İD (İndüksiyon Döngü) Sistemleri ve İD Türkiye..Sessizliğin Sesi

Uzun bir aradan sonra yeniden Merhaba;

Sizlerle işitme engelliler için önemli olan İD sistemlerini ve bu sistemle ilgili İD Türkiye sahibi ve Genel müdürü Sn. Tolga Dorken ile yaptığım röportajı paylaşıyorum.. Umarım işitme engelliler için ülkemizde çok yeni olan bu sistem için farkındalık artar ve yaygınlaşır..

tolga_dorken_fotograf

Tolga Bey, önce kısaca sizi ve İD Türkiye’yi tanıyalım.

İD Türkiye’nin sahibi ve genel müdürüyüm. Yaklaşık bir senedir faaliyet gösteriyoruz. İD Türkiye, ülkemizde engellilere yönelik erişilebilirlik hizmetlerinin sadece paraya endekslenmeden ve doğru bir şekilde yapılabilineceğini göstermek amacıyla kuruldu. Her ne kadar tüm engel gruplarına yönelik hizmetler sunsak ta, önceliği erişilebilirlik konusunda sürekli arka plana itilen işitme engellilere vermeye karar verdik ve özellikle de bu konuya odaklanıyoruz. Çalışmalarımız bireysel ürünlerden çok, kurumlara yönelik. Gerek resmi, gerekse özel kurumları bu konuda hem eğitmeye hem de hizmet sunmaya çalışıyoruz.

İD nedir? Bu buluş kime ait?

İndüksiyon döngü (işitme döngüsü) sistemi, yani İD- ki biz ona iyi duyma sistemi demeyi seviyoruz, dünyada kullanımı en yaygın olan yardımcı işitme sistemidir. Sistem, sesleri manyetik dalgalar aracılığıyla işitme cihazi ve koklear implantlara ulaştırır ve cihazlardaki mevcut T programını kullanır. Sistemi belki de en başarılı kılan şey budur, cihaz kullanıcısının ek bir masraf yapmasının gerekmemesi, zaten kullandığı işitme cihazı ya da implantı kullanarak yayını alması… Cihazını T programına alan kullanıcı çevreden gelen tüm gürültü kirliliğini (arka plan konuşmaları, sesin yankılanması, hoparlör etkileri, vbg.) keser ve sadece duyması gereken şeyi duyar. Bu da ses kalitesini ve algılamayı büyük oranda yükseltir. Web sitemizde bu konuda pek çok görsel de bulunuyor, merak edenlerin www.idturkiye.com adresini ziyaret etmelerini tavsiye ederim.

Pek çok buluşta olduğu gibi maalesef İD sistemlerinin çıkışı da savunma sanayii kaynaklı. Benzer sistemleri zamanında ajanların, vs. kullandıklarını duyduk. İşitme engellilere yönelik ilk gerçek üretim ise 1969 yılında, bugün Univox olarak tanıdığımız markanın kurucusu olan İsveçli Bo Edin tarafından yapılmış.

Nasıl bir şey? kaç çeşidi var?

Sistem bir amplifikatör ve bir döngüden oluşuyor. Amplifikatör sesi kaynağından alarak (bu mevcut ses sistemi ya da bizim kuracağımız bir mikrofon olabilir) döngüye iletiyor. Döngü dediğimiz şey de bulunan mekana döşenen bakır iletkenler. Amfinin ilettiği ses, elektrik akımı olarak döngüden geçerken elektromanyetik indüksiyon dalgaları oluşuyor. Bu dalgalar, işitme cihazı ve koklear implantlarda bulunan telecoil bobini tarafından yakalanıyor ve tekrar sese dönüşüyor.

