ne yapacaksınız diye söyleniyor.. çoğu kurbağa vazgeçerken bir kurbağa sağa-sola bakmadan devam ediyor ve hedefe varıyor. Alkışların arasında hedefe nasıl varmayı başarabildiğini sorduklarında: “efendim duyamadım, bir şey mi söylediniz” diyor. Meğer kurbağa sağır değilmiymiş! Ben bunu çok sevdim, okurken o an; aklıma yazıma başlangıç yaptığım Atatürk’ün özlü sözü geldi nedense..
Dr.Ala, gelecekte çocuklarımıza güzel bir iz bırakalım diyor. İz bırakmayı da 3 çeşide ayırmış. Suya, kuma ve kayaya olmak üzere.. suya dokunduğunuzda parmağınızın izini görür, çektiğinizde kaybedersiniz, kuma elinizi bastırdığınızda yine iz kalır ancak arkanızı döndüğünüzde bir rüzgar eser o da silinir. Mühim olan kayalarda iz bırakabilmek (mücadele ister, kalıcı olmak gerek) diyor.Daha fazla yazmayayım siz bu kitabı alın okuyun..geleceğinizi olumlu yönde şekillendirin.
Kendinize güvenin, pozitif olun..
Bu güzel, bilgilendirici semineri düzenleyen İl Müdürümüz Yaşar YILMAZ’a ve eğitimi veren Dr.Ala ELCİRCEVİ’ye çok teşekkür ederim.
Esenlikler dileğiyle..
Gül Ustabaş GENÇ
Dr.Ala’nın seminerinin takdire değer olduğu görülüyor. Ama ondan daha önemlisi sizin, sıradan bir olaydan sıradışı sonuçlar çıkarma beceriniz; onun da özündeki “akla üşüşebilecek çeşitli saptırıcılardan -noise- uzak kalarak bir zihinsel netlik ortamı yaratabilmiş olmanız”dır.
(http://tinaztitiz.com/3635/3635/ adresindeki Kurumsal Meditasyon, bu zihinsel netlik ortamı hakkındadır.)
Tınaz Bey, çok teşekkür ederim yorumunuz için. Beni onurlandırdınız. Sizden daha çok şey öğreneceğimi düşünüyorum. Saygılarımı sunarım.
Fırsat bulup bu seminere katılmayı gerçekten çok isterdim. Ablacım biliyorsun ki bendede işitme kaybı var. Ve bazen gerçekten bunun sıkıntısını yaşadığım anlar oluyor. Ama her defasında şükrediyorum. Çünkü bu anlarda gözlerim herşeye yardımcı oluyor. Bahsettiğin gibi arka fondaki resimler, alt yazılar kurtarıcı oluyor hepimiz için. Bazen geceleri televizyonda birşeyler izlemek istesem sesini çok açamadığımdan dolayı kapatmak zorunda kalıyorum. Hatta bazen anlamıyorum ve televizyonun sesini çok açtığımı eşimin uyarısıyla farkedebiliyorum. Belki bu insanlara basit birşey gibi gelebilir ama değil. Bu nedenle televizyonlarda alt yazı ve işaret dili olmalı diye düşünüyorum. Dr. Ala ELCİRCEVİ gibi herkesten bu duyarlılığı bekliyorum.
Canım, kalp kalbe karşı.. Bir sorunu en çok o sorunu yaşayan bilir.. Sen işitme kaybın ile ilgili doktora gidiyor musun? İhmal etme lütfen. Gerekirse cihaz al ve tak, durdurmaya çalış.
16 Aralık ta Cerrahpaşa da en az 10 KBB profesörünün bulunduğu bir bilgilendirme toplantımız var, ben gitmeye çalışacağım sende gelmek ister miydin? Sevgiler.
Sevgili Gül,
İşitme engeli sorununu yaşamayanların da tanımaları için verdiğin çaba ve bu çabana destek verenleri kutluyorum.
Birimizin sorunu hepimizin sorunu diyerek: http://bit.ly/RhAV1d
Sevgi ve selamlarımla,
A.Şükran Demiralp
Harikasın hocam..teşekkürler.
Bir tv prg .da tesadüf tanidim ala beyi.özgüvenini okadar yitirmiş biriyimki .evi bırakın odamdan dahi çıkıp evdekilerle iletisim kurmak izdirapti.kendisini 5 dk kadar dinledim.bu dedim halimi ve dygularima tercuman olacak kişi.baglandim yayına.anlattim derdimi.banakurduggu 1 cümle varya….. yıllardır duygularimin içinden cikamadigim belki kendime itiraf edemedigim gerçeğin ta kendisiydi.benim konferanslarina ve kendisine ulaşma imkanım yok.ama 1 saatte olsa kendimi ifade etmeye ömrüm boyunca ihtiyacimin olduğu tek insan
Duriye hanim size soyledigi ve sizi etkileyen nedir? Dr.Ala hoşgörülü ve iyi niyetli bir kisilik. Bende cok takdir ettim ve o yuzden yazdim bu yaziyi.