Derya & Burak….

Çok sevgili arkadaşlarımdan biri olan Nurgül’ün kızı Derya, dün akşam evlendi.Biz de liseden arkadaşlarımızla oradaydık. Öyle güzel gelin ve damat vardı ki karşımızda…Mutluluktan bir ara gözyaşlarımı tutamadım.
Neden dir bilmiyorum, sünnet düğünlerinde, evlilik törenlerinde, askere uğurlanan delikanlıları gördüğümde, gözyaşlarımı tutamıyorum. Çok duygulanıyorum nedense.

Dün akşamda Derya’yı, Pamuk Prensesler gibi karşımda görünce ,yine duygusallığım ön plana çıktı.Damat Burak’ta pek yakışıklı,tatlı biri. Onları tebrik ederken, ben konuşmayı çok seven Nilgün, dilim tutuldu sanki. Sadece ömür boyu mutluluklar dileyebildim.
Yuvam’da yapıldı düğün ve açık havada. Şanslarına havada pek güzeldi,gündoğrusu da yoktu, çok güzel bir düğün oldu. Takı faslı bittikten sonra ,oyun havaları başladı.Gelinle damadın oynayışları, annelerinin ve babalarının mutluluğu görmeye değerdi. Allah’ım her günleri böyle mutlu geçsin inşallah.

Ve gecenin en etkileyen görüntüsü de, anneannelerinin aralarında oluşuydu. Teyzeyle bir ara konuştum,ah kızım dedi, bir ara hastalandım, bana birşey olacakta torunumun düğününü göremeyeceğim diye çok korktum, ama Allah’a şükür bu günleri görmek nasip etti. İnşallah sizlere de nasip eder dedi.Ve sonra, aslında bastonla da olsa, daha ben yaşamak istiyorum,hayatı seviyorum dedi.
İşte bu dedim….. işte bu hayatı sevmek, hayata bağlı olmak insanı ayakta tutan. Yaşama sevinci insanı ayakta tutan. Allah böyle günler yaşamak inşallah bize de nasip eder.
Ahh birşey daha anlatmak istiyorum size. Ön sıralardaki masaların birinde 3 kişilik yer vardı oraya oturduk. Karşımızda da başka bir aile vardı. Biz düğüne giderken arkadaşım Nilgün’ü de almıştık. Kendisi liseden arkadaşım, tıpkı Nurgül gibi. Karşımızda oturan beyi bakışlarından tanıyor gibi oldum. Yanımda oturan Nilgün’e sordum,  sakın karşımızda ki bey, bizim sınıf arkadaşımız olmasın dedim. Baktı yok canım hayır ,o büyük bizden dedi. Biraz sonra o bey eşime dönüp, Nilgün Hanım beni tanımadı galiba dedi. Ben pardon isminiz dedim.Şevket Şişmanoğlu dedi.Aman tanrım sizi tanıyamadım ama, isminiz her daim aklımda, çünkü birtek siz Kimya Hocamız Nazik Görgün’e kafa tutmuştunuz dedim.)))
Bizim sınıfta herkes, kulakları çınlasın Nazik Görgünden çok korkardık. Ama ne korkma titrerdim onun dersinde. Yandaki arkadaşımın önlüğünü tutar derse kaldırmasın diye ders boyunca dua ederdim.Ama Şevket bir gün hocaya karşı geldi, çarptı kapıyı çıktı sınıftan. Ardından köpürmüştü Nazik Hocamız. İşte o hareketinden sonra Şevket kafama kazındı. Görüntüsünü net hatırlayamasam da ismi hafızamda kaldı.))))Sarı tarihçi (Allah rahmet eylesin), Erdem Kara hep uğraşırlardı Şevket’le güzel anılardı.))))))
Düğün boyunca bol bol resim çektim, fakat malesef her açıdan baktığımda karşıdan ekrana çarpan projöktör gibi ışıklar fotoğrafların görüntüsünü bozdu. Elimde ki en iyi fotoğrafları yayınlayacağım artık.
Dün yine yürüyüşe çıktığımda Kumkapı’da ki kalelerin denize vuruşu harikaydı. Ve 2 gündür aynı yerde martı duruyordu. Aynı martımı , akrabasımı bilmem ama manzaranın nereden seyredileceğini iyi bildiğine şüphe yok.)))

Sevgili günlük..Güzel bir gündü dün. Derya ve Burak’a ömür boyu mutluluklar diliyorum. Ailelerinin mutluluğu da tıpkı dün gece ki gibi ömür boyu sürsün.
Bu arada teyze olmak kolay mı? Nurcan,kızı eşi hepsi Rusya’dan ,düğüne gelmişlerdi.)))Haydi bakalım,darısı diğer bekarların başına diyorum ve ben gidiyorum.)))))
İyi pazarlaaaar…..