Çeşit anlamında ihtiyaca göre pek çok alternatif bulunuyor, ama biz temelde bunu 4 gruba ayıralım. Birincisi salon sistemleri. Bunlar sinemalara, tiyatrolara, konferans salonlarına, üniversite amfilerine, camilere ve benzeri toplu mekanlara kuruluyor. Bir diğer sistem bankolara yönelik. Banka vezneleri, PTT’ler, bilet gişeleri, danışma bankoları bu tür sistemleri kullanıyor. Ulaşım araçlarına yönelik sistemler otobüs, metro gibi taşıtlarda ve asansörlerde kullanılıyor. Burada hep asansörde ne gerek var sorusu ile karşılaşıyoruz. Tabii ki asansöre kurulan sistem birinci kat, ikinci kat diye anonsları kurmaya yönelik değil. Bu alanlarda sistemi acil yardım sistemine bağlıyoruz. Böylece işitme engelli birisi tek başına asansörde mahsur kalırsa, yardım merkezi ile sorun yaşamadan iletişim kurabiliyor. Son olarak da bireysel sistemler mevcut. Bunlar, telefon kullanırken size yardımcı olabilecek boyun döngülerinden televizyona entegre edebileceğiz ve oturma odanıza kurabileceğiniz mini sistemlere kadar değişiyor.

Nerelerde kullanılıyor ve maliyeti nedir?

Sistem sadece şuraya veya buraya değil, algılama sorunu yaşadığınız, çevresel faktörlerin sizi rahatsız ettiği her mekana kurulabilir. Bu bakkalınız ya da eczaneniz bile olabilir. 1995’ten bu yana İngiltere’de kamuya açık her yerde kullanımı zorunlu ve artık Londra’daki taksilerde dahi kullanılıyor. Maliyetler tamamen mekana bağlı. Ancak bireysel sistemleri merak eden okuyucularınız için, boyun döngüleri 120-130 TL civarında, oturma odanıza kurulabilecek sistemler ise 1000 TL’nin altında.

İşitme engellilere faydası nedir?

Çok basit bir benzetme ile, tekerlekli sandalye kullanan bir insan için rampanın faydası ne ise, işitme cihazı ya da koklear implant kullananlar için İD sistemlerinin faydası da o. Yani amaç  insanları hayata katabilmek. Sinemaya gittiğiniz de izlediğiniz filmden zevk alabilmeniz, bankada görevliyle para konuşurken söylediği herşeyi anlayabilmeniz. Örnekler uzatılabilir. Amaç, işitme engellilerin kimseye muhtaç olmadan özgürce sosyal, kültürel, ekonomik ve eğitim hayatına katılabilmesi. Sistemin yardımcı olmaya çalıştığı şey de tam olarak bu.

Türkiye’de bugüne kadar hangi Kurumlar (resmi ve/veya özel) binalar İD sistemi kurdurdu?

Sistem her ne kadar 40 yıldan uzun bir zamandır mevcut olsa da Türkiye’ye ancak geçen sene girebildi. Buna rağmen ülkemizde hızla yayıldığını söyleyebilirim. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, İstanbul Atatürk ve Antalya Havalimanları, İzmir Mövenpick oteli, Alanya Belediyesi Amfitiyatrosu, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Merkezi bunlardan sadece bir kısmı. Arzu edenler, web sitemizden yapılan tüm projeleri detaylı olarak görebilirler. Bu ropörtajı yaptığımız sırada da ekiplerimiz Adana’da bir hastanede kurulum gerçekleştiriyorlar.

Talepte bulunan ve yapılması hedeflenenler var mı?

Şu anda talep oldukça yoğun. Şu anda ihale sürecinde olduğu için adını vermek istemediğim birkaç kentin metro sistemleri bu yaz İD sistemine kavuşacak. Postanelerde sistemin yaygınlaşacağı, hastanelerde aynı şekilde yaygın bir kullanım bulacağını görüyoruz. Aynı zamanda pek çok otel de sistem ile ilgileniyor. Ancak şüphesiz burada önemli olan sadece bizim tanıtım yapmamız değil, işitme engellilerin de aktif olarak sistemi talep etmeleri. 5378 sayılı Özürlüler Kanunu, kamuya açık her alanın erişilebilir olmasını gerektiriyor ve verilen süre Temmuz ayında sona eriyor. Kanunun kastettiği sadece rampa ve hissedilebilir yüzeyler değil. Her kurumun işitme engellilere yönelik çalışmaları da bu süre içinde tamamlamış olması gerekiyor. Bunun takibini de işitme engellilerin kendileri yapmazsa kimse yapmaz.

