Durdum ben…Bi’Tutam Tuz..

Gezi Parkı ruhu yeni bir stil bulmuş dün gece. Bu sabah kalktığımda twitter #duranadam etiketiyle yıkılıyordu. Neydi bu?
Duran adam lakabını alan Erdem Gündüz genç bir performans sanatçısıymış. Gezi Parkı direnişinde ülkenin çeşitli yerlerinde maalesef ölmüş olan dört gencin ruhu için durmuş. Bir gazeteciye şunları demiş:
“Ben bir performans sanatçısıyım. Benim istediğim medyanın bunu görmesi. Benim duruşum medyaya karşı. 4 insan öldü ve medya bunu görmedi! Benim istediğim bu sistemin değişmesi. Bu hükümetin istifa etmesi yetmez! Bugün yapılan düzenlemeler göstermelik. Bu bir çığlık! Ama bu çığlığı duymadılar! Bu olay 10 yıllık bir serüvenin sonucu. Ölen 4 tane adamın hesabı sorulmalıdır! Çevik kuvvet müdahaleye hazırlanıyordu. İnsanlar zarar görmesin diye bitirdim. Ben bir kişiyim. Yarın bir başkası gelir durur. Bu devam eder. Ben içimdeki acıyı, insan ölümlerini duyurmak için durdum. Duran bir başkası da olabilirdi! Duran adam bir kişi değildir.”
Bu sessiz direniş bütün Türkiye’ye yayıldı bir anda. Türkiye’nin her yerinde saat 20.00’de ‘durmak’ için sosyalmedyada duyurular yapıldı.
Ben de durdum, durur muyum…Benim oturduğum yer bu tarz şeylere fazla katılan bir yer değil, ama olsun. Çıktım sahile. Denize doğru, ellerim ceplerimde başladım durmaya. Sadece bir adam duruyordu, bir de ben. Bu kadar az olunca anlamsız oluyor gibi…Ama bakın neler oldu?
Ben sadece bir noktaya bakmaya başladım…Önce nefeslerime odaklandım. Sadece durmak bir şey yapmamak gibi. Bir sürü şeyi bir arada yapmaya alışmış, yerinde duramayan ben için nasıl büyük bir külfet bu! Hiçbir şey yapma, sadece dur!
Sonra ayaklarımın altında yeri hissettim, yere bağlandığımı farkettim, dünya ana ile bir olduğumu hissettim. Halbuki betona basıyordum aslında.
Uzaklara baktıkça denizin diğer kıyısındaki ağaçları farkettim. Bir sürü ağacın arasındaki daha yeşil olan ağacı gördüm. Evet, gördüm. Bakmak ile görmek arasındaki farkı farkettim bir daha ve aslında hızlı şehir hayatında nasıl görmediğimizi, her gün aynı yerden geçsem bile bir çok şeyi görmediğimi. Bu ne kadar acı bir şey oysa ki, hayatımızdan çaldığımız görüntüler bunlar.
Zihnim boşaldı, sakinleştim. Evet, sakinleştim, çünkü aslında 10 dakikalık bir meditasyon yapmış oldum, gözlerim açıktı, önümden insanlar geçiyordu ve ben onlara dikkat etmiyordum, sadece bir noktaya kilitlenmiştim. Öyle muhteşem bir duyguydu ki bu! Güven verdi, cesaret verdi, sakinliğin içindeki gücü tanıttı bana.
Duran adam benim hayatımda bi’ tutam tuz oldu. Umarım bu yazım ona gider bir şekilde, ona derinden saygı, sevgi ve teşekkürlerimi sunuyorum bu deneyim için.
Ve aslında bugün Türkiye’de direnişin dirilişe döndüğü gündür benim için.

Banu Conker

Hakkımda Nilgun

Sinop'ta yaşayan, Sinop'lu bir bayanım. Gezmeyi, yüzmeyi, konuşmayı, sosyal aktiviteleri çok severim. İnsanlara yardımcı olmak beni çok mutlu eder.Ve tam bir Sinop Aşığıyım. Bu kadar yeterli mi?)))

İlginizi Çekebilir

blank

2017 geldi…Bi’Tutam Tuz..

Günaydın sevgili nefes dostu, Büyük umutlarla beklediğimiz 2017 en sonunda geldi ve ilk saatlerde yine …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.