Evet arkadaşlarım, belki çoğunuz İD Sistemini bilmiyordunuz veya biliyor ve benim gibi tam olarak ne işe yaradığını anlamıyordunuz.. bu sebeple Sn. Tolga Dorken bey ile mail ortamında yaptığım görüşme ile bu eksikliği giderdiğimi düşünüyorum.

Sn. Tolga Dorken’e duyarlılığı ve yardımı için çok teşekkür ederim..

Daha fazla bilgi için; www.idturkiye.com adresini ziyaret edebilirsiniz..

Güzel günler dileğimle..

Gül Ustabaş GENÇ

Hakkımda Nilgun

blank
Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

KİTAPLAR VE KÜTÜPHANE….Sessizliğin Sesi

 Sevgili arkadaşlarım; İnanın düzenli yazmak istiyorum ama, bir türlü bilgisayar başına oturamıyorum.. Telefon her işimizi …

4 Yorum

  1. blank

    Sevgili Gül,

    Eline sağlık. Önemli bir konu. Tolga Dorken’e bir sorum var. Bu sistemin olası riskleri neler olabilir? İşitme engelliler / engeli olmayanlar açısından açıklamasını rica ederim.

    “1995′ten bu yana İngiltere’de kamuya açık her yerde kullanımı zorunlu ve artık Londra’daki taksilerde dahi kullanılıyor. ” olması Türkiye için bu durumu sorgulamamamız anlamına gelmemeli. Aynen bir ilaç prospektüsünde olduğu gibi, şimdiye dek saptanmış, varsa, olası olumsuzluklar da belirtilebilmeli. Böylece terazinin kefeleri Türkiye için nasıl olabilir?i daha iyi anlayabiliriz.

    Sevgilerimle,

  2. blank

    Şükran Hanım,

    Sorunuz önemli ve de çok geçerli bir soru. Elimden geldiğince açıklamaya çalışayım.

    Sistemin işitme cihazı / implant kullanıcılarına özel bir zararı yok. Sonuçta sistem ses dalgaları yerine elektromanyetik indüksiyon dalgalarını alıp tekrar sese dönüştürüyor, dolayısıyla çalışma mantığı olarak işitme cihazlarına bir etki yapmıyor.

    Sistemin sağlık açısından yaratabileceği tek soru işareti, manyetik dalgalardan oluşan radyasyonun etkisi. Ancak bu konuda da çalışmalar yapılmış ve salona kurulan güçlü bir sistemin yarattığı radyasyonun 0.126 µTesla düzeyinde olduğu saptanmıştır. Bu da salonunuzda bulunan bir floresan ampulün yarısı ya da oturma odanızdaki televizyonunuz kadar. Sistem kullanıcısının, İD sistemi olan bir mekanda televizyon karşısındakine oranla geçireceği zamanı düşünürseniz, ciddi bir sağlık sorunu teşkil etmiyor. Keza, banko tipi sistemlerin ya da ev için kullanılan sistemlerin ürettiği radyasyon oranı çok daha düşük.

    Sistem ile ilgili tek uyarımız boyun döngüleri konusunda oluyor. Her ne kadar şimdiye kadar tıbbi bir yan etkisi saptanmamış olsa da, boyuna takılan kablo şeklindeki döngünün yaratabileceği olası bir olumsuz etkiye karşı kalp pili kullananların boyun döngüsünü kullanmamalarını tavsiye ediyoruz. Buradaki sorun radyasyon değil, manyetik alanın kalp pilinin çalışmasını etkileme riski. Ancak bu sadece boyun döngüsü için geçerli, nedeni de kablonun yaklaşık olarak hemen kalbin üzerinden geçiyor olması.

    Umarım yardımcı olabilmişimdir.

    Tolga Dorken

  3. blank

    Tolga bey,
    Açıklamalarınız için teşekkür ederim. Benim için aydınlatıcı oldu. Sorularım olursa mutlaka size iletirim.
    Saygılarımla,
    A.Şükran Demiralp

  4. blank

    Hocam ilgi ve alakanız için size ve soruları cevapladığı için Tolga Bey’e teşekkür ediyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.